Minik bir öpücük (2)

10.6K 896 306
                                    

Kırmızı kalın koli bandıyla son kez kapısının önüne bir şerit çektikten sonra içine derin bir nefes çekmiş ve saçlarını geriye savurarak oturduğu zeminden kalkmıştı Gamze. Bakışları kendisini odasının açık kapısından izleyen adama kaydığında tek kaşını kaldırmış ve bilmiş bir tavırla konuşmuştu.

“Bu çektiğim şeritleri benden izinsiz geçemezsin tamam mı?”

“Demek bana kırmızı çizgilerim var imajı veriyorsun? Çok seksisin!”

Çekik gözleri baygınca vücudunu talan eden adama sinirle bakmış ve hızla aynalı çekmecesinin üzerindeki fırçasını alıp kapısı açık olan odaya fırlatmıştı.

“Sapık sapık konuşmak ve iltifatlar etmekte yasak!”

Saç fırçasını havada yakalayıp sırıtarak buruna götürüp kokladığında Gamze’nin kaşları şaşkınlıkla havalanmıştı. Evinde resmen 300 bin değerinde bir sapık barındırıyordu!

“Saçlarının kokusu sinmiş, bu bundan sonra benim”

“Seni lime lime edip topuklu ayakkabılarımla mezarını çiğnememe çok az kaldı! Sınırları aşıyorsun!” işaret ve başparmağını birbirine değmelerine ramak kala durdurmuş ve parmaklarını ona doğru gösterip sinirle söylenmeye devam etmişti. “Şu kadarcık kaldı sabrımın taşmasına!”

“Küçük parmaklarının güzelliğinden sınıra ne kadar kaldığına dikkat edemiyorum bebeğim. Daha yakına gelip göstermeye ne dersin?”

“Sen!...Sen!... Ah!”

Sinirle kapıyı kapatıp derin nefesler alarak odasının içini turlarken kulağına yüksek dozda bir kahkaha dolmuştu. Adımları olduğu yerde dururken kaşlarını çatmış ve kapıya doğru yaklaşıp neden güldüğünü anlamaya çalışmıştı.

“Şuan banyodayım ve inan kuruması için kapı koluna astığın iç çamaşırların beni benden aldı güzelim!”

Gözleri irice açılırken hızla kapıyı açmış ve koşarak banyonun açık kapısına yönelmişti. İçeri girdiğinde elinde kırmızı südyeninin iki kopçasından tutmuş havaya kaldırmış inceliyordu Kaya. Südyeni hızla elinden aldığında suratına hızlı bir tokat geçirmeyi de ihmal etmemişti Gamze.

“Bir daha bunu yaparsan verdiğim para umurumda olmaz kapının önüne koyarım seni!”

Sinirle bağırıp çıkan Gamze’nin ardından eli şaşkınlıkla yanağına çıkarken bakışları aynadaki aksine kaymış ve şaşkınlıkla konuşmuştu.

“Eli ağırmış”

***

Burnuna dolan kızartma kokularıyla gözlerini açtığında ilk birkaç saniye ne olduğunu ve hatta evinde kimin olduğunu algılayamamıştı Gamze. Daha sonra aklına olanlar dolmuş ve guruldayan karnıyla yatakta doğrulup bakışlarını odasının camına çevirmişti. Hava kararmaya başlamıştı yüksek ihtimal uzun bir süredir de uyuyor olmalıydı. Yatağında gerinip kalktığında sabah kahvaltısı da yapmadığı için midesi açlıktan bulanıyordu.

 Terliklerini ayağına geçirip kilitlediği kapısını yavaşça açmış ve mutfağa uğramadan önce banyoya uğrayıp elini yüzünü yıkamıştı. Saçlarını tepeden sıkı bir topuz yaptıktan sonra üzerinde buz mavisi askılı pijamalarıyla banyodan çıkmış ve mutfağa doğru yavaşça ilerlemeye başlamıştı.

İlk önce kulaklarını çok hoş bir ses doldurmuştu Gamze’nin, yumuşak tonda söylenen İngilizce bir şarkıydı bu. Şarkıyı birkaç kelimeden sonra hemen tanımıştı Justin Bieber’ın “Love Yourself” şarkısıydı ve Gamze eskiden bu şarkıyı ne kadar çok sevdiğini hatırlamıştı.

Yanlış Sipariş (Kısa Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin