§ 5 §

482 52 19
                                    

#

Dersler bitmiş evine doğru yol almıştın bile.

Bu gün senin için oldukça garip bir gündü ki yarın ki davete Jongdae ile gitmeye karar vermiştin. Arkadaşın He-mi sayesinde...

"kızım salak salak konuşma da çocuğun teklifini kabul et, taş gibi çocuk görmüyor musun?"

He-mi'nin sesi istemsizce beyninde yankılandığı zaman bir yandan da KyungSoo'yu ne söyleyecektin onu düşünüyordun.

Kaç gündür rehberinde kayıtlı fakat bir türlü tuşlayamadığın numarayı tuşlayıp beklemeye başladın.

"efendim?"

Gelen sesle biraz heyecanlanmıştın.

"KyungSoo, ben Se Yi, çıkışta seninle konuşmak istemiştim ama seni bulamadım."

Konuşup karşı tarafın cevap vermesini bekledin. Çok geçmeden cevap gelmişti.

"Se Yi, hızlı çıkmam gerekti acelem vardı. Önemli bir şey yok öyle değil mi?"

Endişeli ses tonu ile konuşan çocuğa karşı görmese de gülümsedin.

"merak etme sorun yok, sadece yarın akşam ki partiy-"

Telefonun karşı tarafında acı ile KyungSoo'nun çınılamasının üzerine sözün yarıda kaldı ve yüz ifaden bir anda değişti.

"K-kyungSoo?"

Korku dolu çıkan ve kekeleyen sesine aldırış etmeden karşı taraftan cevap bekledin.

"KyungSoo?"

Yinelediğinde yine cevap gelmemişti.
Ve endişelerin gittikçe artıyordu.

"lütfen, lütfen yardım edin hyung hyung'um onu, onu dövüyorlar."

Laflarını tekrarlayan çocuğu tanımaya çalışıp kalbinin gümbür atmasına engel olamadın.

"canım bana nerede olduğunuzu söylemen gerekiyor."

Sakin kalmaya çalışıp karşı taraftaki çocuğu iyiliğe tutarca söylediğin sözlere karşı adresi alıp koşarak oraya ilerlemeye başladın.

Biraz uzağında kalan adrese lanet edip sırtındaki çantanın kolunun düşmesi üzerine tekrar omuzlarına alıp son sokağı da döndüğünde yalvarırca ağlayan ve yere çökmüş bir çocuk görüş açına girdi.

Biraz daha ilerlediğinde yerde başını koruyan ve başında onu tekmeleyen 3 kişi daha görmüş oldun.

Hızla ilerleyip bağırdın.

"hey ne yaptığınızı zannediyorsunuz."

Sesini duyan 3 kişi de sana dönüp aralarında bir şey fısıldaştılar.

"o-o sizin yengeniz de-değil." kısık ve öksürürce konuşan çocuk KyungSoo'dan başkası değildi.

Üstlerinden anlaşıldığı üzere bunlar sizin okuldaydı.

"sen çok konuşma!"

Aralarından birisi konuşup karnına sertçe bir kez daha tekme savurduğunda sen bir şey diyemeden kaçmaya başladılar.

Koşarak KyungSoo'nun yanına gittin ve dizlerinin üzerine oturdun. Seninle birlikte yanına çöken çocuğa göz gezdirip KyungSoo'nun başını dizlerinin üzerine koydun.

"KyungSoo"

Ağlarca çıkan sesini umursamadan yüzünde ellerini gezdirdin.

Yüzü dağılmış elleri yara bere, okul forması kan içindeydi.

~Aşk Üçgeni~ [Do KyungSoo Oc] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin