-14-

16.4K 952 303
                                    

"Vera"

Duyduğu sesle gözlerini yavaşça aralarken başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi.

"Sonunda be kızım!" Zeynep isyan edercesine konuşurken bir yandan da masanın üzerindeki kağıtları toparlıyordu. "Kaç saattir seni arıyorum. O telefona neden bakmıyorsun ki? Abim delirmek üzere."

Vera, eliyle gözlerini ovalayıp yerinde dikleştiğinde etrafına ufak bir bakış atmıştı. Neyseki kimse onlarla ilgilenmiyordu. "Sessiz ol."

Zeynep, omuz silkip onu ayağa kaldırırken çantasını da eline tutuşturmuştu. "Yürü gidiyoruz."

İki kız kütüphaneden hızlıca çıkarken, onları izleyen görevli kadın alttan alttan bu duruma gülüyordu.

Sarışın kız buranın müdavinlerinden olsa bile diğerini pek tanımıyordu.

Yine bir öğle saati sarışın olan gelmiş ve biraz ders çalışıp uyuyakalmıştı. Her zaman olduğu gibi!

Vera, uykulu bir şekilde Zeynep'i takip ederken kızın telefonla konuştuğunu fark etti.

"Tamam geliyoruz, kapıda bekle sen. Bana ne kızıyorsun ya? Sevgilin uykucunun teki!"

Söylediklerinden hiçbir şey anlamazken elini başına götürüp ovmaya başladı. 2 gündür geceleri uyuyamıyordu ve bu durum düzenini bozmaya yetmişti.

Zeynep hala önde ilerlerken Vera, okuldan çıktıklarını fark ederek başını kaldırdı. Kaldırmasıyla beraber bir bedene tosladığında, kolunda bir el hissederken "pardon." diye mırıldanıp yana kaydı.

"Önemli değil, yürürken önüne bakmalısın."

Sesin sahibine bakmak için başını kaldırdığında esmer bir çocuk sırıtarak kendine bakıyordu.

Çocuk demesinin sebebi, uzun boyuna rağmen daha henüz 20'sinin başında olduğunu belli eden yüz hatlarıydı.

Onu bir kaç saniye süzüp umursamazca başını sallarken elini hala çekmemesiyle kaşlarını çattı.

"Elinizi çeker misiniz?"

Düz bir sesle konuştuğunda kendine bakıp gülüşünü büyüttüğünü gördü. Dişleri neden bu kadar düzgündü?

"Adın?"

Elini çekmek yerine sorduğu soruyla rahatsızca yerinde kıpırdandı ve kolunu kendine doğru çekmeye çalıştı.

Yalnızca çalıştı. "Bıraksana!"

Henüz çocuk ağzını açamadan araya giren başka bir beden onları ayırırken rahat bir nefes verdi.

"İzinsiz bir kadına dokunmak ne kadar doğru? Veya, kadın bırak dediği halde hala ona dokunmaya devam etmek?"

Duyduğu sert sesle dudağını ısırırken uykusundan tamamen arındığını hissetmeye başladı.

Bu adam ve güzel sesi bunun için yeterliydi değil mi? Diğer kişiye çocuk dediği halde, ona adam demişti. Barın, 20'sinde de olsa onun için adamdı, kaldı ki 26 yaşındaydı.

Onun, adamıydı.

"Sanane kardeşim! Konuşuyorduk biz."

Barın, eliyle burun kemerini sıkıp başını Vera'ya çevirdi ve onun yüzünü süzdü.

Kardeşinin 'Uykucu' dediğini doğrular bir biçimde şişmiş olan gözler ve kızarmış dudaklar onda öpme isteği uyandırırken kolunu kıza uzatıp göğsüne yaslanmasını işaret etti.

Eh, bununla da yetinebilirdi.

Vera, adamı ikiletmeden göğsüne sinerken, dayanamayarak onun başına bir öpücük kondurup tekrar esmer herife döndü.

VERA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin