Uzun bir ara oldu farkındayım ama baya koşturmalı bir dönem oldu. Özür amaçlı elimden geldiğince uzun bir bölüm yazdım. Umarım hoşunuza gider. Keyifli okumalar.
Bay Shaw odamdan çıktıktan sonra donup kaldım. Neden bunları söylemişti şimdi? Biraz kendime geldikten sonra bu konunun üstünde durmamaya karar verdim. Sonuçta adamı ben tanımıyordum ve ön yargılı olmak gereksizdi.
Ertesi gün haftasonu olduğundan o kalabalık güruhun gelişiyle karşı karşıya kalmak zorunda kalacaktım. Bay Shaw henüz uyanmamıştı ama elbette Bridget çoktan uyanmıştı, kahvaltı hazırlıyordu. Kreplerin ve böreğin kokusu bütün evi sarmıştı.
"Günaydın." dedim hafifçe esneyip. Ardından havayı kokladım "Bridget, çok güzel kokuyorlar."
"Teşekkür ederim." diye gülümsedi "Güneş doğmadan kalktım." Hafifçe belini gerdi ve beli ağrımış olacak hafiften inleyip derin bir nefes verdi. "Her seferinde eskisi gibi genç olmadığım unutuyorum."
"Yapma, hepimizden daha enerjiksin." diye göz kırptım.
İçten bir kahkaha attı
"Sağ ol ama bedenim aynı fikirde değil."
Dolaptan tabağı alıp krepten ve börekten aldım.
"Çok acıktım." dedim börekten koca bir ısırık alıp. Patatesli börek fazla sıcaktı ama ne lezzetini almamı ne de lokmamı yutmamı engelledi bu durum." Bay Shaw zaten Julie ile kahvaltı yapacaktır, hemen yememin senin için mahsuru olmaz değil mi?"
"Benim için ne mahsuru olsun." Diye omuz silkti "Ama Bayan Julie akşam evden gitti. Birkaç saate gelir ama."
"Neden gitmiş acaba?" Oldukça tuhaf bir durumdu. Julie burada kalır düşünmüştüm.
"Bay Edward'ın işleri." diye mırıldandı Bridget Bulaşıkları yıkarken. Bir iki saniye durduktan sonra-sanki aydınlanma yaşamıştı- ara ara göz ucuyla bakmaya başladı. O lezzetli krepleri ve beöreği yerken birinin size bu şekilde bakması hoş değil tabi ama konuşmak için yemeğimim bitmesini bekledim. Son lokmamı da yuttuktan sonra.
"Söylemek istediğin bir şey mi var?" dedim sonunda dayanamayıp
Ellerini kurulayıp masaya oturdu.
"Zaten bu konuyu konuştuk." diye iç çekti "Ama ben düşünmeden edemiyorum."
Harika! Yine aynı konuya döndük! Sakinleşmek için derin bir nefes aldım.
"Bridget tekrar ediyorum, öyle bir şey olmayacak."
Ağzımı silip ayağa kalktım.
"Ben üstümü değiştirip yürüyüşe çıkacağım."
Odama gidip üstümü değiştirdim. Parfümümü sıkıp şapkamı taktıktan sonra çantamı alıp aşağı indim. Tam kapıya doğru yürürken Bay Shaw'ın sesini duydum.
"Bayan Olsen! Bana kahvaltıda eşlik etmeyecek misiniz?" Bay Shaw merdivenlerden aşağıya iniyordu.
"Ben kahvaltımı çoktan yaptım." Dedim "Size afiyet olsun."
"Bugün erkencisiniz demek." dedi, aşağı inmişti. Yanıma gelip şapkamı düzeltti "Böyle daha iyi." Ardından gülümsedi "Temiz havanın tadını çıkartın."
Bay Shaw'ın davranışı üzerine şaşırsam da biraz dengesiz biri olduğunu kabullenmem gerektiğini düşündüm. Evinde yaşıyor olmasam bu davranışını hoş karşılamazdım ama bu noktada sadece rahatsızlığımı belli eden bir bakış atıp evden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Efendisi
Historical FictionKirstyn Olsen İrlanda'dan İngiltere'ye geldiğinde hayatının değişeceğini bilmemektedir. Tek amacı iyi bir eğitimci olmak olan Kirstyn zamanla aile geçmişinin izini sürerken bir yandan özel hayatındaki çalkantılarla uğraşmak zorunda kalır. -------- H...