Bölüm 2-3

6.2K 558 37
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Yedi yıl sonra:

Vien, arabanın parçalanan üstünde oturdu. Elindeki levyeyi alaycı bir gülümsemeyle yere attı. Ardından elinin tersiyle alnındaki terleri sildi. Kulağındaki kulaklıkları çıkardı ve cebine tıktı. Bu üç saatte elle parçaladığı beşinci arabaydı.

Uzun koyu kahverengi saçları siyah bir kepin altında gizlenmişti. Büyük yeşil gözbebeklerini siyah renk lenslerle saklıyordu. Ancak lensler için fazla büyük olan gözleri yine de belli oluyordu. Siyah gözlerinin çevresinde yeşil halka varmış gibi duruyordu.

Üstünde salaş ve kendine bol gelen bir tişört vardı. Tişört dizlerine kadar iniyordu. Altında kısa kot şortu vardı. Spor ayakkabıları oldukça eskiydi. Beyaz renkleri pislenmişti ve eski hali kalmamıştı.

Ancak Vien ne kadar gerçek görüntüsünü gizlese de insanlar bir şekilde onun farklı olduğunu görüyorlardı. Lenslerin altında bile gözleri parıldıyordu. Köpek dişleri normal bir insana göre daha sivriydi. Şeytan yanının aşırılığı her şekilde kendini belli ediyor ve insanları korkutuyordu.

Üstündeki tek takı tişörtünün altında görünmeyen ve bir zamanlar Agatha' a ait olan kolyeydi. Kolyenin üstünde şeytan üçgeni ve haç işareti vardı. Ufak bir efsundu. Tehlikenin yaklaştığını Vien' e haber verebiliyordu. Ayrıca Vien' e Agatha' ı hatırlatan bir şeydi. O varken Agatha' ın sıcaklığını da hissediyordu.

O melek onu öldürmüştü. Öleli üç yıl olmuştu. Vien, on yedi yaşındayken olmuştu ama o, Agatha' ın yanında olamamıştı. O arada şeytanlardan kaçıyordu. Geldiğinde Agatha' ın cesediyle karşılaşmıştı. Agatha, onu uyaran bir şey bırakmamıştı. Kadın son kelimesinde dahi kızını korumaya çalışmıştı.

Angel...

Vien, bunun ne anlama geldiğini anlamamıştı. Angel, ne demekti? Ne anlama geliyordu? Belki bir isimdi, belki de biri. Melek olabilirdi. Zaten Angel adında bir şeytan ancak ironi olurdu.

Vien, üç senedir kendi başınaydı. Annesi gitmişti. Onu şeytanlar ve meleklerle bırakıp gitmişti. Vien, insan yanıyla da melek yanıyla da onun yokluğunun farkındaydı. Bir şekilde kendi yöntemleriyle ayakta kalmayı başarıyordu.

Araba mezarlığı, Vien için en iyi yoldu. Hem buralarda fazla insan dolanmadığı için rahattı. Hem araba parçalama işi bütün gücünü ve öfkesini bastırıyordu hem de para kazanıyordu. Bu yüzden araba mezarlığı Vien' i rahatlatıyordu.

Taşınmaların bir işe yaramadığını düşünüyordu. Tam bir hayatı yoktu ama ne olursa olsun eskisi gibi de yaşamıyordu. Vien, başını kaldırdı ve parlak güneşe baktı. Yaz ayı tüm sıcaklığıyla tepede yükseliyordu. Genç kızın, bedeni terle kaplanmıştı ve parlıyordu.

Vien, derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı. Hugo, ona doğru yürümeye başlamıştı. Araba mezarlığının sahibiydi ve araba başına para veriyordu. Beş araba oldukça iyi para edecekti.

Hugo, beğeniyle parçalanan arabalara baktı. Ardından Vien' in eline bir miktar para sıkıştırdı. Vien, gülümsedi. Ardından elini ceplerine soktu ve bir şey demeden arkasını döndü. Hugo ile ilişkisi bundan ibaretti. Sabahtan uğrar birkaç araba parçalar ve parasını alıp giderdi.

BELTANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin