25/09/2019
Merhaba sevgilim. Bu gün düşündüm seni, her gün düşündüğüm gibi. Bu gün de özledim seni, her gün özlediğim gibi. Daha kaç defa özür dilemeliyim, geri gelmen için ? Gelmeyeceksin değil mi ? Biliyorum, gelmeyeceksin. Ama sen de şunu bil, ben seni hep bekleyeceğim. Geceleri gündüz gibi, Saatleri saniyeler gibi, Yılları haftalar gibi, Sanki gelecekmişsin gibi, bekleyeceğim. Kuşların cıvıltısı bana senin sesini getirecek, bulutlar bana senin gözlerini getirecek, çiçekler bana senin kokunu getirecek. Sabrım ve aşkım ise belki bir gün bana seni getirecek, diye bu gün ben burada bekliyorum.
Gel artık sevgilim, gel...
Kocaman bir sessizlik odayı kaplamıştı. Boşluğa odaklanmış sadece düşünüyordum.
Nereden bu sima ?
Sanki yıllardır onu bekliyormuş gibi hissediyorum.
Nereden bu acı ?
Sanki yıllardır kıvranıyormuş gibi hissediyorum.
Biliyorum tüm bunlar aptalca. Bana bir şey engel oluyor ama sadece buradan gitmek istiyorum.
_ Ailen falan var mı ?
Düşüncelerimden çıkıp ona yoğunlaştım. Kafamı hayır anlamında salladım.
_ Arkadaşın var mı peki ?
Sadece sustum. Gözlerim dolmuştu.
_ Ama bizim birilerine haber vermemiz gerek. Cidden, hiçbir tanıdığın da mı yok ?
Kafamı eğdim.
_ Bütün tanıdıklarımı, ailemi, arkadaşlarımı kaybettim.
_ Ovv.. Ben.. Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Özür dilerim.
_ Sorun değil.
Yine sessizlik esir almıştı bedenimi. Uzun bir süre salonda sessizce oturduk. Biz sustukça ben düşünüyordum. Acaba gitmeli miydim ? Burada kalmam ne kadar doğruydu ? Gitsem bile nereye gidecektim ki ? Kimsem yoktu. Şu an ne yapmam gerektiğine dair bir fikrim dahi yoktu.
YOU ARE READING
The Silence_Park Jimin
FanfictionGözlerini hiç tanımadığı bir odada açan Mi-youn, ormanlık yerlerde bir kulübe evinde bulur kendini. Her ne kadar korkup kaçmaya çalışsa da yapamaz. Uyandığı odada tanıştığı kişiyi tanımaz ama hep bir yerden anımsar. Çökmüş bulunan iki hayatı birbiri...