Rüzgarlı Gece

-3-

Küçük bir kızın kırmızı rugan ayakkabılarını, çirkin kirli sivri uçlu ayakkabısıyla ezdi biri,.. Siz ondan bile kötüsünüz bayım.

Tamamen hazır şekilde odamda oturmus olacakları bekliyordum. Kapının tıklanmasıyla gözlerimi kapıya doğru çevirdim ve tiz bir sesle 'geel' diye seslendim kapı yavaşça açıldı ve görüş açıma Miray girdi yanıma yaklaşıp '' gece babam çağırıyor misafirler birazdan gelirmiş kapıyı sen açıcskmıssın ne alakaysa sanki bizim kolumuz yok hey allahım '' miraya gülüp omuzuna vurdum '' Miray beni bu halde bile güldürüyorsun ya helal olsun ''
Miray gururla omuzlarını dikip '' eee tabi zor bulunur benim gibisi Allah başınızdan beni eksik etmesin amiiin'' başımı iki yana sallayıp' 'manyaksın sen'' miray gülüp kollarını gövdeme sıkıca sardı.

Biraz sarıldıktan sonra benden ayrılıp dolu gözlerle yüzüme baktı ne oldugunu anlamazcs yüzüne bakıp '' yine ne oldu ikizler burcu olmandan nefret ediyorum miray '' miray gülümseyip
'' gece sen gidersen ben naparım kiminle oturup dedikodu yaparım kiminle saçmalarım ben sensiz naparım be gecem '' sesi sonlara doru titrek bi sesle kısıldı ve gözlerinden birer birer yaşlar akmaya başladı. Bende dolu gözlerle miraya bakıp parmaklarımla yaşlanan yanaklarını sildim.
'' asıl ben naparım o evde ne sen varsın nede başka biri yeminle gidersem amcamı bile özliycem ama her gün birbirimizi arar hasret gideririz gerekirse buluşuruz bile sen orasını düşünme '' miray dolu gözlerle hafif gülümseyip yeniden bana sıkı sıkı sarıldı.

Kapının tıklanmasıyla birbirimizden ayrıldık kapıya doğru bakarak 'giiir' diye bağırdım içeri derin abla girdi. Bizi yaşlı gözlerle görünce merhametli bir anne gibi gülümseyip çabucak yanımıza gelip bize sarıldı. Sonra geri çekilip '' bune be böyle cenaze var sanki oturmuş ağlıyorlar ben gitsem bu evden bu kadar alamazsınız he yazıklar olsun miray birde kardeşim olucaksın ''
Bunu sitem ederek deilde güler bir suratla söyledi. Dediğine üçümüz de güldük.
Birden ciddileeşip '' bak ne için geldiğimde unuttum sizin yüzünüzden babam çağırıyor misafirler geldi gelecek siz hala buradasınız bide mirayı seni çağırsın diye gönderdik ''dedi.

Miray bana dönüp son kez baktı sonra birşey unutmuş gibi hemen ayağa kalkıp odadan çıktı ne olduğunu anlayamadan geri gelip elinde sıkı sıkı tuttuğu şeyi gözlerimin önünde avucundan çıkartıp sallamaya başladı salladığı bir kolyeydi elimle kolyenin ucunu tutup nasıl birşey olduguna baktım.
Ucunda küçüm damla şeklinde bir pırlanta çevresinde ise küçük yeşil boncuklarla kaplı zümrütler vardı ağzım açık bir şekilde miraya bakıp '' miray bu bu çok güzel bu nerden çıktı şimdi '' dedim.
Miray gülümseyerek '' bunu ilk maaşımı aldığımda kumbradaki paralrımla birleştirip almıstım guya ilk evldendiğim zaman kendime takacaktım ama nasip sanaymış '' dedi.
Şaşkın gözlerle yüzüne bakıp '' ben bunu hayatta alamam sonuçta kendine almıssın hayatts olmaz ''
Miray kaşları çatıp bir şekilde '' sana fikrini soran yok gece dön bakayım arkanı '' itiraz etsemde zorla arkamı döndürüp kolyeyi boynuma taktı.
parmaklarımla kenarlarındaki zümrütlere dokunup '' bunu asla çıkartmıycam '' dedim.
Miray '' öyle güzel oldu ki bencede çıkartma neyse hadi gidelim misafirler gelir şimdi '' dedi kafamı sallayıp ayağa kalktım siyah kemerli topuklu ayakkabılarımı ayağıma geçirip kalktım son kez aynada kendimi süzüp mirayın arkasından odadan çıktım. Salona girip bulduğum boş bir yere oturdum amcam bana bakıp '' afferin güzel olmussun sakın bi arıza çıkarma kırarım boynunu '' korkakça kafamı sallayıp oturduğum yere dahada sindim.

Tam oturmaktan sıkılmışken kapı çaldı. - Evveet buyurun cenaze namazına -  yengemle amcam hemen ayaklandı banada yengem kaç göz işareti yaprak kapıyı işaret etti.
Yavaş adımlarla kapıya doğru yürüyüp tam önünde durdum içimden - allahım her şey güzel olsun-
Diyip kapıyı açtım.
Karşımda biri 50li biri 45li yaşlarda iki yaşlı karı koca belirdi kadında bildiğimiz vakur duruş adamda ise kumar oynadığı çok belli pis bir ifade vardı ikisi içeri girdi arkalarından rahat 1.90 boylarında yaklaşık 20-25 yaşlarında saçları dokunsam bozulacak şekilde gözleri yemyeşil  spor bir takım elbiseyle duran bir delikanlı vardı. Bi dakka bi dakka  yoksa Allahım bu evleneceğim çocuk mu?

Ne tarafa bayılıyoruz çünkü ben heran bu çocuğun kollarına doğru bayıla bilirim de.
Gözlerini yerden kaldırıp gözlerime dikti o yemyeşil gözleri okadar güzeldiki o gözlerde kaybolmak istedim. İfadesiz  bi şekilde bir süre bana baktıktan sonra baştan aşşağı beni süzdü, ben hala gözlerine bakıyordum. Yanımdan geçip içeri doğru yürüdü ben kapının kolu elimde kapı açık bi şekilde hala olduğum yerde bekliyordum.

Miray kolumu cimdik atıp '' kız manyak kendine gel düştün oğlana resmen '' deyip kısık sesle kahkaha attı. Kendime gelip hemen kapıyı kapattım. Miray gittikten sorna arkamı kapıya yaslayıp - umarım mutluluk bundan sonra beni bulur -.

Bölüm sonu bayaaa uzun bir süre sonra sonunda üçüncü bölüm geldi.
Sonraki bölümde görüşmek üzere öptüüm ❤️