nineteen

3.1K 236 119
                                    


Koca bir macera Endgame ile son buldu. Bu film beni hem güldürdü hem ağlattı. Çoğunlukla ağlattı... Bazen eksiklikleri olsa da, hataları olsa da genel olarak güzel bir filmdi. Ve hakkıyla bittiğini düşünüyorum. Hah, bazı şeylere daha fazla değinebilirler miydi? Kesinlikle evet. Ama bunu yapmaları daha iyi olur muydu? İzleyicinin duygusu açısından olmayabilirdi ve daha büyük bir yıkım yaratabilirdi. Buraya spoiler içeren bir yorum yapmak istemiyorum sonuçta belki izlemeyenler vardır. Ama film ile ilgili yorumumu merak ediyorsanız Marvel ile hayal et kitabına bununla ilgili bir yorum yazarım. Size bağlı. Spoiler vermeden yazmaya çalıştığım için uzun tutmayacağım, hislerimi ifade edemem çünkü. İfade edersem de spoiler olur. Bu da size benden bir güzellik. Okuyun bakalım. 

Y/N;

Jake denen pislik konuşurken nasıl oldu bilmiyorum ama ellerimi çözmeyi başarmıştım. Bunu o anlamadan yaptığım için kendimle gurur duyuyordum. Şimdi yine o anlamadan tamamen kurtulup onu alt etmeliydim. Biliyorum, biliyorum bu biraz zor olacak. Sonuçta dövüşmeyi bilmiyorum. Ama neyse ki o bir erkek ve ben çok iyi tekme atıyorum. Telefonu cebine tıkıştırıp bana döndüğünde kaşlarımı çattım.

"Hadi ama bana öyle sinirli bakma. Eminim sen de eğlenirsin."

"Eğlenmek mi? Normal bir durumda olsa bile seninle eğlenmem. Seninle eğlenecek kadar midesiz birinin olduğunu sanmıyorum. Hiç aynaya baktın mı?"

Kaşı seğirdiğinde zaferle sırıttım. "Bak küçük sürtük..."

"Annenden mi bahsediyoruz?"

Sanırım haddimi aşmıştım. Eliyle boğazıma yapıştığında atak yapma vaktimin geldiğini anlamıştım. "Seni öldürürüm."

"Bu kadar- öhö- yakın olman... zaten beni öldürüyor. Mide bulantısından."

"Ah! Seni-"

Yüzüne tükürdüğümde dikkati dağılmıştı. Ben de ellerimi kurtarıp onu itekledim ve tüm gücümle zayıf noktasına tekme attım. İki büklüm olduğunda hemen kapıya koştum ama tahmin etmesi zor olmasa gerek, kapı kilitliydi.

"Siktir!"

"Biliyor musun? Eğlenme faslını geçip seni direkt öldüreceğim ve cesedini Stark'ın evinin önüne atacağım."

"Biliyor musun? Bunu yaparsan Stark sana kendi ölümünü bile izletebilir. Üstün bir teknolojisi var."

"O teknoloji seni kurtarmaya yetmeyecek."

Yavaş yavaş bana yaklaşırken etrafa göz gezdirdim. İçeride bir sopa, vazo, savunmaya yarayacak bir şeyler olmalıydı. Ama yoktu! Kim sorgu odalarına vazo koymaz ki? Tamam, saçmalıyorum.

"Yerinde olsam o kadar emin konuşmazdım. Jarvis?"

"Kullanıma hazır efendim."

Tony'nin sesini duyduğumda delirdiğimi düşünmüştüm çünkü kendisini hiçbir yerde göremiyordum. Sonra birden bir patlama oldu ve duvar delindi.

"Selam tatlım."

Bu zırhı laboratuvarda görmüştüm. Tony'nin üzerinde çalıştığı şeydi bu.

"Tony?"

"Sevgilin seni kurtarmaya ve şu küçük piçin kıçını tekmelemeye geldi."

"Kendine zerre güvenin yok değil mi? Aptal bir zırhın içinden konuşuyorsun. Zırhını çıkar, Stark. Biraz cesaretin varsa zırhını çıkar ve öyle savaş."

Tony'nin maskesi açıldığında bir iki saniye düşünür gibi yaptı. "Cesaretim var ama çok zekiyim. Senin gibi bir adam için efor sarf etmek istemiyorum. O yüzden..."

The Physicist of my heart (Tony Stark × Reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin