16.BÖLÜM

532 20 2
                                    

Gördüğüm şey ile ağlamaya başladım. Doruk sarışın bir kız ile öpüşüyordu. Üstelik Doruk'un üzerinde t-shirt bile yoktu. Kızın arkası bana dönüktü. Doruk beni fark edince hemen kızı itti ve bana doğu gelmeye başladı.

"Sakın bana o klasik cümleleri kullanma. Ama şunu bil. Ben seni herşeyden çok sevmiştim. Sana güvenmiştim. Ama sen bu güvenimi boşa çıkardın. Bir daha senin yüzünü görmek istemiyorum Doruk."

Bu sözlerimden sonra koşarak arabama bindim. Beni takip etmesini istemiyordum. Aklıma gelen bir fikir ile arabamı havaalanına doğru sürdüm. Gidiyordum. Yanıma hiçbirşey almadan. Sadece hayalkırıklığı ve hüznü yanıma alarak. Havaalanına geldiğimde arabayı orada bir yere bıraktım. Gittikten sonra babamın almasını söyleyecektim. Ona nereye gittiğimi söylemeyecektim. Sadece bunun bir eğitim olduğunu söyleyecektim. İzmir'e gidiyordum. Zaten orada bir evimiz vardı. Deniz kenarında belki oraya giderdim. Neyseki yanımda kredi kartım ve param vardı. Telefonumu da zaten evde bırakmıştım. Belki böylesi daha iyiydi. Bileti aldıktan sonra orada oturup saatin gelmesini bekledim zaten az bir zaman kalmıştı uçağın kalkmasına. Beklerken de bir yandan Doruk'u düşünüyordum. Ona ne kadar çok güvenmiştim. 2. kere aldatılmıştım. Üstelik bana Görkem'İn beni aldattığı için salak olduğunu söylemişti. Benim hep kurtarıcım olmuştu. Beni Görkem kaçırdığında da o kurtarmıştı. Ama şimdi düşünüyorum da ne kadar salakmışım ona güvenmekle ne kadar büyük bir hata yapmışım.

Ben böyle düşünürken uçağın kalkacağına dair yapılan anonsu duydum. Doruk kesinlikle benim burada olduğumu veya İzmir'e gideceğimi bilmiyordur. Yolda takip etmeye kalkışsa bile ben izimi kesin kaybettirmişimdir. Çok hızlı kullanıyordum çünkü.

Uçak kalktığında dışarıyı izlemeye başladım. bana bunu nasıl yapmıştı ya. Ben onu kendimden daha çok severken, onun için hayatımı feda ederken, ona kendimden daha çok güvenirken...

Yanımdaki çocuğun beni dürtmesi ile kendime geldim. Benden birkaç yaş büyük yakışıklı bir çocuktu.

"İyi misiniz?"

"Teşekkür ederim iyiyim"

 O anda ağladığımı fark ettim. Hem ağlamanın hem de yorgunluğun verdiği uyku ile uykuya daldım.

Hostesin beni uyandırması ile kalktım.

"Hanımefendi uçağımız İzmir'e indi. Uçakta sizden başka kimse kalmadı." diyince gözlerimi iyice açarak uçaktan indim. Bir taksiyi durdurarak ona gideceğim yerin adresini verdim. Evimize gidiyordum. 2 gün burada kalacaktım sonra da geçici olarak bir otele yerleşecektim. ünkü beni o evde bulabilirlerdi. İzmir'i seviyordum. Genelde yazları en az 1 aylığına buraya gelirim. Evin önüne geldiğimizde taksiciye parasını ödeyip arabadan indim. Yanımda anahtarrı yoktu ama yedek anahtar olarak vazonun altında bir anahtarımız vardı. Kapıyı açıp eve girdim. Ev pis değildi zaten çok kullanılmadığı için kirlenmiyordu ve her ay her ihtimale karşı Safiye teyze evi temizliyordu. Evde zaten kimse yoktu. Ben de direk odama çıktım. Dolabımda bir kaç parça kıyafet olması gerekiyordu. ama 1 aydan fazla kalacaksam kesinlikle alışvariş yapmalıydım. Üzerimi değiştirmeden anahtarı alarak evden çıktım.

Sıradışı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin