2.Bölüm

25 2 12
                                    

Gözlerimi açtığımda karşımda tatlı bir çift göz görmeyi beklemiyordum. Abimler ben uyuduktan sonra gelmişlerdi anlaşılan. Yakın bir zamanda geliceklerini biliyordum ama bugün olduğunu unutmuştum. "Halaa!" diye bağıran miniğime gülümseyerek yanıt verip belinden kavrayıp yanıma çektim. Kıkırtısı tüm uykumu açmış, günümün kötü geçmesi için önümde hiçbir engel koymamıştı. Bu küçük adam dünyalara bedeldi. "Ben seni çok özledim hala sende beni özledin mi?" diye sorarken ki masumiyeti bile çocukları daha da sevdirtesi idi. "Özlemem mi halacım, hemde çok özledim. Seni özlememek elde mi." Yanağına kocaman bir öpücük kondurduğumda kapıdan bizi izleyen abimle göz göze geldik. Abim" bakıyorum da benden habersiz eğleniliyormuş." Diyerek Barın'a göz kırptı sanırım ne yaptıklarını bir kaç saniye öncesine kadar kavrayamamıştım ama üzerime doğru koşarak gelen abimle ne yapacaklarını anlamıştım. "Abi hayır ya, bak çok huylanıyorum" diyerek bir yandan da kahkaha atıyordum. Abim ve Barın' da kahkahalarla gülerken biraz sonra beni gıdıklamaya ara verdiler. Derin bir nefes aldım ve yataktan kalkıp odamda ki lavobaya doğru yürürken "siz aşağıya inin isterseniz ben hemen geliyorum" diyerek içeriye girdim. Lavobaya girince yüzümü yıkadım dişlerimi fırçalayarak odama geçtim. Bugün okulda 14.00 da dersim vardı o yüzden kahvaltıdan sonra okula geçerdim direkt, bir daha üzerimi değiştirmek için uğraşmak istemediğimden yüksek bel siyah bir pantolon, üzerine grinin açık tonlarında bir askılı ve koyu gri tonlarında bir şapkason olarak da belime kırmızı oduncu gömleğimi alarak kombinimi tamamladım.

00 da dersim vardı o yüzden kahvaltıdan sonra okula geçerdim direkt, bir daha üzerimi değiştirmek için uğraşmak istemediğimden yüksek bel siyah bir pantolon, üzerine grinin açık tonlarında bir askılı ve koyu gri tonlarında bir şapkason olarak da b...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hava çok güzeldi, sanki güneş mutluluğunu belli etmek istercesine gökyüzünde devasağ varlığını sürdürüyordu. Yanıma siyah deri çantamı da alıp ayağıma da beyaz spor ayakkabılarımı giyip aşağıya indim. Abimlerden sonra gece babamlarda gelmiş olmalılardı. Bahçeden Barın ve aile bireylerinin kahkahaları duyuluyordu. Koşarak bahçeye çıkıp "Günaydınnn!" diyerek masaya oturdum. Ailem bir aradayken o kadar güzeldi ki tekrar tekrar şükrettim bu kadar güzel bir aileye sahip olduğum için, onlar benim herşeyimdi. Kahvaltı yaptıktan sonra biraz bahçede oturup sohbet ettik Sanem ( abimin eşi ) ile ,okuldan, havadan sudan muhabbet ederken konuyu hoşlandığım biri olup olmadığına getirdi, bende henüz birinin olmadığından bahsedince "olsun canım taş gibi kızsın hem doğal halinle bile diğer süs bebeklerine taş çıkartırsın sen" diyerek bir yandan beni kendince teselli ediyordu. Sanem bana çok iyi geliyordu, ne zaman sıkıntıda olsam hemen arar ve hâl hatır sorar sanki hissediyormuşçasına yanımda olup destek olurdu, şimdi de olduğu gibi.
🍁

Kampüsten içeriye girerken saatin daha 13.00 olduğunu fark ettim. 1 saatim daha vardı en iyisi kafetarya da beklemek diyerek oraya yöneldim. Kafetarya da rahat koltukların olduğu bölüme giderek kendimi koltuklara bıraktım. Sonra telefonumdan Aysima'ya gelip gelmediğini sormak amaçlı bir mesaj attım.

Gönderilen: AYSİMAAA♡♡
Okuldayım, lütfen geldiğini söyle yoksa sıkıntıdan patlayabilirim.

Çok gecikmeden mesaj gelmişti. Canım arkadaşım beni hiçde bekletmezmiş.

Gelen: AYSİMAAA♡♡
Geldim bebeğim geldim. Evden biran önce attım kendimi yoksa annem başımın etini yerdi. Canlı yayını izlemiş fena kızdı neredesin yanına gelince konuşuruz.

Gönderilen:AYSİMAAA♡♡
Kafetaryadayım, hemen gel, uç, koşşşşş...

Bu kız tam bir çılgındı ama iyi ki hayatımda Aysima gibi biri vardı. Aysima'yı beklerken mimarlıktan olan bir çocuğu bizim kampüste görünce ister istemez şaşırdım bu çocuk çok tatlıydı, ayrıca yakışıklıydı da aynı zamanda karizmatikti de. Beni düşüncelerimden uyandıran Aysima'nın suratıma bakarak gülmesi oldu. "Yedin çocuğu gözlerinle yedin az yavaş bak." diyerek kahkaha atıyordu. Birkaç kişinin bakışı bizim olduğumuz masaya dönsede pek umursamadım çünkü pek umursadığım kişiler değildi herkes birşey düşünür bir fikir sunardı önemli olan o fikri önemsemek ve kayda değer bir fikir olduğunu kabullenmekti. "Ya kızım az sessiz gelsene ne bu neşe hayırdır, mesajında gayet isyankârdın. Gelirken kafana saksı mı düştü?" diyerek sormadan edemedim. Bunu üzerine sadece gözlerini devirdi. "Gelirken Bartu'yu gördüm ve sanki bugün daha bir yakışıklıydı Buğlem, bir kez daha tutuldum sanki. Bu çocuk beni ne zaman fark edicek ki, kaç yıl oldu. 2 yıldır bir ümit bekliyorum ama çevresinde ki kızlardan dolayı pek dikkatini çekemiyoruz malum. O kızların hepsini tek tek yolasım geliyor. Anlatabiliyor muyum?" diyerek tek solukta konuşan ve duygudan duyguya atlayan arkadaşıma ağzım açık bakakaldım. Bildiğiniz fiili ağzım açık bakarken "sinek kaçıcak ağzını kapat" diyerek gelen Batu'yu duymamla kapattım. "Nasılsınız kızlar çok özlediniz mi beni?" diyerek soran Batu'ya hitaben "sorma gözlerim yollarda kaldı, hasretinden çölde su arayan bedeviler gibi her yerde seni arıyorum" diyerek dalgaya aldım baya bi sesli güldük, hatta sesimiz sıradakilere kadar ulaşmış olmalı ki birkaç kişinin gözünün tekrar bize döndüğünü fark ettim ama yine umursamama taraftarı oldum. Ders saati gelince biz Batu'yla aynı kampüste olduğumuz için birlikte giderken Aysima bizden farklı kampüse gittiği için onunla vedalaşarak akşama kalmak üzere bize gelmesini ve eğer gelirse daha uzun ve detaylı konuşabiliceğimizi söyleyerek oradan ayrıldık.
🍁

17.00

Derslerim bittiğinde direkt eve geçtim, akşam kızlar gelicekti. Eyşan ve Aysima ile küçüklükten bu yana babalarımızın işleri vesilesi ile tanışmıştık sonra aramıza Berk ve Batu'da dahil oldu, bazen bu kadar iyi arkadaşlara sahip olduğum için çok kez dua ediyorum çünkü biliyorum ki dünya da şuan bir sürü değişik insan var ve o kadar tehlikeliler ki insan ister istemez ürküyor. Kişiliksiz diyerek sıfatlandırıyorum onları asla insan demiyorum mesela çünkü insan değiller. Minicik hayatları söndüren, ailelerin mutluluklarını onlara çok gören ve bir sürü hayatı katleden o kişiliksizlere insan diyemiyorum istesem de diyemem...

19.00

Kızlarla akşam yemeğine aşağıya indik. Babam ve annem çoktan gelmişler ve yemek masasında bizi bekliyorlardı. Kızlar tek tek anne ve babama sarılınca annem ve babam da onlara sarıldılar. Bizim kızları 'hatta bizim arkadaş grubunu' ailem çok severdi evde çalışan Huriye teyze de çok sever, bana sürekli ne zaman geleceklerini sorar en kısa zamanda gelip yemek yemelerini ve muhabbet etmek istediğini söylerdi. Bizimkiler de fırsat buldukça gelirlerdi, bazen yatılı bazen biraz durup giderlerdi.

Annem "okul nasıl gidiyor kızlar, var mı bir sıkıntı?" diyerek sorunca kızlar ikisi de:
"Gayet iyi Melek teyze her şey yolunda, aynı okul aynı dersler işte." Diyince annem onaylar tarzda birkaç kelime söyledi ve yemek yemeye devam ettik. Akşam yemeğimizi yedikten sonra yediğimiz tabakları kızlarla beraber mutfağa götürüp Huriye teyzeyle biraz muhabbbet ettik. Sonra da salonda ki anne ve babama odaya çıktığımıza dair bilgi verip yukarıya odama çıktık...

💦💦

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum ☺🤗

SADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin