jungkook kendinden nefret ediyordu: jimin'i öyle bıraktığı için nefret ediyordu. onunla evine gittiği için nefret ediyordu. ağlattığı için nefret ediyordu. o sikik birayı çaldığı için nefret ediyordu. kendini tutamayıp sürekli onun yanına gittiği için ve sadece bela getirdiği için nefret ediyordu.
bu yüzden kafasını toplamaya ihtiyacı vardı.
tek kaçamak seçeneği olan büyükannesinin evine geldi. burası kendinden de kaçabildiği tek yerdi. sevgi duygusunu hissettiği tek insanın yanı.
jimin'den de hissetmişti ama artık bunun için çok geçti galiba.
geldiği ilk gün uyudu.
ikinci gün büyükannesine yeni dövmelerini gösterdi. ve şakalaştılar.
üçüncü gün birlikte yemek yaptılar.
dördüncü gün çiçeklerle dans ettiler.
beşinci gün ise konuşmanın vakti gelmişti. büyükannesi ona yeterince zaman tanımıştı. jungkook'un neden oraya gittiğini açıklaması lazımdı.
ikisi de büyük akvaryumun karşısındaki tekli koltuklara oturmuşlardı.
"sessizlik hiçbir zaman bir çare değil."
"biliyorum."
"ama hep sessiz kalıyorsun." büyükannesi ona yumuşak gözlerle baktı.
"nefesim yetmiyor artık."
bir süre daha sessiz kaldılar. büyükannesi öksürük krizine girdiğinde jungkook endişeyle su getirdi.
"iyiyim iyiyim. yaşlanan biziz nefesi yetmeyen siz. bak bakayım kimin nefesi yetmiyor?" jungkook gülümsedi ama endişesi dinmedi.
jungkook'un tekrar sessiz kaldığını gören büyükannesi su bardağını sertçe masaya bıraktı. jungkook ona gülümsedi.
"bir çocuk var..." büyükannesi kıkırdadı. jungkook gözlerini devirdi. "seviyorum galiba. yani. seviyorum. ama onun için yeterli birisi değilim."
"bunu kim diyor?"
"ben."
"bunun yargısı sana mı kalmış aptal oğlan?" küçümseyici bir şekilde baktı büyükannesi.
"büyükanne!"
"hmm...devam et."
"of! bana değer veriyor. hayatımda ilk defa birinin benim için endişendiğini, meraklandığını hissettim. ama benim gibi bir 'aptal oğlan' onun seviyesi olamaz. o daha güzel bir hayatı hak ediyor."
"nasıl bir hayat istediğini sen bilemezsin."
"tek yeteneği hırsızlık olan bir insanım."
"bu senin suçun değil."
jungkook cevap vermedi.
"ona hak ettiği hayatı veremiyorsan hak ettiği sevgiyi ver."
"büy-"
"yeteri kadar sevmiyor musun? senden daha güzel sevecek biri varsa tamam kaç. ama bir gün gözlerindeki ışıltının sebebi olmadığını görürsen koca bir korkak olduğunu hatırla."
beşinci gün böyle son bulurken altıncı günü ilk işi kütüphaneye gitmek oldu. jimin'e hak ettiği sevgiyi gösterecek kişi jungkook olmalıydı.
hadi bakayım jungkook'un gözünden bir bölüm ekmdnsmsd iki gündür taslaklarımda çünkü çok fazla içime sinmedi ama bugün paylaşmasaydım herhalde hikayeyi taslaklara alıp bir daha yzüüne bakmazdımdjfjksks.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
convenience store :: jikook
Fanfictionjungkook için marketten bir şeyler çalmak jimin işe alınmadan önce daha kolaydı. sigaralar jimin işe alınmadan önce bu kadar pahalı da değildi! her ne kadar buraya gelmeyeceğini söylese de jungkook kendini jimin'in ekseni etrafında dönerken buluyor...