Keyifli okumalar:)
🌑
Resmen çağresizliği yaşıyordum. Ama çağresizliği insanlık için verilmiş en büyük nimet değil mi? Çağresiz insanlar sayesinde, insanlar bu kadar gelişmedi mi? Cesaret bile çağresizlikten doğmadı mı? Biz sadece bu çaresizlik denen duyguyu fazla hafife alıyoruz, küçük görüyoruz.Şuan Benay'la birbirimize bakıp birbirimize nefret dolu bakışlar atıyorduk.
Gözlerimi gözlerinden yavaşça çekip koluna doğru kaydırdım. Kolu hala sargıda duruyordu ama içimden herhangi bir merhamet duygusu gelmedi, üzülmedim.
Tam itiraz etmek için iki dudağımı birbirinden ayırdım ki Benay benden önce davrandı.
"Hocam ben Mısra'yla kalamam, daha birkaç gün önce benim kolumu kırdı! Kesinlikle bu şirret kızla bir gecemi bile birlikte geçirmem. Lütfen başkasıyla eşleştirin!" Gözlerini üzerimden çekmeden tek nefeste dedi tüm bunları.
"Pardon da şirret derken? Seni bi ele geçirirsem sadece kolun kırılmakla kalmaz, baştan uyarayım!" Dedim. O sırada Erem ve diğerleri bizim atışmamızdan zevk alarak izliyorlardı.
Tam Benay bana cevap verecekken Evren Hoca derin bir nefes alıp sözünü kesti.
"Daha fazla tehdit duymak istemiyorum. Ayrıca birlikte kalacaksınız, hem aranızdaki sorunuda çözmüş olursunuz. Bu gece ceset görmek istemiyorum, tabi diger gecelerde dahil. "Dedi. Umutsuz bir şekilde hocanın gözlerine baktım ama gözlerini kaçırdı benden. Kararında geri adım atmayacağını anladığımda sesiz kaldım.
Evren hoca diğerlerini de eşlettirdi. Ama asıl sorun şu ki Erem Berke'yle eşleşti. Hahahahhahha.
Şuanki surat ifadesinin resmini çeksem mi , çekmesem mi bilememdim.
"Amaaan , nolucak be!"dedim ama galiba sesli düşünmüştüm, neyse.Zaten kimsenin beni gördüğü yoktu, herkes oda arkadaşıyla bakışıyordu. Sanırım kimse memnun değildi bu eşleşmeden, Benay'da anahtarı alıp yukarı çıktı.
Telefonumu çıkardım ve ona fark ettirmeden çektim fotoğrafını ama yüzü çok görünmüyordu bu açıdan, tam karşısına geçtim ve yine çektim.
Kafasını bana doğru çevirdi ve bir bana bir elimdeki telefona baktı. Ben gülmeye devam ederken yeni idrak edebilmişti fotoğrafını çektiğimi ve yavaş yavaş kaçlarını çattı.
Dayanamadım yüzüne bir kahkaha patlattım ve elimdeki fotoğrafı ona gösterdim.
"Lan sen benim resmimi benden habersiz nasıl çekiyorsun ya!"diye bağırdığında herkes bize bakmaya başladı ama ben şuan çok eğleniyordum.
"Ah canım ya, nasılda tatlış çıkmışsın ama."
"Tatlış ne be! Sil o resmi yoksa ben silmesini bilirim!"diye adeta kükredi.
"Asla silmem, ya nasıl da ponçik pinçik bakıyor!"diye bağırdım fotoğrafa bakarak.
"Ayrıca resim değil fotoğraf! Minnoş cahil."dedim sırıttırken. Kaşları mümkünmüş gibi daha da çatmıştı.
"Hemen o telefonu bana veriyorsun!"
"Asla!"dedim ve otelin içinde koşmaya başladım. Erem'de arkamdan koşuyordu. Bir o tarafa bir bu tarafa koşarken otelin içindeki papağanın kafesi yere düştü.
Koşmaya devam ettim ve bir yandan arkamı döndüm. Erem'de düşen kafese takılmıştı ama tek bir farkla ,yanlışlıkla ayağıyla kafesin ağızını açmıştı ve rengarenk papağan dışarı çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhun Maskesi
Teen FictionOkulla birlikte gittiğiniz bir ülkede yaşamak zorunda kaldınız mı? Ben kaldım. Üstelik sadece bende değil yanımda 5 kendini beğenmiş ukalayla... 🌑 Herkes bir yerlere dağılmıştı.Bir tek Erem vardı şuan yanımda.Bu hiç bilmediğimiz ülkede zerre fikri...