Hiç yaşanmamıştı bu denli duygular..
Kim bilebilirdi ki aslında hayatın anlamının ömrün kısa bir vakti olduğunu? :(
O vaktin de; ~moruk panpalar~ ile geçirildiğini...
|bilemezdi kimse|
Not: tamamen mizah amaçlıdır.
~küçük a...
Ve işte o gün gelmişti. En erken kalkan Ebrar ve Yeşim olmuştu çünkü Rana'nın Fatma teyzesinin hazırladığı müthiş kahvaltının kokusu tüm odalara yayılmıştı. Bu kokuyu uykularından bile alan Ebrar ve Yeşim idi. Bu yüzden ilk önce kendileri üstlerini giyindiler
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bunları giymişlerdi)
ve kahvaltıya 1 saat önce oturdular. Onları gören Şevval:
(Bu arada Şevval Rana'nın kuzeni)
-bakıyorum da kokusunu alan geliyo
diyerek güldü
Ancak Ebrar ve Yeşim bundan pek de hoşnut olmuşa benzemiyorlardı.
Sonunda kahvaltıya herkes oturdu ve götürmeye başladılar. Murat çiftlikte hiç böyle güzel yemekler görmediği için her reçel ve peynir çeşitlerini sırasıyla tadarak yeni tatları keşfediyordu.
Kahvaltıda son buldu. Şmdi partiyi beklemekten başka yapacakları hiç bir şey yoktu. O yüzden Murat Esat ile birlikte bilgisayardan 'Lol' oynamaya başladılar. Şevval ve Ennur ise göstermeden karşı koltuklardan birbirlerine göz devirmekle meşguldü.
saat 13.15
Kızlar yavaş yavaş elbiselerini giymeye ve birbirlerinin saçlarını yapmaya başlamışlardı. İşleri bittiğinde o kadar güzel olmuşlardı ki hem daha makyaj bile yapmamışlardı. Bu saf güzellikleriydi..
Teyzeleri ve Şevval de giyinmişler ve diğer hazırlıklarını bitirmişlerdi. Esat ise yeni yaşına girme heyecanı her yerini kaplamış bir şekilde kıvranıyordu onu yatıştırmak için onu en iyi anlayacak olan Murat'ı çağırdılar ve Murat'dan Esa'tı sakinleştirmesi için yalvardılar. Murat ise utançtan yerin dibine girecekti bu lanet şeyi yapmayı hiç istemiyordu..
5 arkadaş ve bir aile 2 arabaya doluştular. Ve işte parti salonuna gidiyorlardı. Rana çok heyecanlıydı ama diğerleride sıkılmışa benzemiyorlardı.
Parti salonuna vardılar . Murat ise hala bir sandalyeye oturmuş sandalyenin üstünde eriyip gidiyordu..
Düğün salonu dakikalar geçtikçe dolmaya başladı misafirler öyle çok soylu insanlara benzemiyorlardı. Hele de o çirkinliklerini kapatmak amacıyla yüzüne 3 kilo boya süren sürtük kızlar Ennur, Yeşim, Ebrar ve Rana bu tür kızları hiç mi hiç sevmiyorlardı.
Parti salonu artık tamamen dolmuştu. Ennur'un gözü mutfağa çarpmıştı, gizlice mutfağın içindeki büyük 5 katlı pastanın yanına sıvıştı ve pastayı hayranlıkla izlemeye başladı.
Salonda ilk önce hareketli müzikler çalmaya başladı ve işte o sürtük kızlar çıkıp oynamaya başladı. 4 kızda onlardan eksik kalacak değillerdi onlarda çıkıp oynamaya başladı o kadar çok oynamışlardı ki şarkı bitince ayakları şişmişti. Hele elleri çırpılmaktan o kadar çok acımış ve sürtünmüştüki iflas etmişti ama hazlarını da almışlardı. Son bir yılda belkide en eğlendikleri anlarıydı. Zaten moruk panpalar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece hep mutlu olurlar.
Partinin baş kişisi Esat da geldi ve bu sefer Rana daha da mutlu oldu Esat'ı sahneye koydular ve yabancı bir şarkı çalmaya başladı. Rana'nın gözü düğünün başından beri bir çocuğa takılmıştı. Bu çocukla tanışmayı çok istiyordu bu içindeki duyguları arkadaşlarına anlattı ve Ennur çocuğun ismini teyzesine sormasını teklif etti. En azından şimdilik en mantıklısı buydu.
Ranada hemen teyzesinin yanına koştu ve ismini sordu teyzeside gülerek Emre dedi sonrada neden sordun dedi ranada hiiç dedi.
Ama bu bir hiiç ile açıklanamazdı bu farklı bir şeydi sonra Emre de Ranaya bakmaya başladı bu da neydi böyle diye içinden geçiriyordu Rana. Tabi bu bakışları gören Yeşim oradan atladı ooo rana aşık mı oldun sonra da Ebrar atıldı bu ilk görüşte aşk bence dedi.
