Fanart: Prens Jimin
◇
Persona kraliyetinin dört bir yanına yayılmış ve Euphoria'nın farkında olan herkes, gözlerini kızıllaşmaya başlayan gökyüzüne dikmişti. Sağır eden bir sessizlik hepsinin kulaklarına aynı şeyi fısıldıyor olmalıydı. Prens Tae uyanmış mıydı?
Küllenmiş alev halkasının ortasında öylece uzanan iki gençten bigözlerini açtı. Ormanın sık ağaçlarının arasından uğuldayarak esen rüzgar, bedenlerini delip geçmek ister gibiydi. Olduğu yerden doğrulmadan sağ tarafına döndü ve Hope'un göz kapaklarına elini yaklaştırdı. Parmaklarından süzülen gri duman onun da uyanmasını sağlamıştı.
"Uyanabildiğime sevindim."
Yoon gülümsedi. Beklediği cümle kesinlikle bu değildi.
"Bunun doğrusu uyanabildiğine sevindim olmalı değil miydi?"
"Yoon, senin gücünü ikimizde biliyoruz. Burada gözünü sonsuzluğa yumacak biri varsa o da bendim."
"Doğru... Ama gece, tüm yıldızlar senin için dökülse bile seni geri getireceğiz Prens Tae diye meydan okurken bundan daha cesur görünüyordun. "
Hope, gülümseyerek elini arkadaşının omzuna attı.
"Uyandığında onu görememek kötü olurdu... Ha?"
Hope de Yoon da bir daha gözlerini açamayacak olmalarının yüksek ihtimalini bilerek yıllarca tek bir amaç için yaşamışlardı. Sadıklardan olmalarının ötesinde, birlikte yaşamayı ve yaşatmayı seven dostlardı onlar. Tae'yi geri getiremeyeceklerse onun yanına gitmelilerdi. Yada daha iyisi Tae geri gelmeliydi...
"Şimdi tek yapmamız gereken beklemek..."
"Beklemek mi? Henüz başarabildik mi yoksa beceremedik mi bilmiyoruz bile. İlk defa yapılan bir lanet bu. Sonuçlarını tahmin edemeyiz. Tae'yi aramalıyız. "
Yoon, gözlerini devirerek kısık bir kahkaha attı.
"Aramadığımızı nereden çıkardın Hope?"
○○○
Jung, kutuyu göğsünün içine sakladığı çantanın içinden çıkarıp, yanıp sönen yaban ciçeklerine baktı. Bunlar tılsımlar olmalıydı.
Peki ama bunlar kayıp prensi esaretten kurtarmak için gerekli olanlar değil miydi? Şimdi o artık özgürse, ne işe yarayacaklardı?Uzun uzun onlara baktıktan sonra tekrar yerine yerleştirdi, Kralın sözüne güvenmeliydi.
Yeni aydınlanan havayla birlikte yeniden atının üzerine atlayıp, hızla yola koyuldu.
Persona'nın dört bir yanını çevreleyen okyanus, üçte birini kaplayan ormanlar, onlarca kasaba, yüzlerce köy, on beş şehir ve kraliyet bölgeleri, hatta dağlar ve oradaki tüm mağaralar... Hepsi aranmayı bekliyordu. Metrekarelerce alanda Tae'yi arayan tek kişinin kendisinin olamayacağının da farkındaydı. Sadıklar ve sahirler başta olmak üzere Jim ve O da çoktan işe koyulmuş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliyet Persona | BTS Fanfic
FanfictionKayıp Prens Tae, yaslandığı mercanlı kayadan yavaşça doğrulup, güneşin doğuşunu izlemeye koyuldu. Yedinci defadır güneşin doğuşunu izliyordu, duvara bir çentik daha attı. Günden güne rüyalar ve gerçekleri daha fazla ayırt edebilir olduğundan kendini...