4.BÖLÜM

21.6K 833 96
                                    

Alexsander odanın perdeleri arasından odaya giren ışıklarla derin ve huzurlu uykusundan yavaşça uyandı.


Hafifçe gerindi ve yataktan çıktı. Başında hissettiği ani zonklama yüzünü buruşturmasına neden oldu.


Yatakta oturur vaziyette durdu ve şakaklarını ovmaya başladı.


Dün gece eve nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu.


Sonra çıplaklığını fark etti ve dün geceki anılar parça parça beynine hücum etmeye başladı.


Ani ve hızlı bir hareketle örtüyü yatağın üzerinden fırlattı. Ve ordaki küçük kırmızı leke dün yaşanılanların gerçekliğini adeta Alexsander'a haykırıyordu.


Alexsander sesli bir küfür savurdu. Lanet olsun! Dün gece evinde çalıştığı hizmetçisiyle birlikte olmuştu!


Asla kendini bu kadar kaybedecek kadar sarhoş olmazdı. Ayyaş bir serseri değildi. Aksine her zaman kontrollü biri olmuştu.


Evet oldukça fazla kadını olmuştu hatta Londra'nın en çapkın erkeği olarak nam salmıştı ama böyle hatalar yapacak yaşıda çoktan geçmişti.


Tanrım! Böyle bir şey nasıl olmuştu!


***


Alexsander hemen hazırlatılmasını emrettiği banyosunu yaptı ve dışarı çıktı.


Aslında kızı bulup dün gece hakkında konuşmak istiyordu ancak bu sabah çok önemli bir iş için Londra'ya gitmesi gerekiyordu. Yaptığı büyük yatırımlardan biriyle ilgiliydi.


Döndükten sonra bu işi halledecekti.


Kızın farklı amaçlar içinde olup hayaller kurmasını ve başına bela olmasını istemiyordu.


Alexsander evden uzaklaşırken arkasında bıraktığı at arabası sesi Isabel'in kulaklarında uğursuz bir ezgi gibi çınlıyordu.


Isabel giden at arabasına bir sığınak gibi saklandığı pencerenin arkasından bakarken hiçbir şekilde onu suçlamıyordu.


Onun sarhoş olduğunu ve sabah uyandığında onu hatırlamayacağını biliyordu. Alexsander için gece yattığı kadınların hiçbir önemi yoktu çünkü sabah olduğunda hepsi yok olurlardı.


Isabel'de öyle yaptı sabah olmadan yok oldu.


Dün gece Cennetten kovulmuştu, şimdi cehennemi yaşama sırasıydı.


O bunu zaten göze almıştı. Kesinlikle Dük'ten bir beklentisi yoktu.


Zaten yıllardır bu evde hayalet gibi yaşamıştı, Alexsander'ın varlığından bile haberi olmayan bir hayalet...


Bundan sonra da hayalet olmaya devam edecekti.


Ruhunu yıllar önce Alexsander'a vermişti. Dün gece de bedenini verdi ve bu Isabel ölene kadar da öyle kalacaktı.


Ruhu ve bedeni hiçbir erkeğe ait olmayacaktı Dük'ten başka...


***


Alexsander'ın gitmesinin ardından iki hafta geçmişti. Her geçen zaman Isabel için artık işkenceye dönmeye başlamıştı. Alexsander'ı göremediği her saniye acı çekiyordu.


Önceleri onu sadece görmeyi özlerken şimdi durum daha da katlanılmaz olmuştu. Çünkü artık onun kollarında olmanın hissini,sıcaklığını da özlüyordu.


Isabel Alexsander gittiğinden beri zaten konuştuğu birkaç kişiyle de konuşmaz olmuştu. Greta ile bile günlük rutin işler dışında tek kelime etmiyordu. Günler geçtikçe daha da içine kapanıyordu.

AŞKIN GÖLGESİNDE (GÖLGE SERİSİ 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin