Daydream-15

408 42 1
                                    

Odadaki ortam biraz gergindi. İkili karşılıklı oturuyor olmalarına rağmen birbirlerinin yüzüne bakamıyorlardı. Taehyung ne demesi gerektiğini bilmediğinden susuyordu. Seokjin ise ondan gerçekten çok utanıyordu. Nedenini bilmese de oldukça utanç duyuyordu.

"Şey... öncelikle tanışmamız gerek sanırım. Ben Kim Seokjin. 27 yaşındayım."

Taehyung sıranın kendisine geldiğini fark ettiğinde kendisini tanıtmadan önce sormak istediği soruyu sormak istedi.

"Şey... eğer sorun olmazsa bir şey sormak istiyorum. Ben nasıldım? Yani hayalindeki ben? Sana karşı nasıldım? Yaşımı biliyor muydun? Ya da mesleğimi? Ailem hakkında bir şey biliyor muydun?"

Seokjin birden gelen sorular karşısında küçük çaplı bir şaşkınlık geçirdi. Mesela bu huyun... hayalimdeki sen de böyleydin. Sorularını ard arda sorar, sonra utanırdın.

"Ah, şey... sanırım çok fazla soru sordum. Kusura bakma. Hepsini cevaplamak zorunda değilsin."

Seokjin olumsuz bir şekilde kafasını iki yana salladı.

"Hayır hayır sorun değil. Cevaplayacağım. Öncelikle gerçekten çok kibar bir insandın. Ama bir şeyi istediğin zaman istediğini alana kadar tatlı şebeklikler ve aegyo yapardın."

Bir müddet durakladıktan sonra devam etti.

"Yapardın, ederdin... Böyle geçmiş zaman eki kullanmak çok tuhaf geliyor şuanda. Ihm, neyse devam edeyim. Sesimi çok beğendiğini söyler, neredeyse her gün sesime iltifat ederdin. Ailenle ilgili bir şey söylemedin. Yaşın 24 ve mankendin."

Taehyung son duyduğuyla şaşırdı ve istemeden woow diyiverdi.

"Woow! Gerçekten mi? Manken olmayı hep istemişimdir. Ama ne yazıkki değilim. Henüz öğrenciyim. Yaşım gerçekten 24 ve sesini beğenirsem her gün iltifat edebilirim. Şarkıcı falan mısın?"

Başıyla onayladı Seokjin. Karşısındaki çocuk ona ilk defa gülümsemişti. Her ne kadar rüyasında gördüğü çocukla aynı olmasa da ona karşı hissettiği duyguların aynısını yaşadığına emindi. Kim Seokjin gerçekten Kim Taehyung'dan hoşlanıyordu. Hatta... bunu demeye hakkı var mıydı ama ona aşıktı. Gerçekten nasıl olabildi?

O esnada odanın kapısı çaldı ve içeri doktor Jeon girdi.

"Nasılsın Seokjin hyung? Bay Taehyung ya siz? Her şey yolunda mı? Neler konuştunuz."

Seokjin gülümseyerek doktoruna baktı.

"Hey, sakin ol genç adam hyungların gayet iyi. Şimdi kısa bir konuşmayla birbirmizi tanımaya başlamıştık ki sen geldin. Pek fazla bir şey konuşmadık. Bu arada... Taehyung'un bana ne gibi bir yardımı dokunabilecek?"

Jungkook başta ne gibi tedavi uygulayacaklarını düşünürken aklına ilk gelen fikir ona mantıklı gelince çok fazla düşünmemeye karar verdi. Ama şimdi bunu söylemekten çekiniyordu. Umarım bu ona daha fazla zarar vermez diye geçirdi içinden.

"Şey... sizden yaşamanızı istiyorum. Yaşadığınız ne varsa onu yaşayın. Hyung, birlikte neler yaptıysanız onları tekrar yapın. Sırası hiç önemli değil. Sizden istediğim tek şey hayalleri gerçek yapıp yaşamanız. Bay Taehyung, bunu yapabilirsiniz değil mi? Lütfen çekinmeyin. Eğer rahatsız olacağınız bir durum olursa söyleyin."

Bir müddet düşündükten sonra olumsuzca başını salladı genç adam.

"Hayır, benim için hiçbir sorun yok. Sadece Bay Seokjin'in iyileşmesine yardımcı olacağım."

Taehyung açısından hiçbir sorun yoktu. Peki ya Seokjin?

"Bunu kabul edemem Jungkook-ahh. Hele de Taehyung'un bunu kabul etmesini asla istemem. Benim yüzümden tanımadığı bir adamla onun şizofrence oyunlarını oynamasına müsaade edemem."

Ardından Taehyung'a dönerek devam etti.

"Anlayışın ve kibarlığın için teşekkürler Tae. Ama bunu yapmak zorunda değilsin. Biliyorsun değil mi? Buna hiç gerek yok."

Taehyung aklına gelenleri söyleyip söylememe konusunda emin olamazken yine de söylemeyi tercih etti.

"Kibarlığımdan değil. Birisini göz göre göre ölüme terk edemem hyung. Ve bunu söylemesi zor... İnanması da öyle ama... Seninle tanışmadan önce, yani koridorda bana seslendiğin günden önce rüyalarımda hep seni görmüştüm. Tanımadığım, hiç görmediğim seni, ilk defa rüyamda görmüştüm. Ve görmeye de devam ettim. Seninle birçok kez kafeye gittik, sinemaya gittik, sanat müzesine gittik, birçok şeyi yaptık ama biliyordum ki hiçbiri gerçek değildi ve seni tanımıyordum. Ama uyandığımda o kadar gerçekçi hissediyordum ki... sanki yatağımda elimi uzatsam sana ulaşacakmışım gibiydi. Bana rüyamda sürekli 'Taehyung-ahh' diye seslenirdin ve bana o gün koridorda 'Taehyung-ahh' diye seslendiğinde içimde ne fırtınalar koptuğunu bilemezsin."

Seokjin'in gözlerinden yaşlar firar etti, Taehyung'un konuşması bitince. Gerçekten mi? Yani gerçekten hayalimde yaşattığım her şeyi Taehyung rüyalarında mı gördü? Ya aslında benim gördüklerim de hayal değilse? Ya düşlerde buluştuysak birlikte? Ya bu Tanrı'nın bize yazdığı kaderse? Öyleyse, taburcu olalım bu hastaneden birlikte, ve kurtulalım tüm acılarımızdan el ele. Tanrım lütfen bu da hayal olmasın. Tanrım lütfen, lütfen Kim Taehyung gerçek olsun.

            ○○○○○○●●●●○○○○○○

Selam ♥ Nasıl gidiyor? Elimden geldiğince yeni bölüm yazmaya çalışıyorum. Bu arada yeni bir Taejin kitabı bile yayımladım. Durup dururken bile aklıma yeni kitap fikirleri geliyor ve taslağımda şimdiden 10 kitap var. Tatilde boş kalırsam artık onları yazarım hep sjddksjsk Umarım seversiniz ♥ Sizi seviyorum ♥ Taejin'i sevin ♥

DAYDREAM -TAEJIN ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin