Bölüm 10

47 10 53
                                    

***************

Tuana'dan

"Lan bırak!"

Diye bağırdı bulut.

"Bulut Yeni uyandın oğlum tutun işte!"

Dedi barış.

"Lan sanki Yaralanmışım. Bırak"

Dedi ve ayakkabılarını giydi bulut. Kalkınca beni görüp duraksadı. Tam ağzımı açacakken Yanımdan gitti. Kalakaldım.

"Zamana bırak kanka. Konuşur Merak etme "

Dedi doruk elini omzuma koyarak.

"Tamam..."

Dedim kafamı eğerek.

"Numaralarımızı vereyim mi? Artık baya tanışıyoruz yani."

Dedi doruk

"Olur. Ay telefonumu unutmuştum evde"

Dedinm

"Ben barış'tan bahar'a yazarım o zaman"

"Tamam"

Dedim ve odadan çıktım. Doruk'ta arkamdan geldi. Hızlı adımlarla barış ve bulut'un yanına gittik. Adımlarımı bulut'la uydurdum.

"Bulut.."

"Ne"

"Ben özür dilerim"

"Umrunda sanki"

Dedi ve adımlarını hızlandırdı. Hızlanarak yanına gittim

"Bulut deme öyle. Umrumda olmasa neden seninle konuşayım?"

Diye sordum 

"Evde Siktir git diyordun. Ne oldu?"

Dedi Kısa bir bakış atarak.duraksadım.

"Ama ben onu...Yani korktum ve seni öyle görün-"

Bir anda ayağım takılmıştı, bulut'un üstüne düştüm. Gözlerimi sıkıca yumdum ve bekledim. Bir kaç saniye sonra gözlerimi açtığımda bulut'u gördüm. Tövbe estağfirullah tutmuş mu beni?!. 

"Bir daha Kollarıma düşeceğinde haber ver."

Dedi ve beni doğrulttu. Utancımdan bir şey söyleyemedim ve kafamı eğdim. Göz ucuyla bulut'a baktım. Sonra geçen akşamki, dikiz aynasından bana baktığı gibi bakar diye ödüm bokuma karışıp, gözlerimi önüme döndürdüm. Hiç bir şey söylemiyordu.  Ve bu beni üzüyordu...

***************

Kuşum ve ikizim Öğretmenin evinden gelmişlerdi. Barış Kuşum'u arayıp, kendi evlerine gelmelerini söylemişti. Gelince ikizim sınavdan dert yanmıştı yaklaşık on beş dakika kadar. kuşum da bir şey öğrenmiş. Bizim öğretmen, iki yıl doktorluk okuyup, sonradan öğretmen olmuş. Bugün evinde de sağlıktan konu açılınca, ışık ile göze Nasıl bakıldığını öğretmiş kuşum'a. Kuşum da sabahtan beri bulut'a "ne olur bırak bakayım gözüne yaaa" diye yalvarıyordu. Bulut da, "lan tutma şu şeyi gözüme!" Diye bağırıp duruyordu. En sonunda doruk

"Kanka benimkine baksanaaa"

Dedi. Kuşum,

"Heh."

Dedi ve dudaklarını yalayarak kalktı. Bu hali beni güldürmüştü. İkizime, ve hatta sonra Barış'a dönüp baktığımda İkisinin de güldüğünü gördüm. Barışın da ;) barış telefonunu bırakıp doruk'un kolunu tuttu

"Ne yapıyorsun barışaşkım?"

Doruk şaşkın şaşkın Barış 'a baktı

"Gözüme ışık girdi diye böğürmenden sonra kızı elin ile yumruklama diye kolunu tutuyorum."

Dedi. Vay sen kuşum'u mu düşünürmüşsün!

"Akaylık yapma barış akay."

Hepimiz şaşkınca Doruk'a baktık. Akay?

"Akay mı?"

Dedi kuşum

"Akay, kuzey türklerinde erkeklerin en büyük olanına verilen isimdir. Ve dolunay manasına geliyor. Üçüncü olarak da barış'ın ikinci adı"

Dediğinde kuşum ağzı açık bir halde Barış'ın Yanına oturdu. Barış bahar'ın bu şaşkın halina, şaşkın şaşkın bakarken,

"Senin diğer adın akay mı? Ölüyorum..."

Kendini koltuğa attı. 

"Evet neden?"

Dedi Barış 

"Kuşum'un Akay ismine karşı bir zaafı olduğunu öğrenmiş olduk "

Dedim ve güldüm.

"Evet tıpkı senin gamzelere olan zaafın gibi"

Bulut kuşum'un son söylediği şey ile bana döndü. Bir kaç saniye boş gözlerle bakıp önüne döndü. Hiç bir şey anlamamıştım.

"Gamze mi? B-"

Bulut Barış'ın Koluna vurunca barış sustu. Hiç bir şey anlamamıştım. Benden bir şey saklanılması da beni biraz rahatsız etmişti.

"Şey. Hani bizi çağıedınız ya. Hatta pijamalarımıza kadar aldırdınız. Biz ne yapacağız?"

Dedi kuşum

"Kanka merak etme düşündüğün şey değil."

Hepimiz doruk'a döndük. Hiç bir şey anlamamıştım. Kuşum bir kaç saniye sonra çığlık atarak ayağa kalktı, ve doruk'a yastık attı.

"Ayıp!"

Diye cırlayıp doruk'ta kuşum'a yastık attı.

Kuşum doruk'a tekrar atayım derken bulut'a attı. Bulut yüzüne çarpan yastıkla gözlerini kapattı. Yastığı kucağından alıp, fırlattı. Bana..

Bende alıp ikizime derken ortalık fena karışmıştı.

Doruk yastığı bırakıp ikizimin saçına yapışınca İkizim çığlık çığlığa bağırmaya başlamıştı. Dengelerini kaybedip Koltuğa düşmüşlerdi, üst üste. Sonra kuşumla barış yastığı çekiştirmeye çalışırken, ikizim ve Doruk'un ayağına takılıp yere düşmüşlerdi. Düşerken Barış kafasını koltuğa çarpıp, İnlemişti. Hepimiz sustuk ve korkuyls kalkıp barış'ın yanına gittik. Kuşum Hemen kalktı ve barış'ın Ensesindeki elinin üstüne elini koydu ve Barış'ın kafasını dizine çekerek, korkarak

"Akay iyi misin?!"

Diye bağırdı. Akay diyince Barış duraksayıp kuşumun Gözlerine bakmaya başladı. Bir şey mırıldanmıştı ama duymamamıştık. Pardon, kendi adıma, İkizim, doruk ve bulut adına konuşuyorum duymamıştık. Kuşum ne söylediğini duymıştu, şok gözlerle barış'a bakarken, barış gülümsedi. Kuşum utanarak kafasını çevirdi.

"Ben buz getireceğim."

Dedi ve kalktı. Acaba barış ne demişti? Acayip derecede merak etmiştim. Kuşum buzu getirince, hepimiz koltuklara 'İnsan' gibi oturduk.

Bölüm sonuna geldik.

Bölüm hakkında düşünceleriniz?

En sevdiğiniz karakter?

En sevdiğiniz kısım?

Diğer bölümde inşallah hayırlısıyla görüşmek dileğiyle🌹🌹🌹


SereyânHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin