26. Bölüm

1.4K 125 94
                                    

Rötarlı gelen bölüm için üzgünüm. Yine üşengeçliğimin kurbanı bir bölüm. Bu gün yayınlayacağımı söylediğim otobüste taslağını yazdığım Allah a emanet bu bölümü hayatımda gördüğüm en uzun yorumun sahibine, kaisemedirukeneymis ithaf ediyorum. Kendi hikayemin analizini okumaktan bu kadar hoşlanacağımı hiç düşünmemiştim. Zaman ayırıp o upuzun yorumları yazdığın için çok teşekkür ederim. Benim için çok değerliydi. Hepinize keyifli okumalar. 😘😘😘

Jongin sabırsızca parmaklarını dizine vurarak ritim tutuyordu. Siwon denen adamın verdiği adrese gelmişti. Güzel ve büyük bir yalıydı. Daha büyüklerini de gördüğü olmuştu Kim Jongin'nin ama yine de iyilerinden bir tane olduğunu düşünüyordu. Geldiğinde Bay Choi'nin mülkte olmadığını söylemiş ve onu içeri almışlardı. Şimdi nerdeyse bir saattir bu salonda oturmuş buraya gelme kararını sorguluyordu Jongin.

Üzerindeki takım elbisenin altına kaymış Rolex saatine bakmak için kolunu kaldırdı. Buraya gelirken amacı kesinlikle parasıyla hava atmak değildi ki bunu çok sık yapmazdı. Çok ilginç bir şekilde Kim Jongin daha önce yapmadığı şeyler yapıyordu. Asla bir kartivizitdeki numarayı arayacak biri değildi. Onu da geçtim burada adama hava atmak için alışverişe bile çıkmıştı. Kim Jongin öyle çok pahalı giyinen biri değildi ki ailesinin de mal varlığı göz önüne alınırsa küçük bir saray yavrusunda oturabilecekken o Chanyeol ile kutu gibi eve sıkışmaya çalışıyordu. 

"Kim Jongin?" Jongin içinden sonunda diye geçirirken ayaklanıp sesin sahibine döndü.

"Gelmeyi düşünmüyor muydun?"

Keyifli bir kahkaha Jongin'nin yüzünü buruşturmasına sebep oldu.

"Önemli bir toplantıdaydım."

"Burada çok fazla vakit harcıyacak değilim." Kolunu kaldırıp saatini ortaya çıkararak, saatin kaç olduğunu kontrol ediyormuş gibi yaptı. Bakın yine yapıyordu. "Derdin ne söyle, ben sana yumruk atayım. Ve herkes kendi yoluna."

Tekrar keyifli bir kahkaha attı Siwon. Belki bu kadar patavatsızlığa normalde göz yummazdı ama nedense Kim Jongin'nin kelimeleri hoşuna gidiyordu. "Pekala beni takip et."

"Neden seni takip ediyorum. Yanında yürüyemiyor muyum?"

"Nasıl isterseniz Doktor Kai."

Jongin donuk ifadesini koruyarak Siwon'nun yanına ulaştı. Diğerinin yüzündeyse küçük bir tebessüm vardı. Jongin'nin bu görüşmenin sonunda aynı kelimeleri kullanabilecek mi merak ediyordu. "Bir doktora ihtiyacım var."

"O zaman hastaneye gidin."

"Doktor genelde benim için değil. Özel bir doktora ihtiyacım var. Sevgilinizin yakaladığı kişi benim doktorumdu."

Nereye giitiğini bilmediği uzun koridorda yürürken Jongin ilk başta Siwon'nun neyden bahsettiğini anlamamıştı. Kaşları istemsizce çatılırken birden aklına geçen günkü içinden uyuşturucu çıkardıkları adam geldi. Bir anda nasıl bir işin içine düştüğünün farkına varan Jongin, tabiki geri çekilecek bir kişiliğe sahip değildi. 

"Üzüldüm, dikişleri oldukça iyiydi."

"Umarım sevgilinin bana nelere mal olduğunun farkındasındır!" Jongin geldiğinden beri neşeli kahkhalar atan adam birden sesini yükselttiğinde Jongin tek kaşını kaldırarak karşılık verdi.

"Ne istediğinizi hala söylemediniz."

"Cesaretiniz beni etkiledi Doktor Kai. Sizinle çok iyi bir ekip olacağımızı düşünüyorum."

Asklepios // SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin