Efsane

117 3 3
                                    

Efsaneye göre Yedi Büyük Ruh dünyaya kötülüğün iyice yayılmasından ve insanlığı tehdit etmesinden çok sıkılmıştı. Cadılar, iblisler, yakalayıcılar, kötü büyücüler insanlığı tehdit ediyor, onları öldürüyordu. Üstelik bu katliamlar olurken insanlar ne yapacaklarını bilmiyordu, kendilerini savunamıyorlardı. Yedi Büyük Ruh –Ateş, Su, Toprak, Hava, Kan, Gölge ve Ölüm Ruhları insanlığı korumaları ve kötülükle savaşmaları için insanlara koruyucular atamaya karar verdi. Her ruh biri kız, diğeri erkek olmak üzere iki kişiyi kaçırdı. Kaçırılan insanların içlerine kendi ruhlarının bir parçasını koydular ve onlara varlıkları öğrettiler. Görevleri insanlığı kötülükten korumak ve dünyaya barışı getirmekti. Bazı ruhlar insanlığa zarar veren varlıklarla beraber vermeyenlerinde ölmesi gerektiğini savunurken diğer ruhlar insanlara zarar vermeyen varlıkların insanlarla barış içerisinde yaşayabileceklerini savunuyordu. Öncelikle birlik olan Yedi Ruh anlaşmazlıklara düştüler. Ateş, Su, Toprak, Hava Ruhları bütün kötü varlıkların öldürülmemesi gerektiğini savundular. Onlara dünyada barış içinde yaşamaları için bir şans daha verilebilirdi. Ama Gölge, Kan ve Ölüm Ruhları bu varlıkların kesinlikle öldürülmesi taraftarıydı. Ruhlar iki farklı gruba ayrıldılar. İki ayrı Mezhep oldular. Işık ve Karanlık... On dört çocuk içlerinde bir parça ruhla dünyaya döndü. Birlikte yapamayacakları şey yoktu. Görevleri açık ve netti: İnsanlığa zarar vermeye çalışanları yok et. Bunlar ilk Ruh Çocukları' ydı. Bu çocuklar ilk ruhların içlerine koyduğu ruh sayesinde onların gücünün bir parçasına sahip oldu. Işık Mezhebinin çocukları içlerine güç koyan ruhların elementlerine hükmedebiliyordu. Ateş Ruhundan güç alan ateş elementine, topraktan alan toprağa, sudan alan suya ve havadan alan havaya hükmedebiliyordu. Karanlık Mezhep ise Işık Mezhebinden daha güçlü ve tehlikeliydi. İçlerinde hep bir öldürme isteği vardı. Onlara hükmeden içlerindeki bir parça ruh, öldürmek için yanıp tutuşuyordu. Bu da Ölüm, Kan ve Gölge Ruhları yüzündendi. Dünyayı tamamen kötülükten arındırmak istiyorlardı ama bu imkânsızdı. Kötülük ve iyilik arasındaki bağ korunmalıydı. Denge bozulamazdı. Kan Ruhundan güç alan iki çocuk diğer Ruh Çocuklarına dokunduklarında kısa süreliğine güçlerini ellerinden alabiliyordu. Üstelik ikna yetenekleri çok güçlüydü. Gölge Ruhundan güç alan iki çocuk görünmez olabiliyor, nesnelerin içinden geçebiliyordu. Bir de inanılmaz hızlıydılar. Ama en önemli ve en güçlü ruh Ölüm Ruhuydu. Ölüm Ruhunun çocukları zihin gücüyle istedikleri varlıkları öldürebiliyor, nesneleri hareket ettirebiliyordu. En güçlü Ruh Çocukları Ölüm Ruhunun çocuklarıydı. Çocuklar kendilerine Ruhlar tarafından verilen görevi yapmaya başladılar. İnsanlara göstere göstere, açıkça yapıyorlardı bunu. İnsanlar önce yadırgasa da sonradan onları kahraman gibi görmeye başladı. Ruh Çocukları kurtarıcıları, koruyucularıydı artık onların. Ruh Çocuklarını soylular haline getirdi insanlar. Zenginleştirdiler, ünlüleştirdiler. Onları şımarttılar. Karanlık Mezhebin çocukları kendilerini herkesten üstün görmeye başladı. Hatta bu durum öyle bir hal aldı ki kendilerini dünyanın hâkimi sıfatına koymaya başladılar. İstedikleri her şeyi elde edebiliyor, dedikleri anında yapılıyordu. Çocuklar görevlerini aksatıyor, önemsemiyorlardı. Üstelik dünyadaki kadınlarla ilişkiye girip onları hamilede bırakıyorlardı. Doğan çocuklar babalarının güçlerini alıyordu. Bir tür soy oluşturmaya başladılar. Soyadlarını da gücünü aldıkları ruhun adını verdiler. Işık Mezhebindeki Ruh Çocukları görevlerini yapıp insanlığı korurken, Karanlık Mezhebin çocukları gününü gün ediyor, görevlerini umursamıyordu. İçlerine konan ruhun neden konduğunu unutmuşlardı neredeyse. Yıllar geçtikçe Işık Mezhebi de kendilerine eş arayışı içine girdi. İnsan kadınlarla ve erkeklerle evlendiler. Onlarda kendi soylarını oluşturmaya başladı. Dünyaya getirdikleri her bebek artık Ruh Çocuğuydu. Genetik olarak annesinden ya da babasından geçen güç onlarında içinde vardı. Anne ve babalarından hangisinin gücü varsa bebeklere de o güç geçiyordu. Yüzyıllar geçti. Toprak Soyunun 12. dereceden Ruh kızı Annabell ile Gölge Soyunun 11. dereceden Ruh çocuğu Rick birbirlerine âşık oldu. Ailelerine evlenmek istediklerini belirttiklerinde onları sevinçle karşıladı aileleri. Soylar birleşecekti. Bütün soyların davet edildiği büyük ve güzel bir düğün yapıldı. Daha önce iki Ruh Çocuğu hiç evlenmemiş, birlikte olmamıştı. Bu Ruh Çocukları için yeni ve heyecanlı bir keşif olacaktı. Bütün yeni doğan Ruh Çocuklarının ebeveynlerinden biri her zaman insandı. Peki, ikisi de Ruh Çocuğu olursa doğan çocuk kimin gücünü alırdı? Annenin mi babanın mı? Evlendiler, iki yıl sonra beklenen gerçekleşti ve bir oğulları oldu. Adı Ethan olan bu çocuk büyüdükçe güçleniyor ve harika bir erkeğe dönüşüyordu. Onların mutluluğunu gören diğer Ruh Çocukları da birbirleriyle evlenmeye başladı. Işık Mezhebinden iki kişi evlendi önce. Doğan çocukları ebeveynlerinden daha güçsüz soya mensup olanının gücünü aldı. Işık ve Karanlık Mezhebin birleşmesinden meydana gelen Ethan ise annesinin soyunun gücünü gösteriyordu. Toprak elementine hükmedebiliyordu. Bütün Ruh Çocukları, Karanlık ve Işık Mezheplerinin birleşmesi dâhilinde çocuğun Işık Mezhebe mensup ebeveyninin soyunun gücünü alacağını düşünmeye başladı. Ta ki Ethan 17. yaş gününe basana kadar. 17. yaş gününde aslında Ethan' nın iki soyunda gücünü aldığı ortaya çıktı. Üstelik Ethan diğer Ruh Çocuklarından daha güçlüydü. Ruh Çocukları kendi Mezheplerinden ya da insanlarla beraber oldukları zaman çocuk tek bir soyun gücünü alıyordu ama iki farklı mezhebin birlikteliğinden doğan çocuklar iki soyun gücünü de içlerinde barındırıyordu. Ruh Çocukları ölümsüz değildi ama ilk Ruh Çocukları, işte onlar ölümsüzdü. İlk Ruh Çocuklarına kendi güçlerinden bir parça yerleştiren ruhlar, kendilerini temsil etmeleri için onlara ölümsüzlük bahşetmişti. Üstelik İlk Ruh Çocukları gücünü aldıkları ruhlarla konuşabiliyordu. On dört kişilik, yedisi kadın yedisi erkek olan İlk Ruh Çocukları kendilerine 'Asiller' ismini verdiler ve bir meclis oluşturdular. Ruh Çocuklarının yöneticileri, efendileri, akıl hocaları ve ruhlarla iletişim halinde kalmalarını sağlayanlardı onlar. Ruh Çocukları Ethan' ı Asillerin karşısına çıkarttı. Asiller Ethan gibi birini ilk defa görüyorlardı. Ethan' ı çok tehlikeli buldular ama onu öldürmediler. Ethan serbest bırakıldı. Ama konsey onu hep izledi. Gözleri uzaktan da olsa hep Ethan' nın üzerindeydi. Bir süre sonra olaylar unutuldu ya da kimse üzerinde pek düşünmedi. Ethan bütün genç erkeklerin yapacağı gibi bir kıza âşık oldu. Âşık olduğu kişi Hava Soyundan Mary denen bir kızdı. Mary de ona âşık oldu. İlk defa öpüştüklerinde Mary Ethan' nın kollarında öldü. İçine büyük bir güç dolmuştu Ethan' nın. Mary' nin gücüydü bu. Hissediyordu. Asiller bunu kabul etmedi. Ethan' ı çok tehlikeli bulup, sorgulamadan herkesin önünde öldürdüler. Üstelik Işık ve Karanlık Mezheplerin birbirine karışması kesinlikle yasaklandı. Doğan çocuk safkan olarak nitelendiriliyordu. Safkanlar ise normal Ruh Çocukları olan melezlerle ilişkiye girince onları öldürebiliyordu. Melezlerin güçlerini kendilerine çekiyorlardı. Bu engellenmeliydi. Kendi iyilikleri için. Aralarında aşk, temas, istek olmamalıydı. Asiller bir lanet koydular. Safkan çocuklar mutlaka olacaktı ama öyle bir lanet koymalıydılar ki melezlere dokunup enerjilerini içlerine çekememeliydiler. Zaten güçlü olan safkanlar melezlerin gücünü aldıklarında yenilmez olurlardı. Lanet şöyleydi;

" Melez ya da safkan birbirlerine isteyerek, arzu ederek dokundukları zaman kendilerine yüklü voltajlarla uyarı amaçlı elektrik çarpacaktı. Bu elektrik arkadaşça dokunmalar için geçerli değildi." Ama eğer bu uyarıyı dikkate almazlarda fiziksel bir temasta bulunurlarsa yapılacak bir şey yoktu. Safkan melezin bütün gücünü emip onu öldürecekti. Üstelik kendi gücünü de ikiye katlayacaktı. Bu yüzden safkan eğer melezi öper onu öldürürse yakalandığı yerde öldürülecekti. Bu yüzden safkan ve melezlerin bir araya gelmeleri de kesin olarak yasaklandı ve bu olay Ruh Çocukları' nın tarihinde büyük bir çığır açtı. Hiçbir şey artık eskisi gibi olamayacaktı...


Ateşin Büyülü DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin