1 KAÇIRILMA

347 33 7
                                    

Şimdiden söyleyeyim, bu vampirler sizin bildiğiniz vampirlerden değil, daha farklı. Saçma diyebilirsiniz. Zaten sizin bildiğiniz vampirlerde uydurma değilmi? Bu yazıyı farklı diye okumamazlıktan gelmeyin çünkü benim okurlarım önyargılı değiller.

Sizi seven yazarınız...💞

Sabah alarmın sesiyle uyandığımda yüzümü buruşturdum. Neden okul diye birşey varki?! Yerimden yavaşça doğrulup banyoya gittim,ama maalesef doluydu. Birkaç dakika beklememe rağmen içerideki kişi çıkmayınca kapıyı yumruklamaya başladım.
"Hadi çık artık"
Kapı açılıp içeriden abim çıkınca ona sert bir bakış atıp içeriye girdim. Yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime bakmaya başladım. Kalçama kadar gelen siyah saçlarım ve kahverengi gözlerimle güzeldim aslında. Üstümü giyinip evden çıktım ve okula doğru yürümeye başladım...

                                 ***
Çıkış zili çaldığında arkadaşlarıma veda edip okuldan çıktım. İçimde kötü bir his vardı, nedenini bilmiyordum ama vardı işte. Evimizin olduğu ara sokağa girdim. Etrafta kimse yoktu. Sonra arkamda bir silüet belirdi. İlk önce umursamasamda beni takip ettiğini anladım ve koşmaya başladım. Ama bir anda önümde belirdi. Masmavi gözleri vardı, ayrıca hayatımda gördüğüm en beyaz tene sahipti. Nasıl bu kadar hızlı gelmişti!?

Beni tutup sırtına attı ve ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Adamın arkasında sipsiyah kanatlar çıkmıştı!!! Ne yani uçuyor muydum!!! Yaşadığım şoku üstümden atmaya çalışıyordum. Hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Bunun sadece rüya olduğunu düşündüm, başka ne olabilirdi ki zaten? Ama yüzümü yalayan rüzgar fazla gerçekçiydi. Yaşadıklarıma anlam veremiyordum, delirmiş miydim? Yoksa şizofren miydim?

Yaşadığım şokla hiç konuşmadım ve rüyadan uyanmayı bekledim, ama olmuyordu rüya değil miydi! Yaklaşık 1-1.30 saat uçunca ve rüya olmadığını anlayınca tüm cesaretimi topladım ve konuştum.
"Nesin sen, neler oluyor? " oldukça kısık çıkan sesimle yutkundum. Sonra bir ses geldi.

"Ben bir vampirim küçük kız" dedi ve başka birşey de demedi. Ben de korkumdan konuşamadım ve dediklerini hazmetmeye çalıştım. Vampir mi? Hani şu kan emenlerden, alacakaranlıktaki vampirlerden mi? Biraz daha uçtuğumuzda ucu bucağı görünmeyen bir ormana geldik. Etrafıma hayranlıkla ve biraz da korkuyla bakıyordum. Hep filmlerde gördüğümüz yağmur ormanlarına benziyordu. Yanımıza birşeyin yaklaştığını duyduğumda kafamı oraya çevirdim. Bir vampir daha uçuyordu ve onunda üzerinde benim yaşlarımda bir erkek vardı. Sırtındaki erkekle göz göze geldiğimizde bir süre sadece bakıştık. Ben hafif gülümsediğimde o da gülümsedi. İnişe geçtiğimizi hissettiğimde gözlerim kocaman açıldı. Biryere bodoslama iniyorduk. Çığlık attım. İndiğimizde vampir de beni indirdi. Önüme dönüp gördüğüm şeyle olduğum yerde kalakaldım. Bu... Bu... Hayatımda gördüğüm en uzun duvardı. Mavi, kahverengi, açık mavi, ve kırmızı tuğlalardan yapılmıştı. Buranın Çin settinden daha uzun olduğuna emindim ama neden insanlar bunu farketmemişti? Büyük tuğla ortadan ayrılıp açıldı. İçeride gördüğüm şeylerle daha çok şaşırdım. Birsürü küçük küçük evle ortalarında duran kocaman bir saray vardı. Sanki burası bir şehirdi. Vampirler şehri...

lütfen vote ve yorum atmayı unutmayın.

FARKLI VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin