Y nin ağzından:
başımın ağrısı geçmişti sonunda. Ne oldu ki bana? Hatırlamıyordum. Hatırlayamıyordum. ,
Yine oldu demek. Yerime onlardan biri girdi yine. Umarım Y/Ne benim yüzümden zarar gelmemiştir. Gözlerimi açtığımda hastanede yattığımı fark ettim. Hastanenin kokusunu hiiç sevmezdim. Bence fazla hijyenik kokuyordu. Etrafıma baktım ve solumda Y/Nin oturduğunu gördüm. Hastaneyi nasıl buldu acaba...bide beni buralara kadar taşıdı. Uyuyordu. Yorulmuştur...kaç saattir buradaydım acaba.
Y: Y/N. Uyansana.
Y/N uyandı, bana baktı ve olanlar aklına geldi.
Y/N: senin için ne kadar endişelendim biliyormusun? Bana kişilik değiştirdiğin zaman böyle olduğunu niye söylemedin? O kadar korktum ki...
Y: tamam yeter. Anladım. Artık biliyorsun evde neden ikidebir öyle bağrıp durduğumu. Şimdi eve gidebilirmiyiz? Ben iyiyim.
Y/N: emin misin?
Y: evet. Kişiliğim yerine döndüğü zaman baş ağrımda geçiyor.
Benim için bukadar endişelenmesi beni bir yandan mutlu ediyor, diğer yandanda üzüyordu. Neden mi? Benimle ilgilenen ve benim için gerçekten endişelenen ilk kişi Y/N. Ona bir şekilde bağlanmaya başlıyordum bu yüzden. Bu iyi mi yoksa kötü Bir şey mi, tam karar verememiştim doğrusu. Bu işin sonunda onu bırakamayacaktım. Korkudan. Tekrar yanlız kalmaktan korktuğum için onu bırakamicaktım. O sadece işini yapıyordu...ama benim tutunabileceğim birine ihtiyacım vardı. Y/Ne ihtiyacım vardı.
Kendimi daha iyi hissettiğim için hastaneden çıktık ve hastanenin karşısında duran arabama bindik. Y/N internetten en yakın hastanenin yerini bulup beni buraya getirmiş. başkası olsa beni orda bırakıp arabamla kaçardı. Ama Y/N bunu yapmadı. Saf işte...Eve gitmeden önce pizzacıya uğradık ve akşam yemeğimizi yedik. Öğlen restorandaki gibi Y/N hiçbirşey demedi. Bende Bir şey demedim nedense. Sanırım ikimizde fazla yorulmuştuk bugün.
Y: Y/N.
Y/N: efendim.
Y: neden konuşmuyorsun?
Y/N: bilmem. Söyleyecek fazla birşeyim yok.
Y: anlıyorum.
Y/N: sen neden Bir şey demiyorsun?
Y: benimde anlatıcak birşeyim yok.
Aslında vardı. Hemde anlatacak, konuşucak çok şeyim vardı. Ama nereden başlayacağımı ve nasıl anlatacağımı bilmiyordum..
Y/N: Şey..sen iyimisin?
Y: evet, neden?
Y/N: bi an pek öyle görünmedin de ondan
Y: sadece düşünüyordum
Y/N: hmm...tamam
Yemeklerimizi yedikten sonra tekrar eve döndük. Y/N odasına girdi, bende kendime buz dolabında duran viski şişesini aldın ve dondurucudan birkaç buy küpü çıkardım. Yemek masasında duran sandalyelerde birine oturdum ve birkaç yudum içtim.
Bunu yapmamam gerekirdi. Biliyorum. Kendi kendimi mahvediyordum. Ama içiyorken oluşan o his...ihtiyacım vardı. Hemde çok. olanları birkaç saatlik olsa da unutmak, o acıdan kurtulmak istiyordum.
Bardağımı tekrar dolduracakken kapıda dikilen Y/Ni fark ettim.
Y: sen yatmadınmı daha?
Y/N: hayır... sen ne yapıyorsun?
Y: kör müsün? İçiyorum.
Y/N: sağlıksız olduğunu biliyorsun dimi? Kendine ne yaptığının farkındasın dimi?