prayer's rotten shelter, [rosekook]

2

✗

roseanne: Üzgünüm, dün geç olduğu için cevap veremedim.

roseanne: Sanırım numaran rehberimden silinmiş.

roseanne: Seni tanıyor muyum?

jeongguk: aslında beni büyük ihtimalle tanıyorsun ama kişisel olarak tanışmadık

jeongguk: merhaba

jeongguk: ben seni sokaktaki gösterilerinde kalabalığın arasında izleyen hayranın.

roseanne; Yani seni tanımıyorum.

roseanne: Bu bahaneyle bir sürü kişi bana yazıyor ama üzgünüm. Ben hayranları olacak kadar ünlü birisi değilim.

jeongguk: hayranlarının olması için illa ünlü mü olmalısın?

roseanne: Evet.

roseanne: Yani birisinin şarkısı, sesi ya da dans yeteneği, oyunculuğu yüzünden onun hayranı olursun. Sıradan birisi olduğu için onun hayranı olamazsın.

jeongguk: bu konuşmandan sıradan olduğunu düşündüğünü çıkartıyorum

roseanne: Öyleyim

jeongguk: öyle olsan bile yanılıyorsun o zaman

roseanne: Hangi konuda?

roseanne: Sıradan olmayı seviyorum

jeongguk: sıradan olmayı sevebilirsin ama sıradan insanların hayranları olabilir

jeongguk: hep ünlülerin hayranları olmak zorunda değil, sonuçta ünlülerde ünlü olmadan önce sakin hayat yaşayan sıradan insanlardı

jeongguk: hâlâ sıradan insanlar ama bütün bu spot ışıklar, alkışlar, övgüler onları sıradan insan yapmaktan çıkartıyor ve birer Tanrı yapıyor insanların gözünde. fakat onlar sadece birer sıradan insan

jeongguk: ve senin hayranınım

jeongguk: ünlü olmasan da.

roseanne: Niye?

roseanne: Şarkılarımın çok hüzünlü olduğunu söylemiştin

roseanne: Hüzünlü şarkıları seviyor olmalısın

jeongguk: senin dün söylediğin şarkıyı Halsey söylediğinde şarkıyı umursayacak kadar dikkatimi çekmemişti

jeongguk: fakat dünden sonra şarkının sözlerini öğrendim

roseanne: Bundan Halsey'e bir şans verdiğini mi çıkarmalıyım?

jeongguk: isterse dünyanın en güzel şarkısı olsun asla duymuyorum

jeongguk: ama o şarkıyı sen söyleyince seviyorum.

roseanne: Eyvallah.