"Tamam alaycı bir yapım olabilir ama şuan cidden, olaya Fransızım."

231 24 49
                                    


7 Mart 1970 / İstanbul

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi / Kampüs Bahçesi

Gece önündeki tezlerini dosyalayıp zımbalarken bir yandan da omzuyla kulağı arasına sıkıştırdığı telefondaki hattın diğer ucundaki Eslem'in anlattıklarını dinlemeye çalışıyordu. Eslem hararetle arkadaşına bir şeyler anlatmaya çabalarken dinlendirici gözlüğü hafifçe kayıp, şampanya sarısı saçlarından bir tutamı önüne düşen Gece sıkıntıyla puflayarak,

"Birazdan Dekan'ın yanına uğrayıp, kampüsten çıkacağım. Daha sonra daha detaylı konuşsak?"

"Ha sen meşgul müydün? Problem yok, haberlerini bekliyorum."

"Tamamdır, bensiz gitmeye kalkma. İşlerim biter bitmez geleceğim."

Zımbaladığı tezleri dosyaladıktan sonra hızlı hareketlerle son defa gözden geçirirken nar çiçeği dudaklarını büzüp, sıkıntıyla nefes vererek mırıldandı,

"Umarım arıza çıkartıp, başıma iş açmaz!"

Gözündeki gözlüğü çıkartıp bir kenara bırakırken göz ucuyla kol saatine baktığında, saatin öğle arasına az kaldığını fark edip panikle toparlanmaya başlamıştı. İçinden geç kalıp kalmadığının muhasebesini yaparken kucakladığı dosyalar, koluna taktığı çantasıyla beraber ayağındaki sivri topuklulara inat hızlı adımlarla koşmaya başladı.

Alpay ne zamandır fırsatını kolladığı anın kısa bir süre önce Helin'den gelen 'buluşalım' çağrılı mesajdan sonra geldiğine karar verip kampüsün yolunu tutmuştu. Biraz aceleci davranıp Helin'in daha dersten çıkmasına yarım saat varken kampüste bitmesiyse, gereğinden fazla uzayan bu oyunu bitirmekte ne kadar kararlı olduğunu yeterince yansıtıyordu.

Kampüs bahçesinden içeri girip katlara yöneldiğinde bir yandan kol saatine bakınıp bir yandan merdivenleri hızlı hızlı inmeye çalışan sevecen safir mavilerin sahibi kadını görmesiyle hipnotize olmuşçasına ona bakmaya başlamış, aceleci hareketleri ve mimiklerine tutkuyla kitlenmişti.

Yüzünde oluşan çarpık gülüşünü gizlemeksizin onu seyreden Alpay, Gece'yi tekrardan görmesiyle beraber Helin'le olan manasız ilişkisini bitirmekte ne kadar doğru bir karar verdiğinden bir kez daha emin olmuştu. Telaştan onu fark edemeyen genç kadınsa kolunun arasına sıkıştırdığı dosyalarından biri yeri boylayınca eğilip almaya çalıştığı sırada dengesini kaybedip merdivenden yuvarlandığında Alpay panikleyip hızla dibinde bitivermişti.

Gece ağzında ufak iniltilerle diz kapağını ovalarken başında dikilen genç adamı yeni yeni fark ediyordu. Alpay cevher yeşili gözlerindeki telaşlı ifadesiyle eğilip Gece'yi tek elini kalçasına tek elini sırtına atıp kucaklarken fısıldadı,

"Kollarını boynuma sar"

Gece onaylayıp komutuna uyduğunda, kucağında Gece'yle çıkışa yönelen Alpay'sa etraftaki meraklı bakışlara omuz silkip ilerlemeye başlamıştı ki Gece'nin kadifemsi sesiyle durdu,

"Alpay, eşyalarım.."

Alpay unutkanlığına lanet edip Gece'nin düştüğü yere dönerek kucağındaki Gece'yi incitmeden eşyaları da yanlarına alıp kampüs bahçesinin yolunu tutmuştu. Ötelerdeki çimenlikteki ahşap masalardan birine yanaştıklarında usulca Gece'yi oturağa yerleştirip,

"Burada bekle. Hemen geliyorum."



7 Mart 1970 / İstanbul

ZEHR-İ ŞARAPNELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin