Yagmur yavaşlamaya başlamıştı ve güneş yüzünü göstermeye başlıyordu.Sky giydiği kazağın içinde terlemeye başlamıştı ve 'lanet olsun ' diye mırıldanıyordu.Tren durağına gelince biletini aldı ve 5 dakika içinde gelecek treni beklemeye başladı.Fazla kalabalık oldugunu düşünüyordu,insanlar hepsi farklıydı.Hepsinin farklı işleri ve hayatları vardı.Ve bazıları bu sabah terkedilmişti.
Tren istasyona gelice tüm kalabalık bir anda üst üste yıgılmaya başladı ve kalabalık içinde yürüyemeyecek derecede çogalmıştı.Sky insanları iterek trene ulaşmaya çalıştı ama önündekiler daha erken davranarak onu ittiler.Kapılar çoktan kapanmıştı ve Sky trene binemedi.Bugünün lanetli gün oldugunu düsünmeye başlamıştı.
-Tanrım,lanet olsun ! Asla yetişemem ..Ah kahretsin, diyerek yeri tekmelemeye başladı.Tren istasyonundakı adam sıradaki trenin en az 10 dk içinde geleceğini söylemişti.Ama bu onu kurtarmazdı.Yani şuan için tek çaresi bir araba bulmak ve oraya vaktinde ulaşmaktı.Taksiye binmek aklına geldi ama istasyona yakın hiçbir yerde taksi olmazdı.Artık vazgeçmesi gerektiğini anlamıştı.Herşey gibi bu da berbat olmuştu.Önüne gelen saçları sinirle geriye atarken elinde birkaç valizle istasyona gelen Graysom'u gördü.
Gözleri kocaman açıldı kalp ritimleri hızla atıyordu.Koşup boynuna atlamayı dilerdi,onu hala istediğini söylemeyi.Elindekı valizleri görünce aynı anda tüm vücudunda acı hissetti.Tüm bedenınde hissedebiliyordu.Grayson elindekı bileti incelerken saate baktı ve ordakı istasyon gorevlisiyle birşeyler konuştu.
Sky yanına gidip gitmemek konusunda endişe etti.Ve biraz daha Grayson'a doğru yürümeye başladı.Bunun tesadüfen karşılaşma olmasını istiyordu.Sesi biraz daha yakınlaşmaya başlayınca içinde ürperti hissetti ve ona baktı.Göz göze gelmişlerdi.Sky derin bir nefes alarak arkasına dönerek yürümeye başladı.Grayson elindekı valizleri yere koyarak Sky'a doğru koştu ve elinden yakaladı.
-Sky,bekle lütfen.
Gözyaşlarına hakim olmaya çalışıyordu ama bu sefer başaramamıştı.Grayson'ın karşısında ağladıgı için kendınden nefret ediyordu.Sky asla birisinin karşısında aglamazdı.
-Neden ? ,dedi gözyaşlarını silerek.Grayson ,Sky'ın suratını gögsüne bastırdı ve aglaması geçene kadar orda durdu.Bir kaç dakıka sonra sakinleşti ve yüzünü geri çekti.Grayson suratına dokunmak istedi ama izin vermedi.
-Üzgünüm tamam mı ? Yapmak zorundaydım , senin için.Sadece senin için , dedi Grayson masum bir sesle.
-Benim için mi ? Beni terkedip gittin bunun neresi iyi ? ,dedi Sky.
İstasyon biraz daha tenhalaşmıştı ve tren henüz gelmemişti.Grayson iç çekerek Sky'ın hüzünlü gözlerine baktı ve kafasını yere eğdi.Bu kez konuşan yine Sky'dı.Valizlere bakarak ;
-Gidiyor musun ? dedi büyük bir endişeyle.İçinden 'hayır ' demesi için dua ediyordu.Grayson sanki Sky'ın yüzünü unutmamak için dikkatle inceliyordu.Hatta sordugu soruyu bile duymadı.Sky omzuna vurarak onu kendine getirdi.Grayson afallamıştı ve soruyu sonradan algılayarak valizlere baktı.
-Evet ..şey uzun bir süre buralarda olmayacağım, dedi ciddi bir sesle ve tekrar Sky'ı incelemeye başladı.Sky adeta yıkılmıştı belli etmek istemiyordu.Ama şuan berbat hissediyordu hala gözyaşları akmaya devam ediyordu.Grayson tekrar Sky'a sarıldı ve kulagına dogru egıldi
-İnan bana bebeğim bu ikimiz içinde iyi olacak,seni unutacağımı düşünme.
Sky,Grayson'ın hala onu sevdigini anlamıştı ve içini acı bir huzur kaplamıştı.Ama hala kafası karışıktı .Neden gidiyordu ? Onun gitmesine sebep olan şey neydi ?