when it's time to pray

2.9K 374 72
                                    

jungkook'un gidişinin ardından bir hafta geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jungkook'un gidişinin ardından bir hafta geçmişti. ve jimin artık işe de gidemiyordu. onu görme ihtimali olabilir diye birkaç kez markete gitmişti ama hepsi hüsranla sonuçlanmıştı. ki zaten bu aptalca bir fikirdi.

acilen iş bulması gerekiyordu. üniversite masraflarını bu senelik karşılamıştı ama biriktirdiği parayı da harcamak zorunda kalmıştı bu yüzden. gelecek ev masraflarından korkuyordu.

jimin iki senedir tek başınaydı. üniversiteye geçtiği sene artık bulunduğu durumdan yorulmuş ve ailesine gay olduğunu açıklamıştı. bu pek hoş karşılanmamıştı tabii. tek erkek oğlunun çok da 'erkek' olmadığını öğrenen babası sinirlenmişti. en azından bir zarar vermeden evi terk etme hakkı tanımışlardı. buna şükretmeliydi galiba.

arada ailesini düşünüyor ve jimin'i kabullenseler nasıl bir hayatı olurdu diye meraklanıyordu. her şey daha mı kolay olurdu? ya da daha güzel?

ama bu düşünceleri ,beyninde televizyon varmış gibi, beş saniyede sinyalini kaybediyordu.

sinyali yarım yamalak olan kanallardan biri de jungkook'tu. çocuğa neden ve nasıl bağlandığı hakkında bir fikri yoktu. birden gerçekleşmemişti ama. her geldiğinde sanki bir iple daha da sıkı bağlıyordu jimin'i kendine. acıma duygusundan kaynaklanmamıştı bu. onun üzüntüsünü hissetmişti. onun yerine üzülmek istemişti.

jimin'i bırakıp gitmesi haksızlıktı. işten kovdurması, yalan söylemesi, haklı taraf olması... hiçbiri jimin'in umrunda değildi. yanında olduğu sürece bunları affedebilirdi. son gün affetmeye de hazırdı da...

acaba ne yapıyordu? çantasını yüklenmişti. nereye gidiyordu? evden mi kaçmıştı? kalacak bir yer bulabilmiş miydi? kolu nasıl olmuştu?

ding ding ding!

telefonun zil sesi beynindeki jungkook kanalını kapattı jimin'in. iki çalışta cevapladı.

"alo?"

"park jimin ile mi görüşüyorum?"

"evet."

"iş başvurunuz için aramıştım."

iş başvurusu mu? jimin hiçbir işe başvurmamıştı.

"iş başvurusu mu?" şaşkın bir şekilde sordu.

"evet, arkadaşınız bay jeon iletti başvurunuzu. kütüphanemizde çalışmanız için. kabul ettiğimizi haber vermek için aramıştım."

siktiğimin jungkook'u.

aaaaağlıycam!! çok seviyorum sıpayı 🥺🥺

aaaaağlıycam!! çok seviyorum sıpayı 🥺🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
convenience store :: jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin