2. Kapanması Gereken Borçlar

91 8 23
                                    

Talihsizlik... sanırım hayatımda kötü giden çoğu şeyi bu kelime ile suçlayarak kendimi aklayacak nedenler yaratmıştım.

Peki bu sefer işlerin böylesine sarpa sarmasına neden olan şey gerçekten de talihsizlik miydi? Yoksa arzularımla hareket edip, olmayacak bir hayale inanacak kadar saf olmam mıydı?

Hayır, hayır kesinlikle saflık olamazdı.

Saf olamayacak kadar uzun zamandır hayattaydım, Helbrig'de tek başıma hayatta kalmaya çalışıyordum. Burada yaşamaya mecbur olan birçok kişi gibi şartlarım iyi değildi ve günün sonunda beni hayatta tutacak imkanları yaratması gereken tek kişi yine bendim. Ağzımda gümüş kaşıkla doğmuş şanslı bir kadın değildim. Bazen daha iyisini umarken işler bazen sarpa sarardı ama kurtulmak yine benim yeteneklerime bağlıydı.

Düşündüğüm kadar yetenekli ya da akıllı değildim belki de...

Bütün her şeyi düşününce işlerin bu kadar kolay olmasını nasıl bekleyebilirdim? Altıncı hissime ne olmuştu böyle? Bütün bu işaretleri nasıl yok saymıştım. Yeni yetme bir düzenbaz gibi büyük vurguna ulaşacağımı düşünmem fütursuzcaydı. Şimdi de bu düşüncesizliğimi canımla ödemek üzereydim.

Düşüncelerimi durdurmaya çalışırken, karşımdaki bana ara vermeden bakan yabancı, bir çift simsiyah göz vardı. Belki başka bir günde karşılaşmış olsak siyah bir inciye benzediğini düşünebilirdim. Ama bu durumda, bu eski şarap mahzeninde kapana kısılmışken gözleri birazdan ruhumu yutacak kadar derin, sonsuz bir çukura benziyordu. Bakışlarındaki derinlik, içindeki bilinmezliği ve tehlike potansiyelini dışa vuruyordu. Bu gözlerin sahibini tanımıyordum. Ama şimdiden beni mahvedebileceğini biliyordum. An meselesiydi artık sonum gelmişti.

Sorduğu soruya hala cevap vermemiştim, büyük bir sabırla cevaplamamı bekliyordu- Sonsuza dek beklemeyeceğini ikimiz de biliyorduk. Gözlerimi bir saniye de olsa ondan ayırsam işin içinden hatta daha da kötüsü buradan çıkamayacakmışım gibi hissediyordum.

Gözlerine yeniden odaklandığımda, bir anlık düşüncesizlikle o çukura düşme tehlikesi ile karşı karşıya olduğuma emin oldum. Gözlerinden geçen ışıltı karanlığın içine saklanmış bir sır gibi parladı. Beni bekleyen tek şey tehlike değildi.

Gözlerine daha fazla bakamadım. Kuzguni siyah saçları arkada sıkı bir şekilde toplanmıştı. Kontrol sorunlarını yansıtacak kadar düz ve özenliydi. Kulağının arkasından ensesinin bitimine dek uzanan bir yanık izi vardı. Geçmişte yaşadığı acıları ve geldiği yeri asla unutmaması için yapılmıştı. Sıcak demirle dağlanmış damga izini saklamak için biraz olsun çaba göstermişe benzemiyordu.

Hafifçe yukarı kalkık burnu, düz ve belirgin yüz hatlarını tamamlıyordu. Bir heykelin mükemmel işçiliğine sahip olan yüze sahipti. Açıkta kalan tenine de bakıldığında pürüzsüz görünen derisi hiçbir hastalık izi taşımıyordu. Benim solgun tenimin yanında; sağlığın ve gücün sembolü olabilecek buğday teni, buralı olmadığını açıkça gösteriyordu. Sakalları bile özenle ölçülerek yerleştirilmiş gibiydi, görünümünde nizama uymayan tek bir detay dahi yoktu. Keskin çene hattı ile çevrelenen ciddi yüzü beşeri olamayacak kadar güzeldi. Bu ülke yerine bu dünyaya ait olamayacak kadar kusursuzdu. Bunun bir ilüzyon olduğunu biliyordum.

Onu tam olarak tanımasam bile karşımda beni esareti altına alan bu adamın eski bir esir olduğu kesindi. Şüphesiz bu ironiyi anladığımı görünce bakışları kısıldı. Yüksek sesle yutkundum.

Kapana kısılmıştım.

Artık hayatımı değerli kılan tek şey elimdeki aptal saati. Hali hazırda beni bu tehlikeye atanda aynı şeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Düzenbaz (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin