Truth, Dare or Death? || Marauders

four

Dorcas çevirdi. Lily'e gelmişti. 

"Truth or Dare, Lily Evans." dedi Collux. 

"Truth." 

"Hep inkar ettiğin şeyi açıkla." 

Lily bir süre bekledi. Gözlerini birkaç kez James'e diktikten sonra yerdeki halıda sabitledi. 

"James. Sanırım artık öğrenmen gerekiyor."

"N-neyi?" dedi James. 

Lily yeşil gözlerini James'e sabitledi. 

"Aslında senden hiç nefret etmedim. Çünkü senden hoşlanıyordum. Ama sen sürekli Snape'e bulaştığın için, neyse. Anladın işte. Senden nefret etmiyorum. Çünkü seni seviyorum." 

"Ha?" 

"Duydun işte," dedi Lily hafifçe gülümseyerek. "Senden nefret et-mi-yo-rum." 

James sevincinden ortak salonda takla atmaya başladı. 

"OLLEEY BEE! SEVİYORRR, SEVİYORRR. LİLY EVANS BENİ SEVİYOORR!!" 

"Öhm öhm." dedi Collux'un sesi. "Oyuna devam etmemiz gerekiyor." 

James yerine oturunca Lily şişeyi çevirdi. Sirius'a gelmişti. 

"Truth or Dare, Sirius Black."

"Dare." 

"Güzel," dedi Collux. "Oyunu farklı boyutlara taşıyoruz. Sizden oyuna dahil etmenizi istediğim kişiler var."

"Kim onlar?" dedi Dorcas. 

"Mary MacDonald, Alice Prewett, Frank Longbottom ve Severus Snape." 

"Snape mi?" dedi James ve Sirius aynı anda. 

"Ta kendisi." dedi Collux. 

"Ama, ama nasıl yapacağım?" dedi Sirius. 

"Basit," diye yanıtladı Collux. "Git ve onları buraya getir. Ardından normal bir oyunmuş gibi hepiniz oynamaya başlayın. Onlara Truth or Dare demen yeterli." 

"Bu şimdilik gidebilir miyiz demek mi oluyor?" dedi Lily. 

"İki gün." dedi Collux. "Yalnızca iki gününüz var. İki gün içerisinde bunu yapmalısınız. Eğer Sirius Black bunu yapmazsa hepiniz ölürsünüz." 

Collux gitti. Herkes korkmuştu. Hepsi kafayı yemiş gibiydi. Saçma sapan bir şeyin içindeydiler, ve çıkamıyorlardı.