Sectioni-2

150 4 1
                                    

Yerde yatıyordum. Ne kadar zaman geçti bilmiyordum. Kulaklarımdaki çınlama hala geçmemişti ve sıcaklık tüm bedenimi sarmıştı. Silkinmeye çalıştım fakat sanki bedenimin kontrolü benim elimde değildi. Yanımda biri olduğunu hissediyordum, çünkü birisi sanki kaçmayayım diye kolumu tutmuştu. Bilincimin hemen kendine gelmesi gerekiyordu. Tekrar silkinmeye çalıştım ve sonrasında gözlerimi açtım. Kolumu tutan kişi, patlamanın getirdiği sisle görülmüyordu. Burnuma çektiğim nefesin, kirli dumandan genzimi yakmasıyla öksürdüm. Dikkatle kalkmaya çalıştığımda kolumu tutan kişiyi gördüm. Ağabeyim Jack elinde bir kılıçla yanımda duruyordu. Kılıçla mı duruyordu? Elinde kılıcın ne işi vardı ki?

"Jack?" sesimin çıktığından emin değildim. Ona bağırmayı denemiştim ama sesim bir fısıltıyı andırıyordu. Bana bakmadı. Sanki bir şeyi izliyordu. Etrafıma bakındım. Lunapark ateşler içindeydi! Her yer... Dönme dolap yana doğru düşmüştü, bütün oyuncaklar yanıyordu ve herkes çığlık atarak lunaparktan dışarı çıkmaya çalışıyordu. Sonra yaşadıklarım bir film şeridi gibi gözümün önünde belirdi. Dönme dolabın tepesindeyken bir anda sarsılmıştık ve dönme dolap durmuştu ve sonra... O düşme hissi... Nasıl sağlam bir biçimde yerde yatıyor olabilirdim? Düşmenin etkisiyle ölmem gerekiyordu, en azından bir kaç yerim kırılmalıydı. Vücudumu hareket ettirmeye çalışarak vücudumda herhangi bir yara var mı diye inceledim. Vücudumu rahatça oynatabildiğimi fark ettiğimde, derin bir nefes aldım. Sonrasındaysa yavaşça elimi kaldırıp Jack' in kolunu sıktım. Jack bir andqa heyecanla bana dönerek;

"Jasmine? Sen iyi misin? Öldüğünü zannettim." dedikten sonra bana sıkıca sarıldı.

"Hayır, iyiyim bir şeyim yok. Senin burada ne işin var? Nasıl buraya geldin? Babamla New York' ta olman gerekmiyor muydu? "Jack bana gülümsedi.

"Kurallara hayatım boyunca hiç uymadım, bunu sanki bilmiyorsun Jasmine. Yaklaşık bir yıldır görüşmüyoruz ve sen beni hemen unuttun mu?" Sonra bir çığlık sesi Jack'in gülümsemesini yüzünden sildi.

"Burada kal ve sakın yerinden kalkma! Hemen döneceğim." Beni yerde bırakarak ayağa kalktı. Jack çığlık sesinin olduğu yere gider gitmez yerimden kalktım. Biraz sendeledim ama sonuçta kalkmayı başardım. Üstümdeki tozları elimle temizlerken sesli bir biçimde boşluğa söylendim.

"Biz kardeşiz ve sende benim kurallara uymayı sevmediğimi hatırlamıyorsun galiba?" dedim.

Jack' in gittiği yöne yavaşça yürümeye başladım. Sonra annemi gördüm. Annem, uzun suratlı çekik gözlü bir adamla bağırarak konuşuyordu. Dediklerinin bir kısmını duymak için kulak kabartarak ilerledim. Adam,

"Onu güç hattının en yoğun olduğu yere getirerek ne yapmayı planlıyordun Seraphina?" Annem ellerini beline koydu.

"Onu buraya isteyerek getirmediğimi sende biliyorsun! Kendisi gelmek istedi. Onu buraya çekmeye çalıştılar ve başardılar!" dedi annem.

"O zaman çekmemelerini sağlayacaktın! Neden Paris' e geldiniz ki? Sanki güç hattının Paris' te olduğunu bilmiyorsun!" diye bağırdı Jack.

"Jack, bana patronluk taslamaya kalkma! Ben senin annenim!" Annemin bağırarak konuştuğuna ilk kez şahit oluyordum. Şaşkınlık tüm vücudumu ele geçirirken tüylerim diken diken oldu. Ne yaparsam yapayım annem, her zaman bana karşı sakin ve hoşgörülüydü.

"Hayır, benim annem yıllar önce, babamdan boşandığı gün öldü!" diye bağırdı Jack. Sonra annemlerin etrafında çember şeklinde yanan ateşi fark ettim. Çemberin içine hiçbir şekilde ateş girmiyordu fakat çemberin dışı ve bütün lunapark alevler içerisindeydi. Neredeyse tüm oyuncaklar alev almıştı, çimler yanmaktan siyaha dönmüştü, tüm lunapark boğucu bir dumanla samalanmıştı fakat annemlerin olduğu yerde hiçbir şey yoktu. Yanmıyordu ve duman oraya ulaşmaya çalıştığında bariyere çarpar gibi etrafını dolaşıyordu. Jack' in onların yanına giderkenki halini hatırladım. Alevler Jack' i de es geçmişti. Hatta o annemlere doğru ilerlerken alevler sönmüştü. Yanlarına doğru yürümeye başladım. Sonra bir patlama daha olmasıyla sendeledim. Çok yakınımda duran bir arabanın alevler yüzünden benzin deposu patlamıştı.. Üzerime doğru gelen ateş ve dumanla bir kez daha sendeledim ve bir adım geriledim. Alevlerin arabadan yükselerek her yanımı sarmaya başlamasıyla elimi yüzüme siper ettim ve çığlığı bastım. Sonra ellerimi gözümden çektim. Alevler her tarafımdaydı ama hiçbir şey hissetmiyordum.

Ateşin Büyülü DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin