hwangjinnie: Nerdesin sen?
innie.ah: Felix ve Jisung hyungla dışardayım.
hwangjinnie: Bugün okula gitmedin mi?
innie.ah: Biraz erken çıktım.
hwangjinnie: Neden? Hasta mısın? Biri bir şey mi yaptı? Yoksa... SENİ DÖVDÜLER Mİ MİNİĞİM?
innie.ah: Hayır, sadece moralim biraz bozuktu.
hwangjinnie: Ne oldu Jeongin? Benimle paylaşabilirsin.
innie.ah: Yan sınıftan Jang Wonyoung benden hoşlandığını söyledi. Biliyorsun hyung, ondan 5 yıldır hoşlanıyorum. Ama o an bir cevap veremedim. Sadece ordan gitmek istedim. Neden böyle bir şey yaptığıma dair en ufak bir fikrim yok yalnızca kalbim onun için atmıyor sanki artık. Felix hyung kafamın karışık olduğunu söyledi. Bu konu üzerine çok düşünmemeliymişim. Jisung hyung ise zamana bırakmam gerektiğini söyledi. Beni kolumdan tutup bir yerlere getirdiler. Öyle işte.
hwangjinnie: Jeongin... Hislerinden emin olmadan birini kabul etmemen gerekli zaten. Wonyoung'un senin için olan önemini biliyorum. Belki de hala ona değer veriyorsundur sadece eskisinden farklı bir şekilde. Jisung haklı biraz zaman ver. Ve Felix'in dediği gibi kafanı çok yorma lütfen. Ne olursa olsun her kararında yanındayım. Sadece bir daha bana haber vermeden bir yere gitme. Ne kadar endişelendiğimi tahmin edemezsin.
innie.ah: Teşekkür ederim. Tamam bir daha haber vereceğim. Seni seviyorum, hyung.
hwangjinnie: Ben de seni seviyorum, diyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun velet. Eve geç gelme.
innie.ah: Peki... Hoşçakal hyung.
innie.ah çevrimdışı
hwangjinnie: Ekmek bitmiş evde, gelirken al.
hwangjinnie: Ben de seni seviyorum, minik tilkim.
-linnie
ŞİMDİ OKUDUĞUN
talking to myself // hyunin
Fanfictionhwangjinnie: Konuşacak kimsen yoksa, kendinle konuşmayı deneyebilirsin. innie.ah: Sen varsın. 2019-