12/01/2019
Merhaba sevgilim.
Yine sessizim bugün, yine sensizim bugün.
Yine gözlerim seni arıyordu, sense kayıptın bugün.
Evet sevgilim, bugün.
Bir insanın çığlıkları gözlerinden nasıl akar, öğrendim bugün.
Gözlerden akan o çığlıklar nasıl yakar, öğrendim bugün.
Yine bekledim bugün. Gelmeyeceğini bile bile bekledim.
Hayır sevgilim, her gün.
Sadece bugün değil ben, her gün bekledim seni.
Hala bekliyorken... Ve hep beklemişken... Yine bekleyeceğim seni.
Jimin ile beraber arkadaşıyla tanışmak için odadan çıktığımızda kimseyi görememiştik. O etrafa bakınıp seslenirken, pencereye doğru baktım. Dışarıda, kapının önünde siyah bir silüet vardı. Tıpkı Him-Baek e benziyordu.
_ Jimin, bahsettiğin arkadaşının tahmini boyu kaç ?
_ Bilmem, kısa boylu işte.
_ Üzerinde uzun ceketi var mıydı ?
_ Hayır.
İşte şimdi endişe ve korku tüm bedenimi sarmalamıştı. Hızlıca Jimin e döndüm.
_ Sanırım bizi buldu.
_ Kim ?
İç çekerek gözlerimi devirdim.
_ Him-Baek tabi ki. Kapının önünde biri var ve bahsettiğin arkadaşa benzemiyor. Üstelik kocaman silahı var.
_ Ne ? Sırası mı ya ? Ne yapacağız ?
_ Şöyle, sen saklanacaksın ve ben ona kapıyı açacağım.
_ Olmaz ! Saçmalama.
_ Kapana kısıldık. Başka çare yok. Benim yüzümden senin başını yakamam.
Gözlerimdeki yaşları bir kez daha serbest bırakmıştım. Jimin in elinden tutup odaya geri soktum ve kapıyı açtım. Benim kapıyı açmamla Jimin önüme atılmıştı. Hızlıca bedenimi sarmaladı.
_ Vuracaksan beni vur.
_ Seni vuracağımı nereden çıkardın ?
_ Çok konuşma, beni vur ama ona dokunma.
Jimin önümde bana sarılı olduğu için sırtı dönüktü. Ben de ondan kısa olduğum için önümü göremiyordum.
_ İyi de ben hayvan avcısıyım, insan değil.
Kafamı hafifçe kaldırıp Jimin e baktım.
_ Hiç Him-Baek in sesine benzemiyor.
İkimiz de tedirginlikle karşıdaki kişiye baktık. Sadece bir avcıydı.
_ Ciddi misin ?
Sinirlenmiş ve iğrenir gibi bir ifadesi vardı yüzünde.
_ Bunun için mi ?
Bana baktı, bu sefer utanmıştı. Kafasını yere eğdi.
_ Braden nerede ?
Sorduğu soru ile kafası hala eğikken gözleri ile adama yan bakış atıyordu.
_ Ben de onu bekliyordum. Emaneti var da.
_ Mi-youn, burası da güvenli değil. Gidiyoruz.
Cevap vermeme kalmadan elimi tutmuş, ilerlemişti. Yerlerde kar vardı ve hava soğuk soğuk uluyordu. Ben onun arkasından ayak izlerini takip ediyordum. Hala elimi bırakmamıştı. Yanlışlıkla ayağına bastığımda durdu. Biraz sessizce bekledi ve sonra konuştu;
_ Ne yapıyorsun ?
Cevap vermeme kalmadan arkasına dönüp baktı. Belli bir şekilde dengede durmaya uğraşıyordum. Çünkü ayağı palet gibiydi ve onun anormal üç adımı benim normal bir adımıma eşti.
_ Neden ayağımın izini takip ediyorsun ?
Bilmem, dermiş gibi omuz silktim. Yürümeye devam ettik. Sessizliği, aklımdaki soruyu daha fazla tutamamam sonucu bozmuştum.
_ Beni... Neden kurtarmaya çalıştın ? Yani, kimse iki günlük tanıdığı biri için canını feda etmez.
_ Bir çıkarım olduğunu mu düşünüyorsun ?
_ Hayır. yani, bilmiyorum.
_ O zaman beni çıkarcı bir pislik olarak gördüğünü ima ediyorsun.
_ Ne ? Hayır ya! Of... Çok alıngansın. Annen seninle nasıl uğraşmış ?
Hızlıca durdu. Bana döndü ve öyle kötü bakıyordu ki beni boğacak diye korktum.
_ Neden öyle bakıyorsun ? Yanlış bir şey mi söyledim ?
Uzun bir süre sadece bakmaya devam etti. Gözlerinden ve kulaklarından ateş fışkırıyordu ve sadece azıcık katil gibi görünüyordu, o kadar.
Bir anda yüz ifadesi değişmeye ve normal bir hal almaya başladı. Bir an dönüşecek diye korkmuştum. Ne söyledim ki ?
Tekrar yürümeye devam ettik. Biraz ilerledikten sonra yorulmuştuk ve hava kararmaya başlamıştı. İki kayanın arasına oturup soluklandık._ Nereye gideceğiz ?
_ Bilmiyorum. Gidebildiğimiz yere kadar.
Yine uzun bir sessizlikten sonra konuşmuştum.
_ Soruma hala cevap vermedin.
_ Ne ?
_ Benim için kendini tehlikeye attın, neden ?
Bana bakmıyordu ve karın dibine parmağını sokuyordu.
_ Cevap vermeyecek misin ?
Hala çıt yoktu. Aniden kafasını kaldırdı.
_ Sen hiç kar yedin mi ?
...
YOU ARE READING
The Silence_Park Jimin
Hayran KurguGözlerini hiç tanımadığı bir odada açan Mi-youn, ormanlık yerlerde bir kulübe evinde bulur kendini. Her ne kadar korkup kaçmaya çalışsa da yapamaz. Uyandığı odada tanıştığı kişiyi tanımaz ama hep bir yerden anımsar. Çökmüş bulunan iki hayatı birbiri...