Welcome Sunshine !

77 11 7
                                    

İlk konuşan Hermione oldu.
- Sadie? Burda ne arıyorsun.
Her ne kadar o yaptığı davranıştan sonra sanane demek istesemde içimdeki öfkeli bağyan'ı dindirdim
- Asıl siz burda ne arıyorsunuz burası yasak bölge
Ron konuştu
- O zaman sen neden burdasın.
- Bu seni hiç alakadar etmez. Bunu söylerken fluffy'nin üzerinden kaydıraktan kayarmışcasına yere indim.
- Ayrıca ufak bir işim var. Şimdi siz doğruca Yataklarınıza gidiyorsunuz. Ben de işimi halledip geri gelicem. Ve döndüğümde siz hala burda olursanız canım arkadaşım Fluffy'i -Onu gösterdim- üzerinize salarım. Eğer peşimden gelmeye kalkarsanız aynı şekilde yaparım. Şimdi itirazı olan var mı?
Her ne kadar çok sevip eski hayranı olsam da şu an aşırı gıcık olduğum erkek kardeşim konuştu. Sen kitap ve filmlerde daha iyiydin ya.
- Benim var. Bugün dediğin şeyi konuşmadan şurdan şuraya gitmiyorum. Ayrıca sen neden kafana göre istediğini yapıyorsun.

Fluffy'i ters çevirdim. Ona yaklaşıp Sadece benim duyabileceğim sesle görüşürüz oğlum dedim sonra kapağı açtım
- Çünkü ben Sadie Lily Potter'ım.
Havalı çıkışımı yaptıktan sonra hemen kapaktan aşağı atladım.

Beklediğim gibi şeytan kapanının üzerine düştüm. Hareket etmeden durmayacaktım. Çünkü ekşın falan arıyordum. Hermione'nin yaptığı büyüyü hatırladım. Sihirli sözleri mırıldanıp hareket etmeden durdum.

POF! Popomun üzerine düştüğüm için beklediğimden az canım yandı. Gördüğüm tek çıkış olan ve sonunda Uçan anahtarlar olduğunu bildiğim taş geçidin içinden yürümeye başladım.

Kanat çırpma seslerini duyunca yaklaştığımı anladım. Çok geçmeden vardım. Niyeyse stres yapmıştım. Bunun için muza ihtiyacım vardı. Çantamı Fluffy'nin yanında unuttuğumu hatırlayınca daha da strese girdim. Olduğum yerde zıpladım sağa sola çalkalandım  3-4 kere daha zıplayınca yere nerden çıktığını bilmediğim bir muz düştü. Sonradan aklıma acil durum muzumu koyduğum cüppemin iç cebi geldi. Nasıl bitkiden kurtulup yere düşerken düşmemişti. Garip.

Odaya girdiğimde uçusan anahtarların arasında bir kanadı hafif kırık ve eski bir anahtar aramaya başladım. Çok geçmeden aradığım şeyi buldum. Neyim ben arayıcı falan mı.

Kitapta kimsenin aklına gelmeyip -belki de o sırada büyü yü bilmiyorlardı- benim rawenclaw'ları anımsatan aklıma Accio büyüsü geldi. Ama nasıl çağıracağımı bilmiyordum.

"Accio Eski anahtar"

Elime bir kaç tane eski anahtar geldi ama hiç biri istediğim anahtar değildi. Muhteşem Potterhead'lik yeteneklerini kullanma zamanım gelmişti. İçimden düşündüm
" Harry Potter ve Felsefe Taşı sayfa 247. Büyük parlak mavi kanatlı tüyleri bir yana yatkın ve bir kanadı hafif kıvrılmış olan gümüş anahtar"

Buldum diye bağırıp büyülü sözleri söyledim.

"Accio Büyük parlak mavi kanatlı tüyleri bir yana yatkın ve bir kanadı hafif kıvrılmış olan gümüş anahtar"

Bunların hepsini tek nefeste söylediğim için derin bir nefes alıp verme işlemi geçirdim. Uğraşlarım sonucu anahtar elime geldi.  Ciddimisiniz böyle bir yerde accio büyüsü nasıl işe yarar. 

Anahtarı alıp kapıyı açtım fakat anahtarı bırakmadım kutsal iç cebime koyup kapıyı açık bıraktım.

Zifiri karanlık olan oda şaşırtmayacak şekilde adım attığımda aydınlandı. Şuana kadar her şey güzel geçmişti fakat Satranç. Büyücü satrançı hakkında film ve kitaplarda okuduğum şeyler dışında hiç bir şey bilmiyordum. Buda yeterli olamzdı.

Ne yapacağımı düşünmeye başladım. Keşke çantam yanımda olsaydı diye düşündüm. Çünkü içinde büyü defterim vardı. Teyzemle yaşarken günlük yerine büyü defteri tutuyordum. Canım sıkıldığı için her gün internetten 10-15 büyü yazıyordum. Tabi işime yarayacağı hiç aklıma gelmezdi.

New Wizard✨~ Harry Potter~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin