Hyuna'nın ağzından:
Sabah yine lanet bir güne gözlerimi açmıştım. Yataktan yuvarlanarak yere düştüğümde aynı şekilde sürünerek lavaboya gitmeye çalıştım. Beceremeyeciğimi anlayınca ayağa kalkıp yürümeye başladım. En nefret ettiğim şeyin sabah olduğunu biliyor muydunuz?
-Tabi Jennie'nin üzülmesinden sonra-
Duş aldıktan sonra çıkıp odama gelmiştim. kıyafet seçmek için dolabımın önünde dikilirken kapı çaldı. Hiçbir şey söylemeden kıyafet bakmaya devam ederken içeri Jennie girdi. Beni çıplak görünce küçük bir çığlık atıp arkasını döndü. Bu haline normalde kahkaha atardım ama yorgundum. Üzerime uzun tişört geçirdim ve Jennie kendi kendine söylenirken yatağa girdim. Üşüyordum Jennie yatağa girdiğimi hala fark etmemişti sanırım uyarmam gerekiyordu."JENNİE!"
Korkudan yerinde sıçradığını ve beyninden bir sürü küfür geçirdiğini hissediyordum.
"Öyle bağırılır mı ya korktum."
"Susmuyorsun."
"Ama yarı çıplaksın ve içeri girme bile demiyorsun."
"Başım ağrıyor sus lütfen üşüyorum"Jennie yanıma gelip ateşimi kontrol ettiğinde elini anlıma koymasıyla çekmesi bir olumuştu.
"Yanıyorsun ne yapsak ki?"
"Bir şey yapma geçer akşama."
"Hayır dur neydi o sirkeli tuzdu galiba?"
"Sirkeli tuz mu beni öldürüceksin herhalde?"
"Sirkeli bir şeydi ama neydi?"Odanın için bir o tarafa bir bu tarafa yürüyordu. Başım zaten ağrıyordu bir de dönmesini çekemezdim.
"Jennie dur artık başım döndü."
"Özür dilerim unni ama aklıma gelmiyor."
"Sirkeli su Jennie sirkeli su"
"Aaa evet ya aptal ben hemen getiriyorum."Jennie odadan çıktığında gelmesinin yarım saati aşıcağını bildiğim için uyumaya çalıştım.
Jennie'nin ağzından:
Her zaman ki gibi hastalanmıştı akşama geçer diye beni geçiştirmeye çalışıyordu. Mutfağa doğru giderden bana karşı mükemmel iyi olan(!) Hyuna'nın annesini gördüm yanımdan geçip gitmesi için dua ederken her zamanki gibi laf atmıştı."Ne işin var yine senin burda?"
"Hyuna o hasta"
"Önceden orospusuydun şimdi hemşiresi mi oldun?"
"Kelimelerinize dikkat edin!"
"Etmezsem ne olucak?"Bir an sinirime yenildim ve onu duvara itip boğazını sıkmaya başladım. Elleriyle ellerime vuruyordu kıvranması hoşuma gitmişti gözleri çoktan yaşarmış ve rengi git gide koyulaşıyordu.
"Sakın bir daha bana orospu deme!"
"O-orospusun."
"GEL SİK BENİ DİYORSUN!"Nefes alışları zor olsa bile hala gülmeye çalışıyordu. Ellerimi daha da sıktım sanki mümkünmüş gibi. Parmaklarımın değdiği yerler çoktan beyazlamışlardı yüzünün rengi iyice mora dönüyordu.
"BANA SAKIN BİR DAHA OROSPU DEME!!"
Ellerimi çektiğimde yere bırakmıştı kendini hiçbir şey demesini ve yapmasını beklemeden Hyuna'nın odasına doğru yürümeye başladım. Lanet olsun yine sinirlerime yenik düşmüştüm ve yine ağlıyordum umarım Hyuna uyumuştur.
Odaya girdiğimde her zamanki gibi yorgana sarılmış yatıyordu. Yorganı ellerinin arasından kurtardıktan sonra yanına girdim. Suratını iyice inceledim sanırım bu yaptığımı öğrendiğinde beni affetmeyecekti. Sanırım bu onun yanında son kez oluşumdu. Yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra daha çok boynuna gömülmüştüm. Göz yaşlarım giydiği tişörtü ıslatırken sıkıca sarıldığı hissetim."Ağlama haketti."
Fısıldadığı sözler garibime gitmişti yaptığım şeyi nerden biliyordu. Ya da bizi izlemiş miydi?
"Uyu artık ağlamanı gerektiricek bir şey yok."
Sözleri ve uykulu sesi huzur verirken kendimi uykuya teslim ettim.
—————————
Sabahın 5.46 da bölüm atıyorum spastik biriyim kabul ama sıkıldım dün gecede biraz olay yaşadım belki geçer diye yazdım ama geçmedi neyse hepinizi seviyorum
Günaydınlar ❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise(GxG)
Teen Fiction"Burda kalamazsın velet." "Jennie... ismim jennie" "Sormadım." "Söyledim." "Merak etmedim." "Umrumda değil."