12. Bölüm

5.4K 265 67
                                    

Ertesi gün Hermione'nin morali 2. görevin bir buçuk ay sonra yapılacağını öğrendiğinden beri sıkkındı.Hogwarts'tan çoğu kişiyle hala küstü özellikle 'Ron' ile.Aslında küsmesi gereken kişi Hermione'ydi.Ron her şeyi yanlış anlamıştı.Hermione ve Draco arasında ne olabilirdi ki(!)Bu arada Todor o günden beri ortalıkta hiç görünmüyordu.Hemde hiç sanki yokulmuştu.
Hermione'nin günleri ise böyle geçiyordu.(Arada bi ailesinden mektup geliyordu.)
Ta ki Noel tatilinden önceki gün, Draco'nun kitabının arasına bırakılmış bir not bulana kadar.Not anlaşılması zor derecede eski ingilizce kelimelerle yazılmıştı ama tabi ki Hermione bunu çözümledi ve ortaya aynen şöyle bir şey çıktı;
''Korkuları en kıymetlinin,
olacak gerçeğin
Baş et edebilirsen
Korkusuyla kıymetlinin.

Kurtulmak istersen
Kapısını çal değerlinin
Hepsini öğrenirsen
Feraha kavuşuverirsin.


Eğer korkudan korkarsan
Bu sonu olur ikinizin.''
Hermione ve Draco bunun üzerine biraz düşündüler.Ama zaman yoktu.Ertesin tatil olduğu için toparlanmaları gerekiyordu.Hermione noel'de ne yapacağını bilmiyordu.Hem de hiç.Her zaman kovuk'a giderdi.Ama bu yıl böyle bir şeyi asla yapmazdı.Özellikle Mrs Weasley ve Ron'un mektubundan sonra.Aileside bu konulardan habersizdi ve Kovuk'a gideceklerini zannediyordu.Bu yüzden ikiside kendierine bilet alıp tatile gitmişlerdi.Evde tekti.Belki biraz eğlenceli olurdu ama sonuçta yapayalnızdı ve bunları düşündükçe Hermione'nin içi sıkılıyordu.Her yıl Kovuk'a giderdi.Ama bu yıl...İçi buruluyordu.
Sonraki günde herkes hazırlandı.Onları direkt Londra'ya götürecek olan trene bindiler.Tren Londra'ya gidecek olan Durmstrang öğrencileri ile doluydu.Hermione ile Draco'da vagon seçip oturdular.Sadece ikisi vardı.Hermione araştırma yapmak için kitapları aramaya başladı ve Draco'dan notun kopyasını istedi.Tatilde bomboş zamanları olacaktı.Draco ise her zaman ki gibiydi.Arada bir konuşuyorlardı.
-Tatilde ne yapacaksın Granger?'diye soruverdi Draco.Hermione kafasını kitaplardan kaldırarak;
-Hiç.
-Hiç?
-Hiç.Gerçekten çook sıkılacağım.
-Neden?
-Ailem tatilde benim kovuğa gideceğimi zannediyorlar.Kovuğada gitmeyeceğim.Yapayalnızım.Sen?
-Bilmiyorum.Sadece her zamanki gibi.Birkaç tanımadığım konuk ziyarete gelecek.Belki tatilin yarısında tatile gideriz.Onun dışında başka planım yok.
-Planın olsun bir zahmet.Önünde koskaca görevler var.
-Tabi onlarda var.Ben bir şey bulursam sana baykuş gönderirim.Sende bana anlaştık mı?
-Tamam.
Biraz daha sohbet ettiler ve Hermione kitap okudu.Bu arada vakit çabucak geçti ve Londra'ya geldiler.Draco ve Hermione veda edip ayrıldılar.Draco giderken Hermione'ye o mükemmel çekici bakışlarından attı ve Hermione ne kadar belli etmesede midesinin kanatlanıp uçtuğunu hissetti.
Sonunda Hermione evine vardı.Hemen Muggle arkadaşlarına haber etti.Geldiğini bilsinler diye.Onlarda Hermione'ye ertesi akşamki film gecelerine davet ettiler.Hermione'de kabul etti.
Ondan önce Hermione eve gelir gelmez odaları gezdi pijamalarını giydi sonra tv'nin önüne uzandı.Biraz kanalları gezdi.Ama aklından Draco'nun bakışları ona sarılması gelip duruyordu.Sonra bu düşüncelerden bile yorgun düşüp o bilindik rahat yatağında uyudu.Evde yalnız olmak onu ürkütmese bile garip geliyordu.Ne de olsa çoktandır evde tek başına kalmıyordu.
Sonraki günde biraz internette gezindi arkadaşları ile telefonda konuştu televizyon izledi ve sonunda akşamı etti.Akşam jean giydi üzerine de beyaz bir t-shirt sonra arkadaşlarının onu davet ettiği film gecesine gitti.Orada onu sanki hep içlerindeymişçesine karşıladılar.Gece en yakın arkadaşı Mary'nin evinde olacaktı.Mary sarışın,renkli gözlü çok tatlı bir kızdı.Bir ortama girse herkes hemen onu farkederdi.Diğer arkadaşı Andrew vardı.O ise kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü hoş bir çocuktu.Sonra Rose vardı.Ailesi titanic hayranı olduğu için adını öyle koymuşlardı.Ama bir tek saçları Rose'a benziyordu.Bir de Hermione'nin her zaman hoş bulduğu Alaska vardı.Alaska siyah saçlı, mavi gözlü her şeyi orantılı olan bir yüze sahipti ve çok sempatikti.Evde bir kaç kişi daha vardı ama Hermine onları pek tanımıyordu.Toplamda 9 kişiydiler.Hepside onu güzel bir hoşgeldinle karşıladılar.Bir süre sohbet ettikten sonra filmi açtılar.Filmin adı uyumsuz'du.Güzel gidiyordu.Ama bir sahnesi Hermione'yi çok şaşırttı.Başroldeki kız ve erkek en büyük korkularını yaşatan bir simülasyona giriyorlardı.En büyük korkuları!Hermione filmin bitmesi için zor dayandı.Bitincede hiç beklemeden hemen eve gitti.Sonra Draco'ya çabucak bir mektup yazdı.İnanamıyordu.Draco'nun görmesi gerekiyordu!Mektupta;
            ''Merhaba Draco.Sanırsam bir ipucu buldum.Bu kadar kolay bulacağımı bilmiyordum.Ama hemen buraya gelmen gerekiyor.Sana anlatamam.Anlatsam bile anlayamazsın.Ve bir kitaptada değil.Bir filmde sana filmlerden bahsetmiştim ya.İşte onlarda.Evinde film izleyemeyeceğine göre buraya gelmelisin.Zaten tatil sonuna kadar ailem yok.Ne kadar planlarsan o kadar kalabilirsin..Seni yarın bekliyorum.Saat kaçta geleceğini mektuba yazar mısın?Görüşmek üzere.''
Bu mektup Draco'ya gittiğinde,Draco mutluluktan ölecekti.Belki tatilin sonuna kadar orada kalırdı.Hermione ile bir tatil ah mükemmel.Hemen o da bir mektup yazdı.
            ''Gerçekten erkencisin Granger.Yarın geleceğim.Saat 14:00'da orada olurum.Teşekkürler.Görüşmek üzere.'' diye yazdı.Ailesine de bir yalan uydurdu.Crabbe'la tatile gideceği ile ilgili felan.Zaten Crabbe onu ele veremezdi.Korkardı.Sonra hemen hazırlanmaya başladı.Bir haftalık kıyafet aldı.Fazlası abartı olur diye düşündü çünkü.
Hermione için saat 2'ye kadar gelemedi bir türlü.O da 2'ye gelene kadar uzun uzun hazırlandı.Kıyafet seçmekte bayağı bir zorlandı.Sonunda siyah bir pantolon ve üzerine de kırmızı bir kazak giydi.Sonra tekrar internete baktı.Sonra tv'ye sonra telefon'a bunları bir dizi daha tekrarladıktan sonra saat 2 civarlarında kapı çalındı.Hermione kapıyı açtığında.Üzerinde koyu renk kot pantolon,siyah mont, gözlerinin rengine uyumlu mavi bir bere ve yanında valizi olan burnu kızarmış bir Draco buldu.Bu sahne öyle tatlıydıki kalbini açıttı.Sonra farkına varıp Draco'yu içeri aldı.Hermione şimdi Draco'nun elini mi sıkmalıydı, sarılmalı mıydı, yoksa hiç birşey mi?Bunlar yapmadan önce kapıyı kapattı.En sonunda Draco'nun o şirinliğine dayanamayıp sarıldı.Neyseki Draco'da ona sarıldı.Sonra Hermione uzanıp Draco'nun beresini çıkardı.Çıkarırken eli saçlarına değdi.Bunun sevinciyle sırıttı.
-Hoşgeldin!
-Teşekkürler.'dedi Draco'da sırıtarak.
-Alıyım lütfen.'dedi Hermione ve elini Draco'nun montuna uzattı.Draco'da çıkardı.Hermione'de onları askılığa götürdü.Götürürken Draco bu anları asla unutmak istemezcesine Hermione'yi izledi.Sonra Hermione;
-Dikilmene gerek yok.İstediğin gibi ne yapmak istersen onu yapabilirsin.'dedi gülümseyerek ve eliyle salonu gösterdi.Sonra Draco'nun bavulunu kenara itti.Sonra Televizyon'un karşısındaki koltuğa oturdular.Draco evi biraz inceledi.Hermione'nin eviydi.Ne muhteşem bir şeref.Onun büyüdüğü evdi buradaki eşyaların hepsine eli değmişti.Küçük Hermione'nin yandaki merdivenden koşarak inişini hayal edebiliyordu.
-Sizin malikaneniz kadar olmasada bize yetecek kadar büyük.'dedi Hermione.
-Keşke bizimki de malikane değil böyle bir ev olsaydı.Artık üzerinde hep kötü anılar var.
-Ah,şey ne arzu edersin?Çay, kahve ya da herhangi bir şey?'dedi Hermione.
-Çay olabilir.'dedi Draco'da gülümseyerek ve Hermione ayağa kalktı.
-Acaba bende mutfağa gelebilir miyim?'dedi Draco.
-Tabi ki.'dedi Hermione.Sonra beraberce mutfağa gittiler.Hermione su ısıtıcısına su koydu ve Draco'nun oturmuş olduğu masanın karşısına oturdu.
-O şey ne?'diye sordu Draco su ısıtıcısını göstererek.
-Su ısıtıcısı.Merak etme seni zehirlemeyeceğim.'dedi Hermione sırıtarak.
-Sanki evdeki tüm garip eşyalar bi anda bana saldırmaya başlayacakmış gibi geliyor.'dedi Draco.Hermione kahkahalara boğuldu.
-Hepsinin görevi ayrı ve hiç birinin görevi sana saldırmak değil.'dedi Hermione.Sonra da çayları getirdi.
-İstersen salonda içelim ha?'dedi Draco'ya o da tamam anlamında kafasını salladı.Salona girdiler az önce oturdukları koltuğa oturdular ve Hermione tv'yi açtı.Draco sıçradı bir an.Hermione çaktırmadan güldü.
-Bu televizyon.Kameralar ile bir çok haber görüntüsünü,filmleri,dizileri, daha bir çok şeyi izleyebiliyoruz.'dedi.Sonra da komik show programı olan Jimmy Fallon'u açtılar.Draco başta hayretle izliyordu.Ama sonrada o da kaptırdı ve Jimmy'nin yaptığı esprilere gülmeye başladı.Hermione bundan büyük zevk aldı.Bundan 1 hafta önce bile Draco ile Jimmy Fallon izleyeceğini söylese buna katıla katıla gülerdi.
Program bitince Hermione,Draco'ya döndü o anda Draco'da ona baktı.Hermione hafifçe kızardı.Sonra saatine baktı.Saat 17:00'dı.
-A, Draco, hadi hemen hazılan kitapçıya gitmemiz gerekiyor.Hadi hadi.'dedi Hermione ve hemen ayağa kalktı sonra merdivenden yukarı çıkmaya başladı ve bu arada  'sana söylediğim filmin kitabını alacağız ve kitapçı saat 18:00'da kapanıyor.'diye bağırdı.Draco'da hemen montunu giydi.Sonra Hermione yukarıdan bereli,atkılı ve montlu bir şekilde indi.İnerken montunun düğmelerini ilikliyordu.Draco ise montunu giymiş eldivenlerini giyiyordu.Hermione askılıktan Draco'nun beresini başına geçirdi.Yine eli saçına değdi ve yine aynı duyguları yaşadı.
Draco Hermione'ye bakıp hazırım iması verdi.Hemen evden çıktılar.Kitapçıya gitmek için metroya bineceklerdi ve oraya da yol biraz vardı.Hızlı bir ritimle yürümeye başladılar.Dışarısıda feci soğuktu.Yolda giderken Hermione'nin telefonu çaldı.Draco yine şaşırdı.Arayan Hermione'nin babasıydı.Nasıl olduğu ile ilgili kısa bir konuşma yaptılar.Sonra konuşmaları bitti.Hermione telefonu Draco'ya gösterdi.Draco'da eline aldı.Zaten elinde eldiven olduğundan telefon kayıyordu biraz baktı ve geri Hermione'ye verdi.Hermione'nin elinde eldiven yoktu ve kızarmış görünüyordu.Draco olduğu yerde durdu.Eldivenlerini çıkarmaya başladı.Sonra Hermione'de durdu ve Draco eldivenlerini Hermione'ye uzattı.Hermione daha da kızardı.Hermione bir tanesini aldı.
-Teşekkürler Malfoy.'dedi gülümseyerek.Draco diğer eldiveni de uzatıyordu.
-Hayır onu da sen giy Draco.'dedi.
-Ben giydim zaten şimdi senin sıran.'dedi Draco.
-Şimdi bu eldivenler benim mi?'dedi Hermione Draco'da evet anlamında kafasını salladı.
-O zaman tekini sana veriyorum.'dedi Hermione gülümseyerek ve Draco'da aldı.Eldivenleri giydiler.
-Peki o zaman diğer tarafıma geç.'dedi Draco.Hermione'de geçti.Sonra Draco eldivenli eliyle, Hermione'nin eldivensiz elini tuttu.Sonra yürümeye devam ettiler.Hermione'nin iki elide hemen ısındı.Ondan öncede zaten ellerinin üşüdüğü aklına bile gelmemişti.Ama bu halinden çok mutluydu.Ve iki elinide bir daha yıkamayı düşünmüyordu.

Beginning Of The End/Sonun BaşlangıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin