~Moruk Panpalar 💗 Bölüm İki~

130 20 10
                                    

Yeşim ormana yürüyüşe çıkmıştı. Ancak belki önüne yaban mersini çalılıkları çıkarsa yok da demezdi. Orman onu hem korkutuyor, hemde havası onu rahatlatıyordu. Uzun çam ağaçlarının arasındaki patikadan usulca yürürken; kuşların çıkardığı rahatsız edici cıvıltılarla boğuluyordu. Ama dedim ya; ormanın havası onu çok rahatlatıyordu.

Yaklaşık 20 dakika yürümüştü ki, ilerde bir yerlerde duman çıktığını gördü. Bu bir yangın başlangıcı mıydı? Ama duman tek bir yerden çıkıyor gibi görünüyordu. Meraklı Yeşim hemen dumanın çıktığı yöne doğru gitmeye başladı. Ancak herkes bilir ki, merak kediyi öldürür.

Fakat dumanın çıktığı yer o kadar uzaktı ki, oraya vardığında geri dönüş yolunu unutması işten bile değildi.

Yeşim nihayet dumanın geldiği yere vardı. Ama vardığında bu dumanın bir yangından değil de, küçük bir kulübenin bacasından çıktığını gördü. Bakıldığında kulübenin bakımlılığından burada birinin yaşadığı açıkça belli oluyordu. Yeşim yine merakına esir oldu ve bu hiç görmediği kulübenin kapısına vurdu. Ve tahminler doğru çıktı. Kapı kısa boylu saçı sakalına karışmış bir adam tarafından ardına kadar açıldı. Yeşim resmen heyecandan ağlayacaktı!

Yeşim'in, yaşlı gibi gözüken ancak etrafındaki tüm gençlere taş çıkaracak kapasitede olan adam ile tanışması an meselesiydi. Adam onu içeri buyur etti ama bu ne rahatlık! Adam hiç de şaşırmış ve rahatsızlanmış gibi değil de sanki Yeşim'i çok uzun zamandır tanıyormuş gibi davranıyordu.

Yeşim etrafı incelemekten; bu genç adamın sorusuna cevap veremedi. adam soruyu yeniledi:

- ne içerdiniz?

-ımmm.. şey ben sanırım çay alabilirim.

-maalesef çay yok.

-o zaman sorun değil, kahvede olur.

-maalesef kahvede yok.

yeşim zırvalarcasına:

-ne var o zaman!?

Dedi.

Yeşim kendini tutamamıştı ve bir anın heyecanıyla da bunları söylemişti.

adam normal karşıladı ve:

- suyum var.

Dedi.

Yeşim söylediklerinden ötürü mahcup bir edayla:

-olur, bir bardak su alabilirim sanırım..

Dedi. Kesin yine yüzü çok kızarmıştı..

Adam suyunu getirdi ve Yeşim suyundan isteksizce yudumlarken adam ona ismini sordu:

-ben Yeşim.

-buraları avucumun içi gibi bilirim. Ama sizin evinize hiç rastlamadım ve görmedim. Fakat bu önemli değil. Tabi önemli olan şuan sizi tanıyabilme şansına varabilmem genç bayan.. Sizce de öyle değil mi?

Yeşim irkildi ve suyunu masaya bırakıp şöyle dedi:

-katılıyorum.. Peki sizin isminiz ne?

-benim adım Efe. Tanıştığımıza memnun oldum. Evinizde yaşayan sizden başka kişilerde var mı? Varsa onları da görmek isterim. Tabi müsait olursanız.

Yeşim bu adamda bir şeyler seziyordu ama neydi bir türlü çıkaramamıştı.

-Tabi ki..

Dedi şüphelice gülümseyerek.

□■□■□■□■□■□■□■

~küçük ayrıntı~

~Moruk Panpalar 💗~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin