Ev sahibim gittikten sonra derin bir nefes aldım. Soğuk biri olsa da görüşme o kadar da kötü geçmemişti. Ben de salondan çıkıp odama gittim, üç güne okul başlıyordu ve öğrenciler için ders planı hazırlamalıydım. Biraz vaktimi alsa da tüm sınıflarım için programları hazırlamıştım.
Yanımda getirdiğim kitaplardan birini alıp okurken kapım çalındı. Bayan Fox kahve getirmişti.
"Saatlerdir odanızdasınız, bunalmışsınızdır." dedi.
"Evet, program çıkartmam gerekiyordu." diye gülümsedim. "Teşekkür ederim." Elindeki tepsiyi aldım "Buyurun, oturun."
"İşlerim var, Bay Edward birazdan yemek yemek isteyecektir."
"Bay Edward'ın soyadı ne? Kendisine hitap edememek garip oldu..."
"Shaw."
"Bay Shaw için yemek hazırlarken benim için de bir şeyler hazırlayabilir misiniz? Ben de acıkmaya başladım."
"Elbette. Odanıza getirmemi ister misiniz?"
"Çok iyi olur."
Bayan Fox gittikten sonra kahvemi içip kitabıma geri döndüm. Kahve ve kitap rahatlamamı sağladı, ev sahibimle yaşadığım garip tanışmanın etkisini tamamen attım. Bayan Fox yemeğimi getirene kadar kitabımı yarıladım.
"Yemekten sonra Bay Edward sizinle görüşmek istiyor."
"Peki." Kontrat için görüşmek istiyor olmalıydı.
Yemekten sonra Bay Shaw'ın çalışma odasına gittim. İçeri girdiğimde masasında bir şeylerle uğraşıyordu.
"Beni görmek istemişsiniz."
"Evet, kontrat için..."
Çekmecesinden evrak çıkartıp masaya koydu.
"İnceledikten sonra imzalarsınız."
Koltuğa oturup kontratı okudum, bir sorun görememiştim, masadan kalemi alıp , imzaladım. Bay Shaw kontratı alıp tekrar çekmeceye koydu.
"Başka bir şey yoksa..."
Odadan çıkacakken Bay Shaw arkamdan seslendi.
"Bayan Olsen sanırım Bianca ile tanıştınız."
Arkamı döndüm.
"Bianca?"
"Atım... Salona geçmeden önce çalışma odamdaydım, gördüğünüz gibi ahır buradan görülüyor."
Siyah bir atın adının beyaz anlamına gelen Bianca olması komiğime gitmişti ama gülmemek için tuttum kendimi.
"Evet, sevimli bir at."
"Anlaştınız yani?" şaşırdığı belliydi.
"İrlanda'da atım vardı." diye açıkladım "Atların dilinden az çok anlarım."
"Daha yeni tanıştık ama şimdiden şaşırtmayı başarıyorsunuz."
"Ne gibi? Kadınlar atlardan anlayamaz mı?"
"Bianca'dan anlayamaz diyelim ve sırf kadınlar değil... Onunla sadece ben ve Melody anlaşabiliyoruz."
"Üçüncü biri daha eklenmiş oldu o zaman."
Hafiften gülümseyip başını salladı, ben de gülümsedim.
"Bir ara Bianca'ya binmek ister misiniz?"
"Neden olmasın? Ama burada bir at var, siz ne yapacaksınız? Atınızı tek başına bana emanet etmezsiniz herhalde."
"Bianca size güvendiğine göre benim için de sorun olmaz ama haklısınız, başka atlarım var, onlardan birini getirtirim."
"Peki o zaman... Müsaadenizle."
"Ve Bianca ismi Melody'nin fikriydi. Melody çok küçükken bize geldi Bianca. Küçük bir çocuk bazen mantıklı düşünemeyebiliyor."
Hafiften utandığımı hissettim.
"Bunu niye açıkladınız şimdi?"
"İsmini duyunca yüzünüzde hafif bir tebessüm oluştu,komik bulsunuz.Anlamının beyaz olduğunu biliyorsunuz sanırım.Komik buldunuz."
"Komikten ziyade orijinal bulmuştum."
"İyi o zaman." Biraz durup ciddi bir ifade takındı "Kontrat imzalandığına göre tekrar hayırlı olsun."
"Teşekkürler.Müsaadenizle."
Çalışma odasından çıkıp geçen gün gittiğim meydana gittim. Bu sefer rahat rahat dolaşacağımı düşünüyordum. Öyle de oldu. Cıvıl cıvıl insanlar, mis gibi ekmek ve çiçek kokuları... Yürürken gözüme parfüm dükkanı çarptı, dükkandan içeri girdim. Parfümüm bitmişti maden yeni bir başlangıç yaptım parfümüm de yani olsun diye düşündüm. Çok şirin bir genç hanım karşıladı beni.
"Hoş geldiniz."
"Merhaba, ben parfüm bakıyordum."
"Yardımcı olayım. Ne tür parfümler seviyorsunuz?"
"Aslında tamamen size bırakacağım."
Hanım birkaç parfümü koklayıp birini bana uzattı. Çiçeksi güzel bir kokuydu. Parfümü alıp dükkandan çıktım.
Okulun ilk günü üstümü değiştirip parfümümü sıktım. Aldığımdan beri ilk defa sıktım. Saçımı da toplayıp Bayan Fox'un yanına gittim.
"Günaydın."
"Günaydın. Bayan Olsen. Kahvaltınızı bahçeye hazırladım."
"Teşekkür ederim. Bay Shaw gitti mi? Sabah erken gideceğini söylemiştiniz."
"Evet, evdeki sakinlikten anlaşılmıyor mu?" diye gülümsedi "Şimdiye kadar emirler yağdırmaya başlamıştı."
"Gerçekten de... Kahvaltıda bana eşlik edecek misiniz?"
"Tabii. Bayan Olsen siz de olmasanız sıkıntıdan patlardım herhalde."
Kahvaltıdan sonra okula gittim. Bay Silver okulun bahçesindeydi, beni görünce yanıma geldi.
"Hoş geldiniz Bayan Olsen. Bugün son sınıflara ders vereceksiniz." Dedi "Ve bugün son sınıflara vereceğiniz üç dersten sonra izinlisiniz yarından itibaren size verilecek programa göre sınıflara ders vereceksiniz."
"Peki."
"Edward ile tanışmanız nasıl geçti."
"Normal."dedim, ilk karşılaşmamızı düşünmemeye çalışarak.
"Eminim soğuk davranmıştır."
"İlk başta evet ama sonra düzeldi."
"İlk başta derken? Hemen geri dönmedi mi"?
"Bugün gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Efendisi
Исторические романыKirstyn Olsen İrlanda'dan İngiltere'ye geldiğinde hayatının değişeceğini bilmemektedir. Tek amacı iyi bir eğitimci olmak olan Kirstyn zamanla aile geçmişinin izini sürerken bir yandan özel hayatındaki çalkantılarla uğraşmak zorunda kalır. -------- H...