Louis eve girdiğinde saat 11'i çoktan geçiyordu. Bella'nın yanına oturup mahcupça baktı.
"Özür dilerim. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım." bir bacağımı titreterek onları dinledim.
"Önemli değil. İyi zaman geçirdin mi?" gülümsedi.
"Evet çok eğlendim. Jacob harika bir insan."
"Çok sevindim. Yani onunla daha uzun süre görüşeceksin?" 32 diş sırıttı.
"Elbette." daha fazla dayanamayarak ayağa kalktım.
"Ben uyumaya gidiyorum." deyip hızlıca odaya ilerledim. Yatağa oturup sinirlerimin geçmesini bekledim. Hem beni seviyor ve bunu belli etmekten çekinmiyor hemde başkalarıyla görüşüyor. Louis odaya girdiğinde ayağa kalktım.
"Amacın ne senin?" kaşlarını çatıp bana baktı.
"Ne diyorsun sen?"
"Benden hoşlanıyorsun ama başkalarıyla görüşüyorsun. Bu da yetmezmiş gibi onun yanında abin gibi olduğumu söylüyorsun."
"Bağırma. Herkesi uyandıracaksın. Sen kendin söylüyorsun bana senden bir şey beklemememi. Beni sevmeyeceğini kendi ağzınla söyledin. Daha ne yapmamı bekliyorsun?" banyoya doğru ilerlediğinde onu durdurdum. Bana dönüp bıkkınca baktı. Üzerine doğru yürümeye başladığımda o da geriye doğru yürüyordu.
"Ne istiyorsun Harry?" Sırtı duvara çarptığında durdu.
"Her şeyden bu kadar kolay vazgeçersen hiçbir şey elde edemezsin." tişörtünün yakasını tuttuğumda elini koluma koyup gözlerini kapattı. Dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda elleri aşağıya düştü. Geri çekildiğimde dolu gözlerle bana baktı. "Benden bunu mu istiyorsun? İşte verdim sana istediğin şeyi. Başkalarının yanına gidip bu kadar uzun süre kalma. Çıldırtma beni." Beni ittirip kısık bir sesle konuştu.
"Bir daha bana sakın sürtükmüşüm gibi davranma. Senden böyle bir şey hiçbir zaman istemedim. Senden sadece bana çok gördüğün sevgini istedim. Anladın mı?" titrek adımlarla hızlı olmaya çalışarak kapıya doğru yürüdü.
"Louis özür dilerim." kolunu tutup durdurmaya çalıştım. Benden kurtulup odadan çıktı. Peşinden gidip durdurmaya çalıştım. Bella şaşkınca ikimize bakıyordu. Dışarıya çıktığında ona yetişip durdurdum.
"Dokunma bana." diye bağırdığında ellerimi geri çektim. Tiz sesi sokakta yankılandı.
"Tamam sakin ol. Özür dilerim, bir anda oldu. Öyle hissettirmek istemedim. Çok özür dilerim. Eve geç, odaya git gelmem yanına. Bu saatte başka bir yere gitme. Lütfen ne istersen yaparım yeterki gir şu eve. Ya da istersen sinirin geçene kadar yumrukla beni."
"Yaklaşma bana. Sana sinirim geçene kadar yaklaşma. Yüzünü görmek bile canımı yakıyor artık. Bana biraz izin ver. Nefes almama izin ver. Lütfen!" titrek nefesleri arasında çaresizce baktı bana. Geri çekilip eve girmesini bekledim. O eve girdikten sonra bende arkasından girdim. Salonda oturup onun sakinleşemesini bekledim. Bella korkak adımlarla yanıma geldi.
"Ne oldu?" derin bir nefes aldım.
"Tam bir piç gibi davrandım." kaşlarını kaldırıp anlamaya çalıştı.
"Ben az önce onu öptüm." şaşkınca bana baktı."Ne yaptın?"
"Onun yanına git. Çok kötüydü. Kendisine zarar vermesin." ayağa kalktı.
"Neden yaptın?" omuzlarımı düşürüp yüzümü sıvazladım.
"Bilmiyorum. Sadece o anda gelişen bir şeydi." kafasını iki yana salladı.
~~~
Sessiz olmaya çalışarak odaya girdim. Louis Bella'nın bacağına kafasını koymuş uyuyordu. Bella kapanmak üzere olan gözlerini zorlukla açık tutup bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tiny | Larry
Fanfiction"Hey Harry! Bak bugün okulda kimi buldum?" karşımdaki çelimsiz oğlanı inceledim. "Kim bu?" "Harry biraz kibar ol. Bu Louis hatırlamadın mı?" "Hatırlamadım."