11. Bölüm

996 69 1
                                    

"M-merhaba Sehun" Luhan'ın sesinin neden titrediğini bilmiyordu. Sehun'un umursamaz tavrına karşılık oda umursamaz davranmaya çalışmıştı ama onun kadar başarılı değildi.

"Kalmak isterdim ama işlerim var gitmem lazım" Sehun daha fazla beklemeden sert bakışlarını diğerinin üzerinden ancak ayırıp kapıya yöneldi. Yixing neler olduğunu anlamadığı için şaşkın bakışlarını Luhan ve Sehun arasında gezdiriyordu.

"Ben yatacağım odam nerde Wufan?" Luhan Sehun sanki hala oradaymış gibi birkaç dakika önce oluşmuş boşluğa bakıyordu.

"B-benimle gel" Wufan merdivenlere yönelip yukarı çıktığında Luhan onu takip etti. Yixing olayları anlayamadığı için hala boş gözlerle orda dikiliyordu. Sehun onlarla beraber yemek içi akşam yemeğini beklerken neden işleri olduğunu söyleyip gitmişti? Pekala bu kesinlikle Luhan ile alakalıydı. Yixing bunu Luhan'a yada Wufan'a soracak kadar cesaretli değildi bu yüzden öğrenmek için Sehun'u beklemek zorundaydı.

"Yixing? Ne yapıyorsun burada?" Wufan sonunda Luhan uyuyunca ancak gelebilmişti.

"Uh? Yemek yemeyecek misin?" Yixing mutfakta oturduğu masadan kalktığında Wufan onu kolundan tutarak durdurdu.

"Biz..Luhanla yemek yedik."diğerini kolundan dahada çekerek kendine yasladı.

"Seni istiyorum Xing" Wufan tuhaf bir şekilde Yixing'in ona karşı sergilediği soğuk tavrın kaybolmasından faydalanarak dudaklarını hafifçe diğerininkilere sürterken fısıldadı.

"B-ben-" ama daha fazla konuşmasına fırsat tanınmadan dudakları büyük dudaklarla kapatıldı.

Wufan yavaşça diğerinin dudaklarını sömürürken ince belde sabitlediği elleri ikisi arasında engel oluşturan tişörtünün altına kaydı ve yavaşça yukarı çıkıp küçük tomurcuklarla ilgilenmeye başladı. Nefes almak için aralanan dudaklardan dilini içeri yollayarak küçüğü arkasındaki masaya yatırdı.

"Bu-burda mı?" Yixing diğerinin neden böyle birşey yapmak istediğini kavrayamamıştı. Wufan konuşmak yerine diğerinin ellerini yukarıda birleştirip tişörtünü çıkararak cevap verdi. Yixing bunun nasıl olacağını bilmediğinden tedirgin gözlerle diğerinin yapacaklarını izledi. Wufan tekrar dudaklarını birleştirdi ve bu sefer diliyle kolayca ayırıp ağzının her bir köşesinde gezindi.

Yixing nefes almak için öpücüğü kestiğinde uzun olan beklemeden boynunda nemli bir iz çizerek göğüs uçlarına yöneldi. Diğerinin yumuşak inlemesinin gecikmiş olması hoşuna gitmemişti ve onu çıldırtmak istercesine yavaş ilerliyordu. Yixing'in gözleri mutfağın tavanında gezinirken sadece kurtulamadığı gerginliğiyle bekliyordu. Wufan dahada aşşağılar ilerleyip diğerinin göbek deliğini emdiğinde bir ses duydu ve duraksadı. O an Yixing'in dayanamayıp inleyeceğini düşünmüştü ama geri kazandığı tek ses bir guruldamaydı.

"Sen aç mısın?" umursamadan devam etmek istesede bunun kafasını meşgul edeceğini bildiğinden sordu.

"E-evet" Yixing göğsünün üzerinde parmaklarıyla oynayıp gözlerini Wufan'dan kaçırmıştı. Diğeri gözlerini kapayıp aklındaki düşüncelerden ve Yixing'in bu fazla şirin görüntüsünden kurtulmaya çalışarak derin bir nefes aldı. Gözlerini açtığında uzandığı masadan kalkıp diğerinide kaldırdı. Hiçbirşey söylemeden dolaba yöneldiğinde Yixing şaşkınca ona bakınıyordu.

"Üzerini giyin" Wufan hala kafası dolaba gömülüyken söyedi.

"Sonrada gel ve bana yardım et." Kafasını kaldırdığında diğerinin hala giyinik olmadığını bildiğinden gözlerini ondan kaçırarak tezgaha yöneldi. Yixing masanın altındaki tişörtünü üzerine geçirip Wufan'ın yanına gitti.

The Last SlaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin