THE HALF YEAR QUEEN. (Kraliçe #3)

0.5 - "İşgal"

"Surlara okçular yerleştirin!" diye bağırdı Rhaegon. Salin ile koşuşturuyor, emirler yağdırıyordu.

"Bütün kadın, çocuk ve yaşlıları mahzenlere saklayın. Onları koruması için 10 asker gitsin," dedi Salin.

"Onlarla git," dedi Rhaegon. "Maegor yakında varabilir. Çok uzun sürmeyecektir. Biz bunu hallederiz." dedi.

"Hayır," dedi Salin. "Seni bırakmayacağım."

Rhaegon itiraz etmek istedi ama sonra vazgeçti. "Derhal Konsey'i topla," dedi. Rhaegon onayladı ve koşar adımlarla uzaklaştı. Salin ellerinin titrediğini sonradan fark etti. Ne kadar korktuğunu anladı.

"Mahzenlere inin," dedi arkasındaki hizmetçilerine. "Beni Kraliçe Muhafızlarım korur." kızlar bunu isteksizce onayladı. Salin de onlarla mahzenlere indi.

Mahzen şimdiden dolmuştu. Saraydaki tüm kadın ve çocuklar indirilmişti.

"Korkmayın," dedi Salin. "Hainler saldırıyor. Fakat ben hepsini yok edeceğim."

Korkmuş kadın ve çocukları görünce, içini endişe kapladı. "Yeterli yiyecek olacak. Güvenli olduğu anda, sizi çıkaracağım. Sizi koruması için askerler olacak."

Herkes Salin'e diz çöktü. Salin orayı terk etti. 

Güvende olacaklar, diye düşündü.

Konsey Odasına vardığında hızla yerine oturdu.

"Bilgi elimize nasıl bu kadar geç ulaşır?" diye bağırdı Rhaegon.

"Haber yollanan tüm kuzgunları vurmuş olmalılar." dedi adam korkuyla.

"Şimdi neredeler, ne kadar yolları var?" diye sordu Salin.

"Bugün, güneş battığında burada olacaklarını tahmin ediyoruz." dedi biri.

"Sayılarını bilmiyoruz," dedi Rhaegon, Salin'e bakarak. "Emriniz nedir?" diye sordu.

Salin düşündü. Ne yapmaları gerektiği hakkında hiç bir fikri yoktu.

"Okçular alevli oklarını onlara atacak. Tüm ordumuz hazırda bekleyecek. Elimizde olanın hepsini kullanacağız. Rhaegon, beni korumak için Taht Odası'nda kalacak," dedi.

"Savaşmam gerek," dedi Rhaegon itiraz ederek. "Her adama ihtiyacımız var."

"Benimle kalacaksın," dedi Salin, Rhaegon'un kendisine verdiği sözü ima ederek.

"Çıkabilirsiniz." Salin ve Rhaegon orada kalmaya devam ettiler.

"Ben de gitmeliyim," dedi Rhaegon. "Gerekirse savaşırken ölmeliyim. Ama en azından denemeliyim."

Salin sinirlenmişti. "Bu kadar bencil olmak zorunda mısın? Savaşmak istediğini biliyorum. Fakat bu tahta kılıç sallamaya benzemiyor. Seni korumaya çalıştığımı göremiyor musun? Sevdiğim herkesi kaybettim. Sen, benim ailemsin ve seni de kaybedemem. Anlıyor musun? Bu senin isteklerinden daha önemli. Her şeyden daha önemli."

Rhaegon hiç bir şey söylemeden ona baktı. Daha sonra ayağa kalktı. "Sizi bu halimle koruyamam. İzninizle bir kaç hazırlık yapacağım. Taht Odasında buluşuruz."

Salin onayladı ve ayağa kalktı. Rhaegon odasına giderken Salin Taht Odası'na gitti. Oda sessizdi. Tahtına otururken, kafasındaki tacı çıkarıp bacaklarına koydu. Elleri hala titriyordu.

Annem de burada oturmuştu. Ağabeyim de burada oturdu. Şimdi ben oturuyorum. Bu benim hakkım. Bu benim kanım. Fakat eğer tacım ve hayatım arasında bir seçim yapmam gerekirse, kendim için, Rhaegon için doğru olan neyse onu seçeceğim.

Kapı açıldı ve içeri gümüş bir zırhla kaplı Prens Rhaegon girdi. Gümüş saçları ve zırhı uyumlu görünüyordu. Salin, onu hiç böyle görmemişti. Rhaegon o an kesinlikle nefes kesici görünüyordu.

"Savaşçı'nın yer yüzündeki hali gibi görünüyorsun." dedi Salin. Ama daha sonra bunu söylediğine pişman oldu. Rhaegon sırıttı.

"Her zaman bu kadar yakışıklı bir savaşçı göremezsin," dedi. Tahtta Salin'in yanında durdu.

"Korkuyor musun?" diye sordu Rhaegon.

"Evet," diye itiraf etti Salin. "Kendim için. Halkım için." ve senin için, diye düşündü ama bunu söylemeye cesaret edemedi.

"Her şey düzelecek. Gaspçı'nın kellesi duvarlarda çürürken, büyük bir ziyafet vereceğiz. Sen nefes kesici bir elbise ile şarabını içecek, ben de kraliçenin koruyucusu olarak kızları etkileyeceğim." dedi gülerek.

"Kızları etkileme kısmı dışında güzelmiş," dedi Salin gülerek. Kalbi stres yüzünden daha hızlı atıyordu.

"Salin," dedi Rhaegon. Salin ona baktı. "Sana söylemek istediğim bir şey var."

O sırada büyük bir gürültü koptu. Kapı hızla açıldı. Salin ayağa fırladı.

Maegor bir sürü askeri ile Taht Odası'na girmişti. Nasıl bu kadar hızlı gelebilmişti?

İhanete uğradım, diye düşündü Salin. Ordunun nerede olduğu hakkında yalan söylemişlerdi.

Rhaegon Salin'in önüne atıldı. Salin titrediğini hissetti.

"Hala," dedi Maegor. Rhaegon'un aksine siyah bir zırh giyiyordu. Rhaegon'dan daha cüsseli, ama daha kısaydı. "Kuzen," dedi Rhaegon'a.

"Sana, geldiğimde tahtımda oturmaya devam ediyorsan, seni öldüreceğimi söylemiştim." dedi Maegor.

"Onun kılına dokunamazsın, Maegor." dedi Rhaegon sinirle.

"Tahtı al," dedi Salin. 

"Ne?" diye şaşkınlıkla bağırdı Rhaegon. "Hayır."

"Maegor. Gitmemize izin ver. Rhaegon ve benim. Taç için kavgaya girmeyelim. Söz veriyorum, asla geri dönmeyeceğiz. Söz veriyorum."

Maegor kahkaha attı. Sesi kaba ve sertti."

"Ah, şu zavallılara bakın." Kılıcını çekti. "Önce hanginiz ölmek ister?"

Rhaegon Tahttan inerken Salin hızla onun elini tuttu. "Hayır!" diye bağırdı. Rhaegon onun elinden kurtuldu ve Maegor'un karşısına dikildi.

"Öleceksin, gaspçı." dedi. Maegor tekrar o çirkin kahkahayı attı. "Aşkını koruyabilmek için kendini feda ediyor, ne tatlı."

"Sen aynısını Visaerra için yapmaz mıydın?" dedi Rhaegon. Salin hiç bir şey diyemiyordu. Rhaegon onu sevdiğini kabul etmişti.

Maegor kılıcını savururken Rhaegon onu savuşturdu. Rhaegon Maegor'a atıldığında Maegor bundan kurtuldu.

Salin yanına gelen iki askeri fark etmedi bile. Bir asker kolunu tuttuğunda Salin çığlık attı ve bu Rhaegon'un ilgisini dağıttı. Rhaegon "bırakın onu!" diye bağırdı. Maegor bundan faydalanarak prense atıldı ve kılıcıyla boğazını derin olmasa da kesti. Rhaegon yere yığıldı.

"Hayır!" Salin çığlık atarak yere düştü. Rhaegon'un elleri boğazını kavradı. Diz çöktü. Maegor onun arkasında gülümseyerek durdu.

"Salin," dedi Rhaegon, dudaklarından kan damlarken. "Bakma."

Salin ağlayarak bağırdı. "Hayır! Ne olur beni al.  Bırak onu. Ne istersen. Ne olur. Yalvarırım." O Rhaegon'a ilerlerken askerler onu tuttu.

"Bedelini ödüyorsun. Tahtımı almanın bedeli." 

"Salin." dedi Rhaegon. Maegor kılıcını Rhaegon'un boğazından geçirdi.