1

1.1K 26 4
                                    

Zengin bir ailede dünyaya gelmiştim. Varlığımdan itibaren herşeyim hazırdı yapacağım meslek düğümünde giyiceğim gelinleğe kadar her şey. Ailenin tek çocuğuydum yani 5 yıldır öyleydim. 5 yıl önce ablamı kaybetmiştim. Aslında ailemin saçmalıklarını kaldıramayıp intihar etmişti. Ailemde beni destekleyen tek kişiydi hatta dünyada. 3 yıl öncesine kadar. Jennie. O hayatımda karşılaştığım en iyi insandı en saf duyguları taşıyan kişiydi. Onu düşünmek güzeldi her şeyi benden farklıydı. Gülüşü, bakışı, sarılışı, heycanı her şeyi benden farklıydı. Ablam öldükten sonra iyice içime kapanmıştım. Gülmeyi, neşelenmeyi unutucak kadar. Sadece Jennie'nin yanında mutluydum. Onu düşünürken kayboluyordum her ayrıntısını çözmek isterken bir o kadar da korkuyordum.

"Unni.... hyuna heyyy!"

Birinin beni dürtmesiyle kendime gelmiştim. Suratına baktığımda Jennieydi ne zaman gelmişti.

"Jennie sen ne zaman geldin?"
"Annemle kavga ettik, seni özledim, canım sıkıldı ve bir şeyler aldım istemiyorsan giderim."

Dudaklarını büzüp arkadasını döndü. Her gün yaşadığımız bir olaydı bu. Her zaman yaptığım gibi kolundan yanıma çektim. Kahkaha attığı zaman gülümsedim

"Bunu yapmam hoşuna gidiyor dimi?"
"Evet..."

Odada uzunca bir sessizlik olmuştu ben ona bakıyordum o bana bakıyordu. Gözlerinin kahvesi koyulaşmıştı ne zaman böye bakışsak koyulaşırlardı. Ben ona bakmaya devam ederken poşetten bir şey çıkardı ve bana uzattı bakışlarımı uzattığı şeye çevirdim.

"En sevdiğin en ağır sigaradan aldım."

Elindeki sigarayı aldım ve tekrar başımı ona çevirdim ağzımı açıp konuşucakken benden önce davrandı ve konuştu.

"Unni kızma biliyorum paramı böyle şeylere vermemi istemiyorsun pahalı diye senin içinse paranın bir önemi yok."

Sözü bittiği anda kafasını omzuma koydu bunun yaptığında kızamıyacağımı biliyordu. Yan taaftan çakmağımı aldım ve sigrayı yaktım dumanını ciğerlerimin en derinlerine çekerken gözlerimi kapamıştım. Yüzüme gelen nefesle gözlerimi açtım. Jennie karşımda masumca suratıma bakıyordu. Dumanı suratını üflediğimde gözlerini kapatmıştı.

"Ne oldu?"
"Bende içmek istiyorum."
"Neden?"
"Annemle kavga ettiğim zaman içebiliceğimi söylemiştin."
"Annen aradığında."

Diye ekledim. Çünkü annesi ne zaman Jennie ile kavga etse beni arayıp küfür ederdi bu da benim hoşuma gidiyordu. O kadını sinir etmek.

"Hyunah lütfen arıyacağını biliyorsun."
"Hay-"

Sözümü telefonumun zil sesi kesmişti ekranını baktığımda Jennie'nin annesi arıyordu. Yan sırıtış atıp telefonu açtım ve her zamanki gibi konuşmasını bekledim.

"Jennie senin yanında mı?"
"Benden başka birinin yanında olma ihtimali senin insan olma ihtimalinden daha düşük."
"Jennieye ver."

Jenniye kafamı çevirdiğimde her zamanki gibi korku ve heycanla bakıyordu.

"Veremem."
"Nedenmiş o? O benim kızım."
"10 dk öncesine kadar senin kızındı."
"Son kez diyorum Jenniye ver."
"Bende ilk ve son kez diyorum iyi dinle Jennie benimleyken benim anladın mı? Seni sikicek müşterilerini bekletme hadi."
"Haklısın Jenneden daha önemli iş-"

Telefonu suratına kapamıştım. Jennieden daha önemli işlerini sikiyim. Kendisinin orospu olması yetmiyormuş gibi kızını pazarlayan bir anne. Sakinim....
Jennieye döndüm.

"Benimle bu evde bu odada kalcaksın."
"Ne! Olmaz."
"Neden olmaz?"
"Aynı yatakta seninle yatamam ve şey..."
"Ney?"

Başını önüne eyip parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Annen yani o beni burda görürse parçalar."

Az kalmış sigaramdan bir duman çekip köşede söndürdüm. O dumanı da Jennie'nin suratına üfledim.

"İç"

Anlamadan bakınca kafamla sigara paketini işaret ettim.

"İç hadi"

Heycanla iki tane sigara çıkardı ikisinide dudaklarının arasına yerleştirip yaktı. Birini benim dudaklarımın arasına yerleştirdi ve yüzüme bakıp gülümsedi. Tekrar bir duman çekti içine ve o da benim suratıma üfledi. Sigaralarımız bitene kadar birbirimize baktık hiç konuşmadan sigarayı söndürdüğümde elimi tuttu. Dikkatle incelemeye başladı kemiklerin ve fazlasıyla belli olan damarlarımın üstünde parmaklarını gezdirdi.

"Fazla kemikli, fazla uzun ve fazla güzel."

Gülümsedim ve sözünü bitirmesini bekledim.

"Benim ellerimden fazla farklılar."

Bir kendi eline bir benim elime bakıyordu bunu yaparken o kadar tatlıydı ki gözlerimi üstünden çekemedim. En sonunda elimi dudaklarına götürüp öptü.

"Ve tatlılar."

Gözlerini gözlerimle buluşturduğunda yanakları kızarmıştı. Utanmıştı ama gözlerini gözlerimden ayıramıyordu. Elimi yanağına koydum ve her zaman olduğu gibi en içten gülümsememi sundum.

"Saçlarını okşamamı ister misin?"

Kafasını salladı ve dizlerimi uzandı. Uyuyucağı zaman dizlerime yatardı bende onun saçlarını okşardım. 3 yıldır bu olay hiç değişmemişti. Bunun için annesinden kaçtığım ve dayak yediğim günleri hatırlayıp kendi kendime gülümsedim. Uyurken çok güzeldi. Hoşuma gidiyordu. Onun o güzelliğini izleyerek uyanmasını bekledim.

Promise(GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin