~PAINKILLER ~

200 24 5
                                    

*Kitabım olduğunu hatırladım sonunda. 300 olmuşuz teşekkürler ❤️*

Sabah uyandığımdaki baş ağrısı ve hafızamdaki boşluk içmemiş te kaza yapmışım gibi hissettiriyordu. Eve ne zaman nasıl geldiğimi bilmiyordum ama görünüşe göre odamdaydım.

Rahatça bir duş alıp aşağıya indim Chanyeol telefon ile konuşuyordu, yanlış anlaşılmamak için geldiğimi belli ettim. Gülümseyerek el salladı ve mutfağı gösterdi anlamayarak mutfağa gittiğimde kahvaltıyı görmemle ağzımın sularını silip oturup yemeye başladım.

"Günaydın ayyaş."

Saçlarımı karıştırıp kahvesi ile karşıma oturdu.

"Dün yanına olamadığım için üzgünüm. Geldiğimde Jongin'e sarılmış bir şekilde uyuyordun çok komikti."

Bir saniye
Jongin
Yalnız
SARILMAK
JONGİN'E SARILMAK?!

Tepkimi fazla belli etmemeye çalışarak kahvaltıya devam ettim. Rezil olmuştum. Rezil...

"Neler olduğunu hatırlamadığına eminim ama beni sormak istersen sıkıcı bir toplantı gibi bir şey yaptım ve sizinle eğlenmeyi kaçırdım. Ve bugün de işe gitmek zorundayım ev tamamen senindir."

Yanağımdan makas alıp dışarı çıktığını duydum. Düne dair aklımda sadece bara gittiğimiz kısım vardı devamında zaten önemli bir şey olduğunu düşünmüyordum ama sorun şu ki ben neden Jongin'e sarılmışım?!

Masayı toplayıp biraz kitap okudum ve zamanın böyle geçmeyeceğini anladığımda giyinip çalıştığım kafeye gittim. Çok uzak değildi ve bulabilmiştim.

İçeri girdiğimde güzel kahve kokusu ve kalabalık karşılanmıştı sonunda normal hayatımın güzel kısmına kavuşmuştum. Bir anda sırtıma atlayıp omzumu ısıran beden ile bağırmamak için kendimi zor tutuştum.

"Yah! Baek ne yapıyorsun gerçekten?"

"Büyük Sehun bey önemli işini bitirip kafeye gelmeyi akıl etmiş tebrikler."

Sırtımdan indiğinde gülümseyerek yanağını sıktım.

"Çok mu özledin sen?"

Tiksiniyormuş gibi benden uzaklaştı, peşinden geldiğimde suratıma önlüğümü atmıştı.

" O kadar özledim ki tuvaleti hiç ellemedim senin için Kris hyung görmeden git hallet. "

" TUVALET OLMAZ YA!"

Baekhyun gözlerim üstünde işareti yaptığında kahkaha atarak eşyalarımı bırakıp tuvalete gidip bir kaç kez öğürerek temizlemeyi başardım sonra da akşam olana kadar müşteriler ile ilgilendim. Değişikliği pek sevmezdim bu yüzden tekrar bu kafede çalışmaya başlamak çok iyi gelmişti.

Baekhyun 4 senelik arkadaşımdı. Aynı sınıfta okuyorduk ve bu kafeyi bulup çalışmaya başladık. Birbirimizin neredeyse (!) her şeyini bilirdik. Ona abim ile evimizden ayrılıp ayrı oturmaya başladığımızı anlattım. Biraz daha muhabetten sonra Kris hyung gelmişti ve Baek gitmişti. Müşteri sayısı azaldığında iyice rahatlamıştım kapanmaya yakın Kris hyung ikimize çay koymuştu ve muhabbet ediyorduk.

"Senin adına sevindim Sehun aile ile yaşamak nasıl bir his bilirim."

"Teşekkür ederim hyung çay için de."

Kris hyung buranın sahibiydi ama baek ile hep yanımızda çalışır hiç patron işçi durumu yaşatmazdı. Baekhyun 'a karşı biraz daha soğuk olsa da bana karşı abi gibiydi. Gülümseyerek omzumu sıvazladı. Biraz daha muhabbet ettikten sonra gözü bir anda arkama takılmıştı.

"Sehun şu arabayı tanıyor musun?"

Kris hyungun baktığı yere baktığımda lüks siyah bir Ferrari vardı. Far yüzünden gözümü kısıp içindekine bakacakken. Jongin arabadan inip kafeye yürümeye başladı.

" Onun burada ne işi var?"

🍒🍒🍒🍒🍒🍒🍒🍒🍒🍒

Okuyan sayısının artmasını istediğim için biraz naz yapar gibiyim. Ama olsun bundan da mutluyum. Ayrıca yorumlarınızı okumaya bayılıyorum. Şimdilik bu kısa bölüm için özür dilerim. Sizi seviyorum ❤️

HIT  AND RUN (SEKAI-KAIHUN-CHANBAEK ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin