GİRİŞ

9.9K 572 39
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BİR HİKAYE İLE KARŞINIZDAYIM... UMARIM BEĞENİRSİNİZ... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Kadın titreyen beyaz parmaklarını şişmiş karnının üzerinde birleştirdi. Teni çok solgundu ve titriyordu. Bir ölü kadar soğuktu. Ancak titremesinin nedeni sadece soğuktan değildi. Korkuyordu... Belki kendi için değil ama karnındaki çocuk için endişeliydi.

Geçmişin güzelliğini taşıyan bir yapısı vardı. Sıcaklığını kaybetmiş, feri gitmiş olan orman yeşili gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Koyu kahve saçları parlaklığını yitirmiş ve solmuştu. Dudakları soyulmuş ısırılmaktan şişmişti ve kan sızıyordu. Normal haliyle en fazla yirmi beş yaşındaydı ama şimdi çok daha yaşlı görünüyordu.

Uzandığı mezar taşını andıran siyah kayanın üzerinde huzursuzca kıpırdandı. Tüm bedeni kayadan gelen soğuklukla kaskatı kesilmişti.

Ayakta dikilmiş olan kadın bakışlarını bir an kadına kilitledi ardından düşünceli bir şekilde ormana döndü. Bulundukları yer ağaçların ortasında açık bir alandı. Simsiyah mermer kayanın etrafında mumlar yakılmıştı. Kayanın etrafında ki mermer betonda açıklıklar vardı.

Agatha, kızıl saçlarını bir örtüyle bağlamıştı. Düşünceli bir şekilde ağaçların arasına bakıyordu. "Geliyorlar" diye fısıldadı kendi kendine. Ardından tekrar kadına döndü. "Bebek, Beltane' de doğacak" dedi. Ay tam tepede dolunay halinde yükseliyordu.

Kira, karnındaki bebeğin kıpırtısını hissetti. Dolunayın ışığı kadının mermerdeki bedenini aydınlattı. O an da bebek harekete geçti. Kira, daha fazla dayanamayacağını anladığında çığlığı bastı.

Yaşadıkları oldukça ironikti aslında. Bir şeytandı. Nefretle, korkuyla acıyla besleniyor, ateşin içinde doğmuştu. Kendi isteğiyle yine o ateşe teslim oluyordu. Şehvetin ve acının ateşine...

Baştan çıkardığı bir baş melekti. Hamile kalacağını düşünmemişti. Yüzyıllar boyunca hiç böyle bir şey olmamıştı. Var oluştan beri bir melek ve bir şeytan birleşmesinden çocuk doğmamıştı. Hiçbir melek ve şeytan birleşemezdi. Bu yasaktı. Bir sınırdı. Ancak şehvete karşı koyamamıştı.

Arzulamış ve elde etmişti. Karşılığında tam dokuz aydır ölümden kaçıyordu. Kendisine yardım eden bir cadıydı. Agatha olmasa çoktan ölmüştü. Eğer olmasaydı peşindeki melekler onu öldürürdü.

Bir şeytanın sevebilmesi mümkün müydü? Ölü, donmuş kalpleri atabilir miydi? Kira' ın ki atıyordu. Çocuğuna karşı beslediği sevgiyle atıyordu. Bu onun cezasıydı muhtemelen. Tanrı, en güçlü askerlerinden birini baştan çıkardığı için onu cezalandırıyordu.

Çektiği acıyla daha yüksek sesle haykırdı. "Agatha!"

Agatha aniden dikkatini karanlık ormandan doğumu yaklaşan iblise çevirdi. Kadının sapsarı gözleri siyah beneklerle bezenmişti. Kıvırcık kızıl saçları bir bez parçasıyla arkadan sıkıca bağlanmıştı. Dolgun dudakları kararlılıkla ince bir çizgi halini almıştı.

Agatha, doğasında var olan ve tüm bedeninde gezinen güze odaklandı. Şeytan yanı insan yanına galip geldi ve gözbebekleri küçülüp irisleri büyüdü. Her cadı ya da büyücü gibi o da yarı iblis yarı insandı.

BELTANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin