~Eres mi obsesión~

235 19 12
                                    

SEHUN

Normal bir sabaha uyandığımı söylemek çok zor çünkü uyandığımda dün olan her şeyin rüya olduğunu düşünmüştüm ta ki olduğum odayı fark edene kadar.

Gördüğüm rüya değil gerçekti. Ama gerçek bile rüya gibiydi. Yatağın etrafında attığım kaçıncı tur bilmiyorum ama bir türlü kabullenemiyorum. Hayatım 1 gecede o kadar değişti ki. "Nasıl normal davranmalıyım?","Normal onlar için ne demek?". Düşündükçe adımlarım ve kalbim hızlanıyor. Kafamdaki tilkiler sessiz durmuyorlardı.

En sonunda beni durduran şey kapının çalınmasıydı. Normal davranıyor gibi gözükmek için yatağa oturdum ve sessizce girin dedim. Chanyeol 32 dişi ile içeri girdi. Burada olan her  şey onun gündelik yaşamıydı garip davranan bendim. Yanıma  oturup zaten bozuk olan saçlarımı biraz daha bozdu (Ensest e  hayır arkadaşlar)

"Bugün evde yanlızız, ne istersen yapabiliriz. Eski günlere dönmeye hazır mısın.?"

Çok mutlu gözüküyordu. İnanın ben de onun kadar mutluydum, artık her şey normal ve güzel olacaktı ( :) )

"Aşırı açım önce bir yemek yiyelim."
"Tamam dağ tavşanı yemek hazır. Sen de hazırlan ve gel aşağıda bekliyorum."

Klasik hazırlanmdan sonra aşağı indim dışarıdaki büyük bahçede kocaman havuzun yanında 10 kişilik masa sanki evdeki tek biz yokmuşuz gibi donatılmıştı.

Chanyeol un yanına oturduğumda koskoca masa ve sandaler boş dururken bizim küçücük yerde oturmamız çok komikti. Açıkçası gün boyunca evde oturduk, birbirimizin kaçırdığı tüm güzel anılarımızı anlattık. Benim anılarım tabiki de Chanyeol un sıradan hayatı gibiydi ama yine de merakla dinliyordu.

Chanyeol ailesini seviyordu onlardan bahsederken hep gülüyordu. Jongin ile liseden beri arkadaşlarmış. Sadece bu kadar öğrenebilmiştim. Biz sohbet ederken yanımıza biri geldiğince Chanyeol eski Chanyeol oluyordu. Dışarıya karşı aslan ama içi kedi. Ve sanırım bu zamana kadar kedi halini sadece ben görmüştüm.

Güneş kaybolmaya başladığında odasındaki devasa televizyonda oyun oynuyorduk ki Jongin aramıştı. Ne konuştuklarını anlamamıştım ama "Sehun da sevinir." demişti Chanyeol. Konuşmaları bitince hala küçük çocuk gibi neşe saçan yirmi yaşındaki adam koltuktan sıçradı.

"Hazırlan dağ tavşanı gecelere akıyoruz. Yarım saat içinde seni kapıda bekliyorum."

Dedi ve odadan çıktı. Kendi odama geçip siyah bir gömlek ve siyah dar bir pantolon hazırladım ve duşa girdim. Siyah saçlarıma şekil verip azıcık, çok az bir parlatıcı sürdüm. Sadece dudaklarım çatkadığı için. ( Eminiz.)

Siyah deri ceketimi de giyip dışarı çıktığımda rezil olmaya daha şimdiden başlamıştım çünkü ben sokak kaçkını gibi giyinmişken Chanyeol spor lacivert arabasına uyumlu siyah bir takım giymişti. Ona baka kalırken tam arkamı dönüp içeri koşacakken ensemden tutup arabaya attı. Ve gaza bastı. Yolda yine muhabbet ediyorduk.

"Oraya gittiğimizde hiçbir şeyden çekinmiyorsun anladın mı? Sadece eğer normalde içki içen biri değilsen az içmeye bak o kadar. Ve yanımdan ayrılma bir yere gitmek istersen de ben yoksam mutlaka Jongin yanında olsun. Yanlız durma keçi anladın mı?"

"Chanyeol aramızda sadece iki yaş var ve bilmem farkında mısın ama 18 yaşında bir erkeğim."

Bu dediğime sanki küçük çocuğu saçmalayan bir baba gibi gülmüştü. Utanç verici. Resmen erkekliğim ile dalga geçiyor...

HIT  AND RUN (SEKAI-KAIHUN-CHANBAEK ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin