Peyman'ın Lidya'sı

5.Bölüm (Özel Bölüm)

                               💙

Ruhun,
Bir meleğin kanadında,
Dünyaya inerken..
Ruhuma dokunduysa artık!
Görür görmez tanıdım.

💙

Keyifli okumalar.. 🙋☕🍭🌸

&&&

Londra Moda Haftası: dünya çapında isim yapmış, profesyonel fotoğrafçılarla tanışmak için güzel bir fırsattı.

Makinesini boynuna asıp, şehirleri arşınlamayı seven fotoğrafçılar için de Londra'nın kendine has yerleri vardı.

Mesela Camden Town semti: çok farklı portreler ve ilgi çeken binalarla, yaratıcılığın membaı sayılabilirdi.

Londra'nın çoğu yerinde fotoğraf çekmenin yasak olmayışı da buradaki güzellikleri kadraja almak için büyük bir şanstı.

Peyman, kendini geliştirmek için, Londra'nın merkezindeki en lüks mekanlarda, tasarımcıların hayal gücü doğrultusunda, moda etkinliklerini gerçekleştiren bir ekipte kendine yer bulmuştu.

Fotoğraf sanatçılığında başarılı olmak isteyenlerin hayali Londra, şimdi onun gerçeği olmuştu ve burada olmaktan çok mutluydu.

Bu şehire geleli bir hafta olmuş, dairesine yerleşmiş, işine iyice alışmıştı.

Yoğun bir tempoda çalışıyorlardı, artık iş çıkışı ya da şehri gezerken bile sanki elinde makine varmış gibi, her an hafızasının deklanşörüne basıp yüzlerce fotoğraf çekiyordu.

Hızlıca akan zamanın içinde var olmaya çabalayan insanları, vizörün ardından gözlerken: sert kum çölünde çıplak ayak gezen kırılmış bir yürek, ay ışığına hayallerini bağlayan bir çocuk, on vitesli kırmızı bisikletiyle umudu kovalayan bir genç kız, Thames Nehri'ne dertlerini anlatan kederli bir aşık...

Gördükleri ilham vericiydi: her hayattan, her kesimden, geniş bir duygu kartelasına dönüşen insan manzaraları..

Dairesinin salonunu küçük bir stüdyoya çevirmişti.

Boş kaldığı zamanlarda, çalışmalarını beğendiği ünlü fotoğrafçıların çekimlerini saatlerce incelirdi.

Çekimde kullandıkları temaları, vermek istedikleri duruşu, fotoğrafa can veren ışığı anlamak için sürekli fotoğraf çekiyordu.

Bu kadar yoğun ve yorucu bir temponun içinde kaybolmamak için, arada tatlı molalar vermek gerekiyordu.

Bazen dans etmek, bazen de dans edenleri izlemek için Latin geceleri iyi bir eğlence fırsatı sunuyordu. Haftada birkaç gün bu neşeli topluluğa katılmak onu sanki tazeliyordu.

Yeni insanlarla tanışıyordu, dinlediği her hikaye ona farklı bir dünyanın kapılarını aralıyordu..

Dünyanın en şanslı insanları, hobilerini bir gün meslekleri haline getiren insanlardı.

Peyman da bu insanlardan biriydi. Çocukluğundan beri tek zevki, eline geçen her şeyi makine olarak kullanıp fotoğraf çekmekti.

Şimdi ise burada Londra'nın büyüsünü yaşıyor ve sevdiği işte ilerlemek için çalışıyordu..

Sabah erkenden uyandı, güneş Hyde Park'daki ağaçların yapraklarını daha okşamadan yürüyüşüne başlamıştı. Doğanın uyanışını izlerken sporunu yapmak, gün içinde dinç olmasını sağlıyordu.