Yorum istiyorummmm😊😊
Alexsander yol boyunca Rose'nin yüzüne bile bakmadı.
Lanet olsun ki aklındaki tek düşünce o lanet olası hizmetçi kızdı!
Bulundukları bölge Londra'ya fazla uzak olmadığı için yol uzun sürmemişti ve öğleden sonra eve varmışlardı.
Araba evin önünde durduğunda önce Alexsander indi. Arabadaki huzursuz kıpırdanmayı fark edince Rose'yi hatırladı. Doğrusu onun varlığını tamamen unutmuştu.
Biraz centilmen olması gerekiyordu ve bıkkın,sıradan bir el tutuşla Rose'nin arabadan inmesine yardımcı oldu.
Saniyeler sonra eve giren çifti girişte Düşes karşıladı.
Martha oğlunun yanındaki kadından hiç hoşlanmamıştı.
Asık suratla oğluna hoş geldin dedikten sonra gözlerini oğlunun yanında duran kadına çevirdi.
Martha tecrübeli gözlerle kadını süzerken kadındaki ucuzluk kokusunu alabiliyordu. Tam bir metres duruşu vardı kadında.
Kadın karşısındakinin bir Düşes olduğunun farkındaydı ve ona layık bir reveransla Düşesi selamladı.
Martha ise hiçte bu durumdan hoşnut değildi. Hoşnutsuzluğunu alenen beyan eden bir baş selamıyla belli etti.
Rose konumunu çok iyi bildiği için bu durumdan gocunmadı.
Martha öfkeli gözlerini oğluna çevirdi.
"Kim bu bayan Alexsander?" diye sordu. Sesi yumuşak ama bir o kadar da imalı ve iğneleyiciydi.
Alexsander'ın gözleri etrafı tararken ellerini saçından geçirerek kayıtsız bir ifade ve sesle "Metresim" dedi.
İki kadında bu cevapla şok olmuş gibi gözleri ve ağzı açık Alexsander'a baktı.
Doğrusu Martha oğlunun çapkınlıklarına ve kayıtsızlığına artık alışmıştı ama hiçbir zaman Alexsander annesini metresleriyle tanıştırmazdı.
Martha ucuzluğu hiç sevmezdi ve bu durum gerçekten de çok ucuz bir durumdu.
Alexsander iki kadını şaşkın şekilde bırakıp hızla odasına çıktı.
İki kadın ne yapacaklarını şaşırmış halde birbirlerine bakıyorlardı.
Sonunda bu gerilimli sessizliği bozan Düşes oldu.
" Kristen, hanımefendiye odasını gösterin."
Rose evin hizmetçilerinden birinin peşine takılarak odasına çıktı.
***
Geldiklerinden beri Alexsander'ın aklındaki tek düşünce Isabel'di. Eve girdiği an gözleri istemsizce onu aramıştı. Daha sonra ne yaptığının farkına varınca merakının yerini öfkesi almıştı.
Tanrım! Bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. Lanet olsun! O hiçbir kadını düşünmez, onun hayalini kurmazdı. Kadınlar onu düşünür ve arzuyla hayal ederdi. Tıpkı onun şuan Isabel'i arzuladığı gibi.
Alexsander bu düşüncelerinden sirkelendi ve duştan çıkıp kurulandı.
Üzerine açık mavi renk gömleğini geçirip altına dar siyah bir pantolon giydikten sonra akşam yemeği için aşağı indi.
Aşağıda Rose ve annesi hazır bir şekilde onu bekliyorlardı. Alexsander iki hanıma da kayıtsız bir baş selamı verdikten sonra masaya oturdu ve yemek servisi başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN GÖLGESİNDE (GÖLGE SERİSİ 1)
Historical FictionCambridge Dükü Alexsander Atkins'in evinde çalışan, basit bir hizmetçi olan Isabel çocukluğundan beri düke aşıktı. Her gece gölgeler arasında onun başka kadınlarla seviştiğini gören Isabel'in ruhu ızdırapla doluydu. Peki dükün bundan haberi var mıyd...