2: E u p h o r i a

144 19 36
                                    

Fotoğraf: Prens Jimin

    ○○○

Yoon, yaban çiçeklerini, beyaz güllerin yanına bıraktığında alev daha da güçlendi. Mavi ormanın ortasından yükselen kızıllık, minik kelebekler halinde yıldızlara yükselmeye başlamıştı.

"Yaban çiçekleri? Onlar ne için?"

Yoon daireler çizerek ateş etrafında yürümeyi kesmeden dostu Hope'ye baktı. Gözleri kısılmış, çenesi gerilmişti.

"Bazen beni hayal kırıklığına uğratıyorsun Hobbie."

"Sadece gerginliğini almaya çalışıyordum..."

Yoon, cevap vereceği sırada kuzey yıldızına yükselen ateş söndü. Ateşten kelebekler gökyüzüne yükselirken, yağmurlaşıp ateşi söndürüyordu. "Önceden tahmin etmeliydim!," sönen korları avcunun içine aldı. "Yaban çiçekleri işe yaramıyor, biri tılsım çekirdeğini keşfetmiş olmalı..."

"Biri mi? Bunun kim olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz."

Yoon, Hope'nin sıktığı yumruklarının avcunun içine aldı. Parmakların hepsi açıldığından avcunun içindeki küçük simgeler seçilebiliyordu. Kitap barındırmak saklanmalarını zorlaştırdığından beri tüm sırlarını ve sihirlerini arkadaşının eline mühürlüyordu. Ne de olsa bazen bir dost, kitaplardann bile daha güvenilir olabilirdi.

 Ne de olsa bazen bir dost, kitaplardann bile daha güvenilir olabilirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Prens Jimin'in bu kadar ileri gidebileceğini kim tahmin ederdi ki?"

"Neden ben şaşıramıyorum acaba... Son hamlesini unuttun mu? Eğer son anda benim güçlerimi de kendi tarafına geçirmemiş olsaydı, çoktan büyüyü tamamlamış olurduk. O sadece hain değil, bir katil olmayı seçti," söylenmeye devam edeceği sırada, toprağı eşeleyen Yoon'a baktı. "Ne yapıyorsun sen?"

"Eğer Jim'in yanında O'nun gibi bir güç varsa, her zaman yedek bir plan olmalı..." Saniyeler içinde toprağın altından çıkardığı mor kuvartzları alevlerin arasına dairesel hareketlerle serpiştirdi.

"Ama çift tılsım? Bunun için iki sâhir gerekir."

"O, senden sâhir gücünü almış olabilir ama hala sadıklar soyundansın. Ve çift tılsım için iki sâhir değil, iki olağanüstü güç gerekir."

Hope hala öğrenecek bir çok şeyi olduğunu biliyordu. Ama daha fazla soru soracak vakit ne yazık ki kalmamıştı. Meteor yağmuru başladığında, Euphoria sona erecek ve Prens Tae en az yüz yıl daha gelecekte hapsolacaktı.

Hope, alev halkasının merkezine geçip, yıldızları saymaya başladı. "Prens Tae, bu gece tüm yıldızlar senin için dökülse bile seni geri getireceğiz."

○○○

Kral Nam, bu gecelik kendine uyguladığı sert otoriteyi bir kenara bırakıp, erkenden uyumamayı seçti. Hemen yanındaki odadan yayılan ışık, abisi Jin'in de uyumadığını gösteriyordu. Bu uzun geceyi ayrı odalarda da olsa birlikte geçirdiklerini bilmesi, yükünü hafifletiyordu, gülümsedi. Bir süre sonra pencere pervazından dışarıya uzanan parmaklarını gördü. Anlaşılan Jin de, kendisi gibi bu gecenin özel olduğunu biliyordu. Ama abisi ona bir şey söylemeden, Nam da bir şey söylemek istemiyordu. Sessizce gökyüzünü izlemeyi sürdürdü.

Kraliyet Persona | BTS FanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin