Jennie dersteydi ve canı çok sıkılıyordu.
Her zaman yaptığı gibi saate baktı, zilin çalmasına 20 dakika olduğunu gördü sonra iç çekerek başını sıranın üzerine koydu. Gözlerini henüz kapatmıştı ki bir anda birisi sırasına kağıt fırlattı. Gözlerini yavaşça açarak kağıdı kimin attığını bulmaya çalıştı. . Irene'ın yaptığı el kol hareketine gözü takıldı. Irene'ın arkasında oturan Kai Jennie'ye doğru bakıyordu.
Irene kağıdı açmamı işaret etti.
Kağıtta "Çıkışta benimle kafede buluşur musun ? - Kai" yazıyordu.
Jennie gülümseyerek Kai'nin olduğu tarafa baktı. Ona olur anlamında el işareti yaptı ve onun gülümsemesine izin vermeden önüne döndü.
Bir anda sevinçli bir havaya bürünmüştü.Jennie çıkışta okulun biraz ilerisinde olan kafeye gitti.
Dışarıdaki masalardan birine oturdu.
Kai'nin gelmesini beklemeye başladı.
Kai beş on dakika sonra oradaydı.
Nefese nefese kalmış gibiydi.
Sandalyeyi kendisine doğru çekerek"Seni çok beklettim mi?"
"Hayır." dedi Jennie.
O sırada garson siparişimizi almak için yanımıza geldi. Jennie çilekli milkshake, Kai ise kahve aldı.
Jennie gülümseyerek bakıyordu."Günün nasıldı?" diye sordu pipeti çekerken.
"Her zamanki gibi sıradan." dedi.
"Benim de öyle."
Biraz havadan sudan konuştuktan sonra Kai artık söyleme zamanının geldiğini farketti. Biraz heyecanlıydı.
Utanarak
"Biliyorsun... yakında Halloween balosu olacak ve herkes bir eş seçiyor.
Sen de benim eşim olmak ister misin?"Jennie birazcık şaşırdı çünkü bunu beklemiyordu.
Tutuk bir şekilde
"E-evet, neden olmasın?"
Kai "Harika!" diyerek içten gülümsemesini bir kez daha gösterdi.
Jennie ise hayran olmuş gözlerle gülüşünü izledi.Saate baktığında geç olduğunu fark edip ayrılmak için izin istedi.
Kafeden uzaklaştıktan sonra Irene'ı aradı."Unnie, haha ! Noldu tahmin et."
"Sesin çok iyi geliyor, noldu?
"Tamam ama kızmayacaksın...
Kai beni baloya davet etti.""Ah, bunu hiç beklemiyordum.
İkimiz de eşsiz gitsek daha iyi olacaktı, hıh.""Nazlanmak yok unnie, eminim sen de bir eş bulursun."
"Yok, kalsın."
Irene
Jennie'nin böylesine sevindiğini görünce mutlu olmuştu ama eşsiz gitselerdi daha iyi olur diye düşünmüştü. Ve aklına gelmişken elbiseyi şimdiden seçmeliydi.
Belki son dakika bir karasızlık olurdu.Oturduğu yerden seslendi
"Joy ! Tatlım bi' gelir misin ?"
Mutfak işleriyle ilgilenmekte olan Joy acele ile yanına geldi.
"Evet ?"
"Önümüzdeki günlerde gerçekleşek olan balo için şimdiden kıyafet seçelim." dedi ojesini sürerken.
"Niye acele ediyorsun ki ?"
"Bugünün işini yarına bırakmak istemiyorum gibi bir şey."
"Anladım, hmm bir bakalım.
Ama bir saniye, dinlenmem lazım"Joy mutfağın ışığını kapatıktan sonra. Hemen yan tarafta duran koltuğa uzandı.
"Yeri ile Wendy nerede kaldı ?"
"Birazdan gelirler." dedi
Yeri ile Wendy atıştırmalık almak için markete gitmişlerdi. Bu gece film gecesi yapacaklardı.Yeri
Son olarak cipsi de poşete koyunca marketten çıktılar.
Yavaşça yürürken bir yandan da yıldız var mı diye gökyüzüne bakıyordu. Küçüklüğünden beri yıldızları izlemeyi çok severdi.
Ama ne yazık ki şehrin ışıklarından dolayı pek bir şey görünmüyordu.
O sırada Wendy elini poşete sokup lolipopunu aldı."Yeri neye bakıyorsun?"
"Yıldız var mı diye bakıyordum ama pek de bir şey gözükmüyor."
"Acele et de çabuk varalım."
Köşeyi dönünce durakta bekleyen bir adam gördüler. İlk başta doğal olarak umursamadılar ama bir şeyler yolunda değildi. Adam peşlerinden gelmeye başladı. Sanki onları takip ediyordu. Kızlar biraz endişelenmeye başladılar. Bu yüzden biraz adımlarını hızlandırdılar.
Adam gittikçe yaklaşırken kalp atışları hızlanıyor, korkuları gittikçe artıyordu.
Yeri bir anda koşmaya başladı.
Wendy ise şaşırıp onu takip etti ama adam Wendy'i çoktan yakalamıştı bile.
Acı bir çığlık sesi boş sokaklara doldu.