Damarlı göz kapaklarımı, gözümü delmeye çalışan güneşe ışığına rağmen zorda olsa araladım.
Hayatı sorgularcasına yatakta oturmuş garip desenli halıyı izlerken
Telefonum bildirimle titredi.
Komodinin üstünde duran telefonumu elime aldım ve gelen mesaja baktım.Rüzgar'dan 1 yeni mesaj
Telefonun kilit ekranını açtım ve rüzgar'ın gönderdiği mesaja tıkladım.
Aşşağıdayım 10 dakikaya yanıma gel işlerimiz var.
İş mi? Onun ve benim evlilik harici ne işimizi olabilirdi ki. Gelinlik hazırdı, salonu zaten onlar ayarlayacaktı. Neyse sorgulamaktansa cevaba doğru yürümek en iyisi.Elimi yüzümü yıkayıp, gardolabımın karşısına geçtim. Siyah bir tayt ve üzerine yine siyah ince uzun bir sweet'te karar verip seçtiklerimi üzerime geçirdim. Belime kırmızı kadife dokulu bel çantamı taktım, saçımı at kuyruğu yaptım ve uzun siyah kirpiklerimi dahada belirginleştirmek için hafif bir maskara sürdüm. Telefonumu elime alıp odamdan çıktım.
Mutfakta kahvaltı hazırlayan yengem ve derin ablanın yanına gittim yengem arkasını dönüp beni gördü ve konuşmaya başladı.
Vay taze gelinimizde uyanmış ne o evleniyorsun diye ev işlerini iyicene saldın bakıyorum da. Öyle bön bön yüzüme bakmada gel şuraya kahvaltıya yardım et.
Yengeme gözlerimi devirdim ve derin ablaya döndüm.
Abla ben çıkıyorum rüzgar geldi bir yere gidicez.
Derin abla cevap veremeden arkadan amcamın sesi duyuldu.
Kız biz seni zorla evlendiriyoruz diye suratın sirke satıyordu. Ne olduda o oğlana efsunlandın.
Amcama burnumdan soluyarak cevap verdim.
Amca efsunlanmış falan değilim ben. zorla evlendiriliyorken mutlu olmamımı bekliyorsun. İnan o evde dayak yiyecek bile olsam bu eve adımımı bile atmam rahat ol.Amcamın bir şey demesine fırsat vermeden yanından hışımla geçtim. Ayakkabılarımı giyip kendimi dışarı attım. Siyah arabaya yürürken ellerim sinirden terliyordu, Ve dişlerimi sıktığım için kırılmaları an meselesiydi.
Arabanın yanına geldim ve kapıyı açıp oturdum ardımdan benden hiç beklenmeyen bir şey yaptım ve kapıyı sertçe kapattım.Yaptığım hareketle rüzgar çatık kaşlarıyla bana baktı sinirden kızarmıs olan yüzümü görünce çatık kaşları biraz olsun gevşedi.
Ona dönüp sinirle konustum.
Hani işlerimiz vardı? Çalıstır arabayı da gidelim.
Rüzgarın kaşları bu sefer yukarı kalktı.
Sinirli misin sen?
Yok rüzgar çok mutluyum,o kadar mutluyum ki mutluluktan çenem kasılıyo. Hey Allahım.
Yok rüzgar çok mutluyum. Şu arabayı çalıstır ve gidelim şu evi görmek istemiyorum.Rüzgar direksiyonda olan eliyle çenemi sımsıkı tuttu ve kafamı kaldırdı ateş saçan gözlerini gözlerime dikti.
Bana bak benimle dalga geçme ve emirli konusma.
Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak buna deniyor heralde.Amcam gibi bir delinin evinden ayrılıyorum diye sevinirken bu seferde kasırga ay pardon rüzgar psikopatının ağına yakalandım sanırım.
Sen bana emirler yağdırırken bir şey yok ama ben 'arabayı sür' dedim diye suçlu oluyorum saçmalık.Rüzgar çenemi daha çok sıkıp bir şey diyeceği sırada telefonu çaldı. Çenemi bırakıp cebinden telefonunu çıkardı ekranına kısaca baktıktan sonra yeşil tuşa tıkladı.
Anlamadığım dilde bir şeyler söyleyip kapattı. Telefonu cebine geri koyup Benden tarafa hiç bakmadan arabayı çalıstırdı.Bir süre sonra bir avm'nin önünde durduk. Arabadan indi, bende arkasından indim.
Yetişmesi imkansız olan rüzgara sonunda yetiştim ve çok yorulduğumdam elimi omzuna koydum. Durdu. Arkasını döndü ve çatık kaşlarıyla yine suratıma dik dik baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarlı Gece
Chick-LitHani insanlar en sevdiklerini çabuk kaybeder ya ben bu yüzden sevmeyi bıraktım.. Belkide yanlış yaptım.. Nerden bilebilirim ki