Parkın girişinde durup gözlerimle taradım. İlerde onları görünce koşturarak yanlarına gittim.
"Neler oluyor?" Bella yanıma gelip sessiz konuşmaya başladı.
"Bilmiyorum. Hiçbir şey anlatmıyor." derin bir nefes verip Louis'nin yanına oturdum.
"Ne oldu ufaklık? Hadi anlat bana." gözlerini silip burnunu çekti. Koluna dokunduğumda buz gibiydi. Kollarını sıvazlayıp ısıtmaya çalıştım. "Hadi Lou. Anlatmazsan sana yardımcı olamam." kafasını kaldırıp kızarmış gözleriyle bana baktı. Ceketimi çıkarıp omuzlarına bıraktım.
"Yok bir şey." gözlerimi devirip rahatlatmak için kollarımı açtım. O da tıpkı kız kardeşim gibi sarılarak rahatlıyordu. Hala bana bakmaya devam ediyordu. Onu kollarımın arasına alıp sırtını okşadım. Kollarını belime sardı.
"Ben biraz üşüdüm arabaya gitsem olur mu?" kafamı sallayıp anahtarı verdim.
"Isıtıcıyı açmayı unutma." Louis belimdeki kollarını sıkılaştırıp yüzünü göğsüme sakladı.
"Hadi Louis ne olduğunu anlat. Belki sana yardımcı olabilirim." bir süre daha sessizce bekleyip onun burnunu çekişini dinledim. İç çekişleri arasında derin nefes aldığını duydum.
"Biyolojik babamla tanıştım." kaşlarımı çattım. Bunun için miydi bu kadar göz yaşı? "Sen giderken yanımda olan çocuk benim abimmiş. Bilmiyordum. Biz bir haftadır çok iyi anlaşıyorduk onunla. Biyolojik babamın babam bildiğim kişi olmadığını bile bilmiyordum." durup derin bir nefes aldı. "Ben evlerine gitmek istemedim ama o çok ısrar etti. Kıramadım. Orada öğrendim her şeyi. Biraz sakinleşmem için odasına götürdü. B-beni-" tekrar ağlamaya başladı. Saçlarını okşayıp sessizce bekledim. "B-ben istmedim. Zorla-" Ne dediğini anlamıyordum.
"Şşt tamam sakin ol. Ne dediğini anlayamıyorum. Sana bir şey mi yaptı?" seslice yutkundu. "Louis?" Elimi çenesine koyup bana bakması için yüzünü kaldırdım.
"Beni ö-öpmek istedi. Ben-ben istemediğimi söyledim ama dinlemedi. O- o benim üveyde olsa abim Harry. Beni öpmesi ne kadar doğru?" dişlerimi sıkıp göz yaşlarını sildim. Kollarımı sıkılaştırıp kafasını göğsüme yaslamasına izin verdim. "İstemediğimi söylediğimde çok sinirlendi. B-beni sıkıştırdı. Daha fazlasını istediğini söyledi." hıçkırarak ağlamaya başladı.
"Bunun hesabını ona soracağım. Ağlama daha fazla." Benden biraz uzaklaşıp kafasını iki yana salladı.
"Hayır hayır. Lütfen ona bir şey yapma. Herkes duyar o zaman." duyduğum şeylerle kaşlarım daha çok çatıldı.
"Saçmalama Louis. Eğer susarsan daha fazlası olur." göz yaşları akarken kafasını iki yana salladı.
"İstemiyorum. O çok güçlü sana da zarar verebilir." derin bir nefes aldım.
"Tamam sakin ol. Hadi eve gidelim sende biraz dinlen. Hem üşüdün de hasta olacaksın." kafasını salladı. Ayağa kalkıp onunda kalkmasını sağladım. Sendelediğinde tutup düşmesini engelledim. Kolumu beline sarıp bana yaslanmasını sağladım. Parkın çıkışına kadar o şekilde yürüdük. Arabanın yanına geldiğimizde arka kapıyı açıp binmesini bekledim.
"Ben kullanırım sende arkaya geç." kafamı sallayıp Louis'nin yanına oturdum. Louis suçlu çocuklar gibi kafasını eğmiş parmaklarıyla oynuyordu. Her zaman duygusal yönü daha ağır basıyordu. Sanki ona baktığımı hissetmiş gibi kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Omzumu işaret ettim. Başını omzuma koyup kollarını koluma sardı. Dışarıdan ne kadar soğuk ve sert görünsemde içimdeki merhameti susturamıyordum. Bella arabayı park edip arabadan indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tiny | Larry
Fanfiction"Hey Harry! Bak bugün okulda kimi buldum?" karşımdaki çelimsiz oğlanı inceledim. "Kim bu?" "Harry biraz kibar ol. Bu Louis hatırlamadın mı?" "Hatırlamadım."