7.BÖLÜM

899 35 4
                                    

DORUK’UN AĞZINDAN

Gecenin bir yarısı aşağıdan gelen tıkırtılarla uyandım. Aşağı indiğimde karanlıktan dolayı yüzünü seçemediğim adam Derin’in ağzını kapatıyordu. Yavaşça yanına yaklaştım. Derin adamı ağzına tuttuğu bezden olsa gerek yere yığıldı. Ben de elime ilk geçirdiğim vazoyu adamın kafasında kırdım. Adam dengesini sağlayamadı. Ben de fırsattan istifade ederek onu yumruklamaya başladım. Bizimkiler de gürültüler yüzünden uyanmıştı. Bora ile tekin beni adamdan uzaklaştırmaya çalışırken Alper ise polisi aramak ile meşguldü.

10 dakika sora polis gelmişti. Ama 1o dakikadır derin uyanmıyordu. Biz de arabalara atlayarak soluğu hastanede aldık. Doktor onu acil bölümüne götürmelerini istedi. O odadan çıktıktan sonra hepimiz başına toplandık.

DOKTOR: Geçirdiği şok ve burnuna tutulan ilaç dolayısıyla şu an uyuyor. Büyük bir şok yaşadığı için durumu şu an stabil. Sabaha kadar uyanmasını bekleyeceğiz.

Doktorun bu sözü karşısında Derin için endişelendim. Ve doktora “ Yapabileceğim bir şey var mı ?” dedim ve doktor “Beklemek.” Dedi.

Annemleri aramamaya karar verdim. Beklemekten başka bir şey yapamamak… işte en kötüsü de buydu.

Sabahın ilk saatlerinde Derin’in gözlerini açtığını fark ettim koşarak doktorun odasına girdim

-‘’Uyandı.’’ dedim

Sonra doktorla Derin’in yanına gittik.

-‘’Ne işim var benim burada.’’

-‘’Biraz bekle sana her şeyi anlatacağım.’’

Doktor Derin’i muayene ettikten sonra bizimkiler içeri girdi. Derin’e olanları anlattık

-‘’Ben daha fazla burada kalmak istemiyorum.’’

-‘’Bence biraz daha burada kalmalıyız.’’

-‘’Ya ben gayet iyiyim, bu kadar üstüme düşmeyin.” Deyip ayağa kalktı ve çıkışa doğru gitti bende bu arada çıkış işlemlerini yaptım.

Eve geldiğimizde Derin 3 İdiots (aptal) filmini açtı. Ve  filmi izlemeye başladık şu ana kadar izlediğim hint filmleri arasında en iyisi buydu.

Film bittikten sonra kızlar yemek hazırlamak için mutfağa gitti. Yarım saat sonra mutfaktan bi yanık kokusu geldi ve kızların oflama sesini duyduk. Anlaşılan pizzayı yakmışlardı bizde bi çözüm yolu aradık ve dışarıdan sipariş ettik.

Pizza geldiğinde kapıyı kısacık şortu ile Derin açtı. Adam ona yiyecek gibi bakıyordu. İçimden adamın ağzını burnunu kırmak gelse de Derin’i kapının arkasına doğru çektim, pizzayı alıp parasını verip kapıyı adamın suratına kapattım.

Derin bana ters ters baktı.

BEN: “ Ne bakıyorsun, adam seni yiyecek gibi bakıyordu.” Dedim.

Hızlıca içeri geçtim.

DERİN’İN AĞZINDAN

Bu neydi şimdi? Neden böyle davranıyordu? Ben de onun arkasından içeri geçtim. Pizzalarımızı bitirince:

S: Şişe çevirmece oynayalım

M: Aynen ya hadi oynayalım.

Herkes bu fikri kabul etti. Biz de oynamaya başladık. İlk önce şişenin ucu Bora’ya, diğer tarafı da Selin’e geldi.

B:Hiç öpüştün mü ? dedi ciddi bir şekilde.

S: hayır.

Bora’nın yüzünde aniden gergin tavrı kaybolup mutlu bir yüz ifadesi geldi. Şişe çevirme sırası Selin’e geldi. Bu kez de şişenin ucu Ecem’e diğer tarafı da Tekin’e geldi.

E: Sevgilin var mı?

T: Hayır.

Şişeyi bir daha çevirdik. Şişenin ucu yine Bora’ya geldi. Tersi ise maalesef bana geldi.

B: Doğruluk mu? Cesaretlilik mi?

BEN: Doğruluk

B: Görkem’i gerçekten seviyor muydun?

BEN: Aslında ben onu sevmiyormuşum o benim için sadece alışkanlıkmış.

Benim verdiğim bu cevaptan sonra Doruk’un yüzü gülmeye başladı.

Bir süre daha bu oyunu oynadık. En sonunda şişenin ucu Alper’e tersi de Melis’e geldi.

A: Doğruluk mu? Cesaretlilik mi?

M: Doğruluk.

A: Benimle çıkar mısın?

BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK. MELİS'İN CEVABI NE OLACAK ACABA? BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE ÖPÜYORUM:)

Sıradışı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin