Erem Kandemir. Hayır ya! Bu da mı geliyor? Şansıma tüküreyim,zaten sorunsuz ve rahat bir gezi olması imkansızdı benim için. Evren Hoca'yla konuşmamız bitti ve sınıfa çıkmaya başladık. Onun adını gördüğümden beri kendimi bir değişik hissediyorum,sanki biraz mutlu birada tedirginim.
Konuşmadığımı fark eden kızlarda nedenini merak ettiler. Onlara bir cevap vermedim çünkü bende bilmiyorum niye böyle olduğumu. Kendimi bir çukura düşmüşüm ve orda kendi krallığını kurmuşum da sanki birisi yüzünden değişip krallığımı bırakıp gidecek gibi hissediyorum. Ama o krallıktan vaz geçemeye hiç ama hiç niyetim yok. Krallığının içindeki o halk da benim içim olmuştu artık. Benliğimi bırakıp gitmeye kimsenin gücü yetemez diyorum ama sanki bu yakın zamanda olucakmış gibi geliyor. İstedikleri kadar denesinler ben savaşacağım.
Kızlara da haber verip tuvalete girdim. Seslerden anladığım kadarıyla içeriye üç tane kız girdi. Ses çıkarmadım,onlarında pek umrunda değildi zaten. Konuşmalarını dinlemeye başladım.
"Benay, hani yeni gelen bir çocuk vardı sen ondan hoşlanmıştın." Kimden bahsettiklerini galiba doğru anladım. Erem'den bahsediyorlar, istemsiz bir şekilde sinirlendim.
Kendimi belki Kuzey ya da Alkın'dan konuşuyorlardı diye rahatlatma çalıştım. Olmadı,tam çıkıp sen kimden hoşlanıyorsun diye hesap soracaktım ama konuşmaya devam ettiler.
"Evet,ama onun bir adı var Erem. Ne olmuş Erem'ime?" Dedi. Peki ben bu kızın saçını niye yolmuyorum diye sordum kendime, ama sana ne oluyor diye sorarsa verecek cevabım yoktu işte. Erem'ime nedir ya!!!
"Okulun okçuluk seçmelerine katılacakmış! Çok havalı değil mi!" Erem okçuluk biliyor muymuş? Konuşma giderek ilginç oluyor.
"Oha cidden mi? Okuldaki çoğu kişi beceremez,inşallah alınır klübe." Dedi diğer kız.
"Sana ne oluyor Öykü! Onu ilk ben gördüm sakın sarkıntılık etmeyin kızlar!" Dedi,adını Benay olduğunu yeni öğrendiğim kız. Ayrıca böyle bir mantık mı var, ona kalırsa asıl ilk gören benim. Ne saçmalıyorum ben ya!
Kızlar konuşa konuşa tuvaletten çıktılar. Bende hemen onlardan sonra etrafı kontrol ederek çıktım. Zil çaldığı için direk sınıfa girdim. Hocada benim arkamdan girdi ve derse başladı. Hoca konuyu anlatırken benim aklıma Erem'in beni o müzenin önünde yarım saat beklettiği geldi.
Bunun intikamını almam gerekiyor. Bu okçuluk işi de benim lehime gelebilirdi. Ben düşünürken zil çaldı ve teneffüse girmiş olduk.
Erem arkadaşlarına birşeyler söyledi ve kalkıp gitti. Bende intikam planım için ilk adımımı attım.
Kuzey ve Alkın'ın yanına gittim ve beni görünce biraz şaşırdılar ama hemen normal ifadelerine döndüler. Bu intikam oyununda onların çok payı olacaktı,bu yüzden onlara karşı sahte bir gülümsemeyle konuşmaya başladım.
"Size bir şey soracağım, sonrada bir şey isteyeceğim o yüzden buradayım." Direk konuya daldım. Dediğim cümlenin üstene birbirlerine bir bakış attılar ve Kuzey konuşmaya başladı.
"Sor bakalım."
"Erem okçuluk seçmelerine katılacakmış galiba,onun okçuluğu iyi mi?"
"Bunu nerden biliyorsun diye sormayacağım. Ayrıca evet Erem okçulukta gerçekten de çok iyi. Hatta ödülleri bile var. Sen neden bunu soruyorsun?" Dedi. Demek ki gerçekten de katılacakmış seçmelere ,bunu o kızlar nasıl öğrendi bunu da bulacaktım ama şuan daha önemli işlerim var. Tabi bu konuda kapanmış değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhun Maskesi
Teen FictionOkulla birlikte gittiğiniz bir ülkede yaşamak zorunda kaldınız mı? Ben kaldım. Üstelik sadece bende değil yanımda 5 kendini beğenmiş ukalayla... 🌑 Herkes bir yerlere dağılmıştı.Bir tek Erem vardı şuan yanımda.Bu hiç bilmediğimiz ülkede zerre fikri...